IBölüm 39I

543 39 22
                                    

Bölüm 39

Aklıma nedense Avusturalya'ya gitmeden önce arkadaşlarımla vedalaşmam geliyor. Yani bir nevi bunu yaşıyorum ama bu sefer gideceğim yere varacağım için heyecanlıyım.

O zamanlar değildim. Aksine üzgün ve kırgındım.

"Beni her gün arıyorsun." diye şart koştu Gavriella.

"Her gün mü?" diyerek kaşlarımı kaldırdım.

"Bu çok oldu ya. Tamam, o zaman. Her hafta veya iki haftada bir arıyorsun ve konuşuyoruz. İşlerin nasıl gidecek merak ediyorum."

"Arayacağım."

Gavriella konuşmasını bitirince Falk'a döndüm.

Geçmişle şimdi arasında bir farklılık daha. O zaman havaalanına beni uğurlamaya gelenler kalabalıktı ama şimdi sadece iki kişiydiler.

Yine de bu iki kişi hayatımda önemli bir yer tutuyorlardı. Diğer kalabalık grup gibi.

"Görüşürüz Violetta. Beni de fırsat buldukça ararsın umarım." dedi.

Yanına eğilip "Arayacağımdan emin olabilirsin. Seni özleyeceğim Falk." dedim.

"Uçak kalkacak Violetta hadi." diyen Francesca'ya dönüp başımı salladım.

Tekrar Falk'a döndüm. "Görüşürüz Falk. Beni ziyarete gel mutlaka." dedim ve yanağından öpüp bavulumla birlikte Francesca'yı takip ettim.

Arkama son kez baktığımda Gavriella ve Falk bana el sallıyorlardı. Bende onlara el salladım. Buraya bir daha gelmeyecektim. Onlar gelmeliydiler.

---

"Uçağın Arjantin'e inmesine son beş dakika." diyen anonsu duyduğumuzda kalbim daha fazla sıkıştı.

Arka koltuktan bana seslenen babamın sesini duydum. "Daha iyi misin kızım?"

Uçak kalktığından beri başım dönüyordu ve midem bulanıyordu. Ama ben bunda bir sakınca görmüyordum.

Sonuçta Arjantin'e geleceğim için çok stresliydim. Hem de çok...

"İyiyim babacığım merak etme. Hadi toparlanalım birazdan iniyoruz." dedim.

Eşyalarımı toparlayıp uçağın inmesini bekledim. Arjantin'in tanıdık siluetini pencereden görünce bir an kalbim durdu zannettim.

Şaka maka hayallerimin gerçek olduğu ve yıkıldığı yere geri dönmüştüm.

"Uçağımız inmiştir. Lütfen sırayla uçaktan ininiz." diyen anonsu duyduğumuzda kemerimizi çıkarttık.

Uçaktan indiğimde karşımda Federico, Camilla ve Ludmila'yı görmeyi ummadığım için onlara doğru koştum.

Ludmila öne atılıp bana sarıldı. Tanıdık, bildik ve sevdiğim kollarda olmak çok güzeldi.

"Seni çok çok çok özledim Violetta! Hemen bana olan her şeyi anlatmalısın. Konuşacak o kadar çok şeyimiz var ki."

Makineli tüfek gibi konuşunca güldüm. Avusturalya'da olmayan bu şapşallıkları özlemiştim işte.

"Tamam, anlatır ama biraz da bize bıraksan bayan model." diyen Federico'yu duyunca Ludmila'nın kollarından ayrıldım.

Ona baktığımda tanıdık bir şeyler görmekten çok mutlu oldum. Hiç değişmemişti. Hala aynı espri anlayışı vardı. Hala benim en iyi arkadaşımdı. Abimdi.

"Hoş geldin fıstık." dedi ve kollarını açtı.

Ellerimi onun sırtına doladım ve başımı göğsüne yasladım. Yavaşça başımdan öptü ve "Ben buradayım Violetta. Hep burada olacağım senin için. Ne zaman arasan kollarımı bulabileceksin biricik kardeşim." dedi.

Son Dans #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin