IBölüm 35I

491 36 13
                                    

Bölüm 35

Zil çalınca kalemi elimden hızla attım. Öğretmenler öyle hızlı İngilizce konuşuyorlardı ki... Anlamakta zorlanıyordum bazen. Ama utandığımdan elimi kaldırıp 'Tekrar eder misiniz?' diyemiyordum.

Daha okulun ilk gününden insan bu kadar zorlanılır mı?

"Ne... Hızlı bir giriş oldu bu." dedi Avery.

"Sen bir de bana sor. İngilizce anadilim olmayınca daha da zorlanıyorum." dedim yüzümü buruşturarak.

"Eee, Violetta okulu nasıl buldun?"

"Güzel. Ama öğretmenler çok garip ders anlatıyor. Yani 'Şunları not alın' demiyorlar. Hangisini not alacağım ben?" dedim yakınarak.

"Hepsini alacaksın. Nereden sınav olacağın belli bile olmaz." dedi.

Burnumu kırıştırdım. "Of, haklısın!"

"Avery!" diye seslenen bir erkek sesi duyunca başımı o tarafa çevirdim.

Saçları kahverengi olan ve siyah, kemik gözlük takan birini gördüm. Tekerlekli sandalye üzerinde oturuyordu.

Ama garip bir biçimde ona bakınca içim acımadı. Çünkü o kendisine acımıyordu. Halinden memnun sayılırdı.

Beni görünce sandalyesini sürmeyi bıraktı ve bana baktı. "Bu kim?" dedi.

"Ben Violetta."

"Violetta... Ne güzel bir isim. Ben Falk." dedi.

"Memnun oldum Falk."

"Sen ne için gelmiştin Falk?" diyen Avery'e baktığımda bana açıklama yapma gereği duymuşçasına konuşmaya devam etti.

"Hani sen Makine Mühendisliği okuyorsun ya... Onun için." dedi.

Falk başını sallayarak "Ah, evet. Bugün on bir aylık yeğenime bakmak zorundayım ama tek başıma yapmak istemiyorum. Sen yardım edersin diye düşünmüştüm." dedi.

"Üzgünüm Falk. Ben bu gece ailemle birlikte olacağım." dedi.

Avery ailesi ile birlikte olacaksa... Niye yurtta kalıyor ki o zaman? Bu hiç mantıklı değil.

"Ailenle olacaksan niye yurtta kalıyorsun ki?" dedim.

Bana dönüp gülümsedi ve "Ailem Amerika'dan gelecek beni görmeye. Sonra gidecekler." dedi.

Başımı salladım anladığımı belirtircesine. Falk umutsuz bir biçimde dudaklarını büktü.

"O zaman başkasını bulmam gerekecek. Neyse, başka zamana artık. Görüşürüz kızlar. Tanıştığımıza tekrar memnun oldum Violetta."
dedi ve tekerlekli sandalyesini kapıya doğru yöneltti.

"Falk ben belki gelebilirim." dedim.

Dönüp bana baktı. "Sahiden mi?"

Aslında söylediklerime kendim bile inanmakta güçlük çekiyordum. Sonuçta ben ne anlardım çocuk bakmaktan? Hele on bir aylık bebek bakmaktan!

"Şey... Sanırım yapabilirim." dedim gülümsemeye çalışarak.

Falk'ın yüzü bir anda aydınlanmıştı. "Tamam, o zaman. Ben seni gece alırım." dedi.

"Kaçta hazır olayım?"

"Altı iyidir." dedi ve kapıdan çıktı.

Garip bir işin içine girmiştim ama en kötü ne olabilirdi ki? Sonuçta minik bir bebek...

---

"Falk bu susmuyor!" diye isyan ettim.

"Susmasını sağlayacak sihirli bir değneğim varmış gibi mi gözüküyorum Violetta?" dedi.

Son Dans #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin