Bölüm 37
Bir Yıl Sonra...
"Okulun biteceğine inanamıyorum!" dedim heyecanla.
"Bazen garip geliyor ama zamanla alışırsın." dedi Falk gülerek.
Onunla hala arkadaş kalmaya çalışıyorduk. Ne kadar zor da olsa... Benim açımdan zor değildi, onun açısından zordu.
Ama inanıyordum ki o da bir gün gerçek aşkını bulacaktı. Bu kişi ben değildim ama eminim birisiydi.
Bu son yılımızdı. Daha doğrusu son haftamız. Tüm sınavlarımızı vermiştik ve öylesine okula geliyorduk. Yine notlarım gayet iyiydi.
"Violetta özel olmayacaksa bir soru soracağım." dedi Falk ciddi bir ifadeyle.
Yine onun hakkında konuşabileceğini düşünerek yüzümü buruşturmamak için zorladım kendimi. Falk onu öğrendiğinden beri beni onun hakkında sorguya çekiyordu.
Ona bir gün resmimizi göstermiştim. Bana verdiği cevap ise tek bir cümleden oluşuyordu. 'Seni hiç böylesine mutlu görmemiştim.'
"Sor." dedim.
"Okul bittikten sonra Arjantin'e mi döneceksin?"
Bunu uzun geceler boyunca bende düşünmüştüm ve daha sonraları burada kalamayacağımı anlamıştım. Her ne olursa olsun ben Arjantin'e aittim.
Onun yanına aittim... Onunla olmalıydım.
"Evet."
"Neden ama? Burada çok iyi iş imkânları var. Psikologlar burada iyi iş yapıyor. " dedi.
Başımı iki yana sallayarak "Orada da iyi işler olduğuna eminim. Ve ben oraya aitim Falk. Ailemin, arkadaşlarımın yanına." dedim.
"Ve Leon." diye ekledi.
Omuz silktim. "Muhtemelen."
"Ama seni anlıyorum Violetta. Onu bu kadar çok sevmeni anlıyorum. Umarım bir gün tekrar bir araya gelebilirsiniz."
Ona yavaşça gülümsedim. "Umarım." dedim.
Falk gittikten sonra birden dilimden 'Bizim Yolumuz' şarkısı döküldü. Söylemek istemiyordum ama kendimi de durduramıyordum.
"Sana bakmak istiyorum, hayalini kurmak,
Her anı seninle yaşamak.
Sana sarılmak istiyorum, öpmek istiyorum.
Aşk için ne hissediyorsam, benim her şeyimsin.""Violetta? Şarkı senin anadilinden mi?"
Falk niye hala buradaydı? Bu şarkıyı söylerken beni duymasını istemiyordum... Çünkü bu şarkı beni güçsüz yapıyordu.
"Sen... Hala burada mısın?"
"Bir şey unutmuştum. Ve sana Türkçe dersi miydi neydi onunla ilgili bir soru soracaktım." dedi.
Ah, evet. Türkçe... Okulun ilk yılının ikinci döneminde bizlere öğrenmemiz için başka bir dil seçmemiz gerektiğini söylemişlerdi.
Bende kâğıda uzun bir süre baktıktan sonra ağlaya ağlaya Türkçe'yi seçmiştim.
Verdiğim bu kararda bile Leon'un parmağı vardı.
"Sor tabii." dedim.
"Şimdi hani bu dilde iki kelime bir anlamı taşıyabiliyor ya?"
"Bizde de var ya öyle. Onun gibi düşün. Yani bizde derken İngilizce dilinde." dedim.
"Ya baya karışık bu dil." dedi başını kaşıyarak.
![](https://img.wattpad.com/cover/31159703-288-k315842.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Dans #Wattys2016
Fanfictie"Kalbinin atışlarını duyabiliyor musun? İşte o benim şarkım..." Kapak için Mrs_Melody'ye teşekkürler!