26. Bölüm

3K 270 97
                                    

Annem kardeşimin yaşadığını söylediğinde donup kalmıştım.

"Yani onlar da öylece alıp gitmiş öyle mi?! Ne dediğinin farkında mısın anne? Yani benim kardeşim şuan bir yerlerde yaşıyor mu?!"

"Evet ama lütfen sakin ol olur mu? Bize bir adres bıraktı. Kendisi vicdan azabı yüzünden oraya gitmiş ama sanırım orada yaşamıyorlarmış artık. Ev Seoul'deymiş oğlum. Adresi göndersem gider misin? Biz de bir kaç güne babanın işlerini toparlayıp bir süreliğine oraya geleceğiz."

"T-tamam. Bana adresi mesajla gönderin. Hemen gönder anne tamam mı? Ben de giyinip çıkacağım. Gerçekten inanamıyorum!"

"Biz de inanamıyoruz oğlum. Aslında o kadını polise vermem gerekirdi ama yapamadım.."

"Ağlama anne kardeşimi bulacağız. Onu bulacağım!"

"Elimizde bir adres dışında hiç bir şey yok."

"Alan ailenin adını falan öğrenmedin mi?"

"Kendisi de bilmiyormuş. Biz geldiğimizde polise gideriz."

"T-tamam. Siz hemen adresi gönderin."

Telefonu kapattığımda karşımda dikilen Jong Dae ile karşılaştım.

"Bizi mi dinliyorsun?"

"Kardeşin yaşıyor muymuş? Yani kardeşin mi ölmüştü?"

"Bebekken.."

"Yani hayattaymış öyle mi?"

"Evet.."

"Seninle gelebilir miyim?"

"Ne?"

"Lütfen izin ver. Yanında olmak istiyorum."

"Ama bugün taşınman gerekmiyor mu?"

"Önce kardeşini arayalım olmaz mı? Sonra ben işlerimi hallederim."

"Peki o zaman."

Yarım saat içinde giyinip evden çıktık. Olayın şokuyla saçma sapan sokaklara girip duruyordum. Beni durdurup omuzlarımdan tuttu.

"Heey sakin ol! Şimdi o telefonu bana ver ve sadece takip et. Olur mu?"

"T-tamam.."

"Gözlerime bak Min Seok."

Yere eğik duran başımı kaldırıp gözlerimi gözlerine diktim.

"Karmaşık duygular içinde olduğunun farkındayım. Ama sakin olmalısın. Tamam mı?"

"Kardeşim yaşıyormuş. İnanabiliyor musun? Küçük kardeşim.. O bir yerlerde yaşıyormuş. Bizden uzakta bir yerlerde.."

"Seni ilk defa böyle görüyorum. Böyle bakmayı kes yoksa ağlayacağım."

"T-tamam iyiyim."

Saatlerce yürüdükten sonra geldiğimiz adresin çift olduğunu öğrenmiştik. Meğerse başka bir semtte de aynı mahalle varmış. Şehrin diğer ucuna kadar gitmemiz gerekmişti. Ara sokaklara dalıp tekrar yürümeye başladık.

"Sanırım doğru yerdeyiz Min Seok. Bak sokağın adına."

"Görüyorum. Ben biraz heyecanlandım sanırım. Ya onu bulursak? Ne yapacağız o zaman? Alıp gidecek miyiz?"

"Onun bir hayatı var Min Seok. Öylece götüremezsin. Önce bir bulalım."

Ne derse yapıyordum resmen. Ne sert duruşum ne de sert sözlerim vardı. Kendimi ona bırakmıştım. Saçma sapan yürüyüşümü fark edince oflayarak parmaklarını parmaklarıma geçirdi.

Coincidence ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin