Korku

436 26 1
                                    

Korku herkes için geçerli olabilirdi ama bizim için olamazdı. Babamın korkusu belli belirsiz yüzünde beliriyordu. İçeriye giremeden çıkan Hera'ya ne kadar gülmek istesem'de gülmedim.

''Athena, Arakne Melez kampına gitmiş ve korkuyorum ki Annabeth'e zarar vermek için. Sana söyledim onu bu kadar sevme diye bak kızının başına neler gelecek. Ve sadece bu olsa çok güzel olur zira sadece bir kişinin ölümü tüm kampın ölümünden daha iyidir''

Ne yani onu örümceğe çevirdim diye kızıma zarar mı verecekti? izin verir miyim ki?

''Bence artık kızımı önemsemelisin BABA! çünkü sen beni nasıl seviyorsan bende kızımı öyle seviyorum ve şimdi sen bana izin vermesen'de ben kızımı koruyacağım. Biliyor musun? Bencil olmaktan kurtul artık ilk defa seninle böyle konuşuyorum şimdi ben bu odadan çıkınca şunu aklından çıkarma; Ben artık sen ne dersen 'haklısın' diyecek kızın değilim! Unutma ki onları hayat boyunca yalnız bıraktık ve çıkarlarınız için onlara zarar gelmesini istemiyorum''

Sinirlenmiştim hemde çok fazla ne dediğimi bilmiyor'da olabilirim ama şuan kimseye haksızlık yapılmasını istemediğimden eminim. Babamın odasından çıktığımda bana seslenmişti ama artık eski Athena olmak istemiyordum. Arakne'yi yakaladığımda onu asla affetmeyerek cezalandıracağım. Zaten yüz yıllar boyunca bela olmuştu başıma şimdide kızıma dokunmak istiyordu. Asla!

''Athena burnundan soluyorsun, ne oldu sana böyle?''

Karşıdan gelen Artemis bana endişeli endişeli yaklaştı.

''Sadece Arakne geri döndü ve Melezlere zara vermesinden korkuyorum''

Ben korkmam herkes bilir şuanda korkmuyorum ama başımdan göndermem gerekiyor. Ama inanmadı ve bana bakmaya devam etti. En sonunda suskunluğu Artemis bozdu.

''Seni tanıyorum bana yalan söyleyemezsin! sen yalan söylemezsin kendine gel ve bana geçerli bir şey söyle''

Anlaşılan kurtulma çabalarım boşa çıkacaktı.

''Zeus! Her şeyi o başlattı, bana Annabeth'in gereksiz olduğunu söylemeye getirdi. o ölsün'de başka melezlere zarar gelmesin dedi. O benim kızım nasıl kayıtsız kalabilirim? Bütün bunları damarıma basmak için mi söylüyor bence gerek yok''

Hayretle bana bakıp dinliyordu. Kimse inanmazdı aramızın bozulacağını yani onunla Yüce Zeus'la, kendi kuyusunu kazmak bu olsa gerek.

''Sen gerçekten çok sinirlisin ve Arakne'yi öldürürsün''

Artemis gülüyordu, şuan sinirimin kat sayısı daha'da yükselmişti. Kendime hakim olamayıp Artemisi duvarla arama sıkıştırdım.

''Beni dinliyorsan dinliyorsundur, eğer dinlemiyorsan dinlemiyor olabilirsin ama gülmeyeceksin.! Sen tanrıça olsan bile bana gülünmeyecek!''

Beni diğer duvara yollama çabaları sonuçsuz kaldı çünkü; neyi ne zaman nasıl yapacak biliyordum. kendimi sol tarafa çekip ellerini öne savurmasını izledim.

''Athena sen garipsin''

Gözleri parlıyordu sanki öldürmek istercesine ama bilirsiniz bizler sadece birbirimize zarar veririz.

''Sana zarar vermek istemedim. Sadece sinirlerim bozuldu biliyorum bizim duygularımız pek açığa çıkmaz ama biliyorsunuz sizden daha fazla insan gördüm bu yüzden duygularım daha çabuk çıkıyor. Bilirsin biraz dikkate alınmadığımı düşündüm''

Ben her şeyi kırabilirdim her şeye zarar verebilirdim ama kendimden olanlara saygı duyardım. Onlara zarar vermek bana göre bir şey değildi, sadece önerilerim ve sesimle buradaydım sanki.

''Anlıyorum üzgünüm. Melez kampına kendi kılığında gitme Arakne seni fark etmesin, ve geceleri uyuyormuş gibi yap. Ben Kheiron ile konuşurum ve seni Athena kulübesine aldırırım''

Kafamı sallayıp yanından ayrıldım. Sean'ı bulmam gerekiyordu. Biraz uğraşma sonunda Sean'ı buldum.

''Dünya'ya gitmeliyiz''

Tamam en son dünya'ya gittiğimizde ne olduğunu gayet iyi biliyorum ama bana kıyafet lazımdı.

''Athena hayır''

Sanki bana hayır deme şansın varmış gibi birde arkasını dönüyordu.

''Sean bana arkanı dönemezsin! ne yaparsan yap bana arkanı dönme zaten nasıl hayır diyebiliyorsun?''

Bana dönmüştü, yüzü kırmızı halde.

''Unutma artık sana hizmet etmiyorum. Açıklayayım istersen; Senin bana emir vermeye hakkın yok!''

Her cümlede ses tonu daha fazla sertleşmişti. Beni öyle bırakıp gidiyordu ki kolundan tuttum.

''Emir vermedim ben sana gitmeliyiz dedim. İhtiyacım olmasa gelmezdim zaten. Her neyse bahsetmedim say ama acısı çıkar''

Onun yerine ben gittim. Büyük hataydı, belkide hiç sormamalıydım.

1 saat sonra

Bir kaç genç kız kıyafetleri almıştım. Kot, şort, bluz, t- shirt, Şapka vb. kendimi baştan aşağıya değiştirmiştim. on yedi yaşlarında bir kız olmuştum. Saçlarımı yandan örmüştüm ve spor giyinimli biriydim. Artık Melez kampına gitme vaktiydi. Beni tanıyamazlardı zaten.

***

Artık kampa gelmiş ve odaya yerleşmiştim, herkes bir şeylerle meşguldü. Toplasan yedi kişi vardı kulübede, ve içeriye Annabeth girdi. Boş gözlerle yanıma geldi.

''Biliyorum şaşkın olabilirsin ama merak etme ilk geldiğinde herkes aynı duygular içindeydi. Ayrıca anneni merak ediyorsan, o çok iyi birisi ve senide çok sever. Şimdi gidiyorum çok işim var akşam görüşürüz, Ted buraya gel ona yardımcı ol ayrıca çizimlerime göz atsın''

Çok iyi birisi derken sesi gururla çıkıyordu. Demek ki seviyordu ama belli etmiyordu.

''Sen o çizimleri bize bile göstermezsin ki Annabeth?''

''Sana mı soracağım kime gösterip göstermeyeceğime? Seni ilgilendirir mi Ted?''

Gerçekten sözü geçen biriydi kulübede galiba.

''Sakin ol sadece sordum, Gel hadi bae''

ATHENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin