OLİMPOS

651 31 3
                                    

Çok alıştık sanırım onlara, huzurlu değildik artık. Merak ediyorduk herşeylerini, eğitimleri nasıl gidiyor diye haberler alıyordu bazen. Ama Zeus eski haline dönmüştü yine kalpsizdi. Bense kulübemde ki en iyi melezimi düşünüyordum "ANNABETH" beni seviyor muydu? Seviyordu tabiki annesiyim, ama hiç bir zaman annesi gibi davranmadım buda bi kesin. Ben seviyordum, bana benziyordu. Benim huylarımla çelişkiliydi biraz, diğerleri gibi tam ben değildi onu kendisi yapan özellikleri vardı. KİN'İ ÖFKESİ bende olmayan bu iki şey, onun ölümü kadar çok vardı onda. Bize sinirliydiler ama gittiğimizde pekte ters davranmadılar, seviyorlardı onlarda biz belli etmiyorduk. Kahkaha sesi gelir ve o yana baktım ki bakmasaydım "Neyin var Ares, yine ne karın ağrın var?" Hâlâ gülüyordu karşıma geçmiş pişmiş kelle gibi gülüyordu. Zeus aşkına şuna birisi söylesin benimle dalga geçilmiyeceğini. "Kardeşim kardeşim şiiit sessiz ol sinirlenme sakın, senin şu kızın varya beni deli ediyor öldürmek istiyorum aynı zamanda seninde canını yakmış olurum" ciddiydi tek mimiği oynamıyordu, oynasaydı bunu yapmazdım. Karnına ağrı girdiğini düşündüm yere düşünce karnına tekme attım "Hâlâ öyle mi düşünüyorsun kardeşim" kardeşim sözcüğü küfür gibi çıkmıştı sinirlenmiştim, onun gücüyle annabeth'in gücü aynı değildi sonuçta. Gelsin benimle halletsin sorununu çocuklarımla değil. "Athena sen, sen tam bir sürtüksün, bırak acı çektirmeyi" kaşlarımı kaldırarak dalgaya vurdum işi "öyle mi kardeşim ben bir sürtüğüm, bırakmam çekiceksin" ayağa kaldırdım ve yüzüne baktım ne kadar çok direniyordu güçsüz görünmemek için. Tokat attı bana tokat attı. Güldüm bu kıyametti fırtına öncesi sessizlik gibi bir şey. Kılıcımı kanımdan çıkardım, ilk hamleyi onun yapmasını bekledim. Anlamalıydı benimle uğraşmayacağını, ilk defa ona bu kadar sinirlendim. Beklediğim gibi ilk hamleyi yaptı, kibir Areste'de vardı ve ben bunu kullanarak başladım işe. Direk yukarıdan vyrdu kılıcı, hemen savurdum savururken karnına tekmeyi geçirdim. Evet ares'in en sevmediği şey karnına vurulmasıydı. Hiç sendelemeden kılıcını attı yere ve baltasını çıkardı. Bu daha güzel bay tavan diyesim geldi ama demedim, direk baltasını indirdi elimle tuttum. Kimle uğraştığını sanıyordu, melezlerle falan mı? "Kız gibisin Ares gücün mü tükendi bastırsana" sinirlendiğini biliyordum sırf bunun için yapıyordum ya zaten. Öfkesine yenik düştü, malum yerine vurdum ve yere devirdim "kendini korumayı beceremiyorsun savaş Tanrısı Ares" küçümseme değildi benim ki, sasece sinirdi galiba. Bana baktı ve "En değerini alıcam Savaş strateji ve bilgelik tanrıçası ATHENA" athena derken sesi yükselmişti. En değerlim neydi ki benim? Benjm bilmediğimi o nasıl biliyordu? Ayrıca bana sesini yükseltti. Kesinlikle burdan çıkmalıydım yoksa büyük kavga olacaktı. "Büyüklük benim ares kapa çeneni" başka bir şey söylemeden çıktım. Hermesle karşılaştım "Mektup var Zeus' a athena hadi gel" yüzünde bir gram gülümseme yoktu, oysa hep gülerdi. "Tamam kimden peki?" Dediğimde anlamsızca yanağını oynattı sadece "demek bilmiyorsun o da güzel" Zeus' un yanına geldiğimizde yanında Hera vardı *ah yine bu kadın* çıldırtıyor bunla anne oğlu beni. Zeus bize döndüğünde söze ilk ben girdim "Baba önemli sadece 3 kişi kalalım yani Hera çık" hera yüz somurttu niye somurtuyorsun oh olsun. Tamam biraz çocukça davranabilirim ama sevmiyorum gıcığım hatta. "Gittiğine göre başlayın bakalım" Zeus yine soğuktu Kamp'ta böyle değildi çok çabuk değişti. "Sana mektup var, ama iyi birinden değil gibi görünüyor. Zararlıdır diye açmaya kalktığımda açamadım, sadece sen açabiliyorsun" Bana bilmiyorum diyene bak sen yüzümü buruşturdum. Zeus mektubu eline alınca aklıma geldi "dur bi dakika bana verin onu çabuk" en değerlim babamdı benim ama ölümsüz, olsun yinede tedbirli olalım. Elime aldığımda terslik olduğunu anladım, zarf haddinden fazla soğuktu elimi yakıcak derecede soğuk. "Bunu açmasak, içinde başka bir şey olduğuna eminim" babam yani Zeus bana baktı "Tamam sen nasıl istersen ama merak ediyorum en kısa zamanda açılacam o zarf" otoriter sesi tamam mı demek değildi sadece tamam demekti. Bana emir verircesine konuşmaz asla, kırılmamdan korkardı. En çok korktuğu şey ise, sağlam zincirlerin kırılmasıydı babamın. Elimde zarfla çıktım içeriden, kütüphane'ye yöneldim. Birkaç kitap alıp odaya geri döndüm. Kitapları masaya bıraktım, sayfa kurcalamaya başladım diğer elimde zarf. Belki zarfla ilgili bir şey bulurdum, bilgi bu nerede nasıl karşına çıkar bilemezsin. Saatlerdi arıyorum ama tek kelkme bile bulamadım tam kapatıyordum kitabı, sayfayı gördüm. Zard hakkında idi okumaya başladım ve şaşırdım kim yapardı bunu? Kader tanrısı mı? Ama neden! Bunun içinde bir işler vardı emindim, şimdi ben açsam zeus kızardı. Acmasam gerçeği göremedim ne yapmalıyım. Öğrenmeyi mi seçmeli öğrenmemeyi mi?

ATHENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin