Bölüm 43
"Bugün eski okula gideceğiz gelecek misin?" diye sordu Francesca.
"Şey... Aslında pek de eski sayılmaz. Sonuçta üzerinden sadece dört yıl geçti."
Francesca dönüp bana baktı ve başını iki yana salladı. Adeta bana 'Umutsuz vakasın' diyordu. Sensin o umutsuz vaka.
"Tamam, normale dönüyorum. Kim kim gideceğiz?" dedim.
Şöyle bir düşündü. "Ben, Alanzo, Diego, Federico, Ludmila, Camilla, Maxi, Broadway. Ben bu kadar biliyorum."
Bir saniye durup düşündüm. Uzun zamandır dışarı çıkmıyordum. Gerçi, daha yeni gelmiştim dışarı nasıl çıkacaktım?
Sonuç olarak evde canım sıkılmaya başlamıştı ve bu değişiklik bana iyi gelebilirdi.
"Tamam, geleceğim. Kaçta?" dedim.
"Birazdan çıkarız. Sen üstünü değiştir. Ha, oradan öğle yemeği yemeye gideceğiz haberin olsun."
Başımı sallayıp Francesca'nın odasından çıktım ve kendi odama döndüm. Dolabımı açıp giyeceklerimi seçtim.
Üzerime beyaz askılı ve siyah eğik yazıyla 'Today's Outfit' yazan tişörtümü giydim. Altıma da bol siyah bir etek giydim.
Sahte incilerle bezeli bilekliğimi taktım. Gri kemerimi eteğime geçirdim ve tişörtümü içine biraz soktum. Elbise gibi gözüküyordu şimdi.
Ayakkabı olarak beyaz, zımbalı babetler giydim ve çanta olarak beyaz küçük ama sportif bir el çantası aldım.
Saçlarımı taradım ve buklelerimi düzelttim. Yüzüme hiç makyaj yapmadım ve odamdan çıktım. Francesca hazır bir biçimde beni bekliyordu.
Üzerine ona İspanya'dan aldığım elbiseyi giymişti. Kot ceketini almamıştı ama.
"Hadi çıkalım." dedim.
"Vay... Şu güzelliğe bir bakın."
Gülümsedim ve birlikte kapıdan çıktık. Annemlerin gideceğimizden haberleri vardı. Birlikte eski okulumuza doğru yürüdük.
Kapının önüne geldiğimizde bizim grubun dışında birisini daha görmek beni hem kızdırmıştı hem mutlu etmişti hem de üzmüştü.
"Onun burada ne işi var?"
Sesimi duyunca dönüp bana baktı hepsi. Diego'nun gözleri baştan aşağı beni süzüyordu ve etkilenmişti.
"Sen ne için buradaysan bende onun için buradayım prenses." dedi 'prenses' sözcüğünü alay edercesine söyleyerek.
"Sahi mi? Bense senin buraya yetimlere bağış yapmak için geldiğini düşünmüştüm." diyerek elimi kalbimin üstüne koydum.
Onunla alay etmek hoşuma gidiyordu.
"Kavga etmeyin. Sakın." dedi Federico tehdit eder bir ses tonuyla.
Beni korkutamayacağının farkındaydı. Ben ondan korkamazdım ki.
"O benden uzak durduğu sürece sıkıntı yok." dedim ve Diego'nun yanına doğru ilerledim.
"Hadi ama Violetta. Böyle davranma çocuğa. Dün kapına kadar gelip sana açıklama yaptı." dedi Diego.
Kaşlarımı kaldırarak "Bir açıklama tüm çektiğim acıları götürecek mi zannediyor acaba?" dedim.
Söyleyecek bir söz bulamadı çünkü haklıydım. O kadar acı çekmiştim ve yaptığı bir açıklama benim yaralarımı onaracak mıydı? Hiç zannetmiyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Dans #Wattys2016
Fanfic"Kalbinin atışlarını duyabiliyor musun? İşte o benim şarkım..." Kapak için Mrs_Melody'ye teşekkürler!