ATHENA

Hediye

Spider-Man8 ilham perime teşekkür ederim ❤ hepsi onun sayesinde ve saçma olduysa affedin artık. İlk satırlar süper çünkü ilham perim sağ olsun ama sonrası kötü.

Ahıra girmemle dondum kaldım.
Bir de ne göreyim? Karşımda bir at vardı. Ama bu bildiğim sıradan atlara hiçbir benzemiyordu. Atın; mavi, gri kanatları, kırmızı ve siyah yelesi, altın sarısı gözleri ve iki adet şimşek'ten oluşan kanatları vardı. Onca atlar içinde gördüğüm en muhteşemiydi. Ben bunları düşünürken;

"ne kadar güzel değil mi?"
Bu sesi nerde olsa tanırdım. Aynı şekilde pozisyonumu bozmadan
"evet çok güzel" poseidon ise
"evet onu senin için yarattım ve adı Great Fortune. Umarım beğenmişsindir" dedi. İnanamıyorum.
Benim mi? Ne yani bu muhteşem at benim miydi?

"Bu at o kadar güzel ki, Great çok muhteşemsin" yeleleriyle oynarken poseidon yanıma yaklaştı.

"O muhteşem bir at, sende onun muhteşem sahibi kadın" gözlerimi kaçırıp Great'ın diğer yanına gittim.

"Bunun için çok uğraşmış olmalısın" gözlerini gözlerime kilitleyip güldü.

"Kesinlikle çok uğraştım ama hepsi senin içindi ve deydiğine eminim" gülümseyip elime fırça aldım.

O güzel yelelerini taradım.

"Sanırım onunla bir tura çıksam fena olmaz" gülümseyip Great'ın üstüne yerleştim ve eğerini sıkıca tuttum.

Onların duygularını ve ne yapacaklarını biliyordum ama bu at farklıydı. Onu anlayamıyordum, neydi bu böyle?

***

Havada öylece süzülürken çok uzaklaşığımızı anlamıştım. Sahi kaç saat geçmişti ki?

"Great, aşağıya inmemiz gerekiyor" sözümü ikiletmeden aşağıya doğru kanat çarpmaya başladı.

Ever onunla aramız düzelmişti ve duygularını seziyordum. Beni sevmişti.

"Sen benimsin" yelelerini karıştırıp güldüm.

Güzel iş çıkarmış posi, içimden tekrar teşekkür ettim. Tanrılara değil, kendime ettim.

Aşağıya indiğimizde karadan gitmeye başladık.

***
"Anne! Sanırım şey wowow bu da neyin nesi?" Great'a bakıp gözlerini açtı.

Yaklaşıp elini uzattı. Great ilk başta sorun etsede sonra alıştı.

"Hediyem" gülümseyip bende great'ın kanatlarına baktım. Yorulmuştu.

"Ahıra götürsem iyi olucak, sahi sen ne söyleyecektin?" Gülümseyerek baktım.

"Şey aslında önemli değil, bende gelsem ahıra?" Great'a aşık mı oldu ne?

"Bence sen Great'la ilgilen ve istersen onunla gez ama Şuan yorgun" eğerini Annabeth'e verip saraya girdim.

***
"Bence yanlış düşünüyoruz, anlaşma yapıldıktan sonra bize asla sırt çevirmezler" herkesin ağzından farklı farklı kelimeler çıkıyordu. Kafam kazan.

"Susun!" Sesim haddinden fazla yüksek çıksada dayanamamıştım.

"Neden? Neden bir çıkış yolu arıyorsunuz? Neden birilerini sorguluyor ve suçluyorsunu? Herkes dağılsın ben bir yolunu bulurum" herkes yavaş yavaş topladığımız odadan çıkarken sinirlenmiştim.

Neydi yahu ne? Bu neydi? Herkes bir sözünden dönme çabasında Lanet olsun! Savaş'a sürüklenmek istemediğim her seçenekte, cevap niye savaş oluyordu? Sessizlik istediğim halde neden herkes bağırıp ses çıkarıyordu. Lanet olsun! Elimi masaya vurmamla dünyaya kesin dönüş yaptım.

"İyi misin?" Poseidon'un elime baktığını gördüm.

"Sen çıkmamış mıydın? Hepinize çıkın demedim mi? Sen neden kaldın?" Sanırım sesim fazla yüksek çıkmıştı.

"Özür dilerim" kapıdan çıkarken yerimden kalkıp yanına gittim.

"Bak oldukça sinirliyim ve özür dilerim, kusuruma bakma bir çıkış yolu arıyorum ve yok" gözlerime bakıp yanaklarımı ellerinin arasına aldı.

"Sakin ol, inanıyorum ki! Biz buluruz" biz mi? Hala yanımda mı olacaktı?

"Buluruz"

***
"Bu haritalardan nefret ediyorum" söylenmeyi kes demek istesemde yuttum. O kadar lafıma hala yanımda duruyorsa sus.

"Mızmızlanma artık az kaldı içime doğdu" haritalara bakıp bakıp hangisinin orjinal olduğunu çözmeye çalışıyorduk. Belki o zaman savaş yaratmadan bu iş biterdi. Kazanamayacağımızdan değil sadece istemiyorum.

"Buldum" haritayı önüme koyup elleriyle ince dokunuşlar olan yerleri gösterdi.

"Sen demek anlarsın sanattan?" Gözlerini devirip ofladı.

"Oflama bana" burnunu çekip güldüm.

"Peki oflamam" yüzü yüzüme çok yaklaşmıştı. Öpücekti.

"Zaten oflayamazsın" dudaklarının dudaklarıma değmesini sağlayan bendim.

Ve kapı açıldı.
Spider-Man8 ilham perim ❤