Annabeth'i yollamıştım. Oda'da tek başıma düşünüyordum. Zeus veya Kronos hepsi aynı boktu. Bir düşününce birisi 'defol git' der diğer ise işkence yapar. Araf'ta kalmak bu olsa gerek. Tabi ki ailemi yarı yolda bırakamazdım ama bana ve Atina'ya zarar verdi. Odanın ücra köşesinden bir mavi ışık belirince ayağa kalktım. ''Sakin ol benim'' Poseidon gelmişti. Yerime tekrar oturdum. ''Gel, bir şurada kilitli olan yerde harita var getirir misin?'' Poseidon gülümseyerek kilitli dolaba gitti. şifreyi söyleyince şaşırdı. ''Athena dolap bomboş'' Neyse ki bu duruma kendimi hazırlamıştım. ''Tamam gel yanıma otur'' yanımda ki koltuğa oturdu. ''O Atina'nın haritasıydı değil mi?'' kafamı evet manasında salladım.
''Athena onu Zeus almadı. Biliyorum çünkü onun pişman olup eriyişini görüyorum. Senden dönmeni istiyeceğim'' Üzgünüm. Ben beni yarı yolda bırakan bir adamın yanında olamam! Olamam çünkü o benim babam ama beni istemeyen babam.
''Poseidon, zor durumda kalırsanız gelirim ama son ana kadar asla gelmem!'' Gidemem...
''Gururun her şeyden önce mi geliyor Athena? Biz, Ailen ne yaptık sana yardım ettik! Sen ne yapıyorsun o Zeus bozuntusu yüzünden hepimize ceza veriyorsun!'' Sesi sert ve yüksek çıkıyordu. Muhafızlar kapıyı açıp içeriye baktılar.
''Bir şey yok çıkın'' Sesim soğuk kanlı çıksada içim öyle demiyordu. Yanıyordu. Gerçekten onları yüz üstü bırakmış olabilirdim.
''Savaş olunca yanınızda olurum benden daha fazlasını beklersen kendimi cezalandırmama neden olursun'' Koltuğu poseidon'a ters çevirdim. Küsmedim tabi ki sadece, sadece bana bağırması ağrıma gitti. Benim ne suçum vardı ki? Her şeyi ben mi yaptım?
Yanıma yaklaştı koltuğunu önüme getirip oturdu. Saçlarımı arkaya atıp yüzümü kavradı. Ne yapmaya çalışıyordu bu adam! ''Sen, sen her şeyin başlangıcı olucaksın, Benim başlangıcım ve benim sonum''
Dudaklarımda baskı hessettiğimde ne olduğunu anlamadan geri çekilmek istedim. Kolları o kadar güçlüydü ki! Ne geriye çekile biliyordum nede bir şey diyebiliyordum. Dudaklarımı kıpırdatmaya başladım ve Poseidon'un elleri göğüslerime inince geriye çekildim.
''Git buradan!'' Koltuktan kalkıp odadan çıktım. sinirlerim bozuktu ve boşluğuma geldi. Biliyorum hoşuma gitmişti dokunuşları ama hayır! Ben ve o olmazdı. Biz diye bir şey olamazdı. Arkamdan ayak sesleri duyuyordum ama dahada hızlanmama engel olamadım.
''Athena! Beni sevmiyor musun?'' yerimde kazık gibi saplanmak istesem yürümeye devam ettim. Poseidon'un dizleri üstüne çöktüğünü gördüğümde deprem olmaya başladı. Lanet olsun! Sütunların altına girip Poseidon'a baktımç Kıpkırmızı olmuştu.
''Seviyorum kes şunu, herkesi öldüreceksin!'' gözleri beni bulduğunda kenetlendim. Gözleri'nin yeşillikleri Kızarmıştı ve boğazında ki sert damarı belli oluyordu. Deprem'in şiddeti azaldığında ona doğru yürümeye başladım.
''Sevmiyorum sadece durman için söyledim ve o odada yaptığımız şey hiç hoş karşılanılacak bir durum değildi. Aslında kendimi kaybettim sanıp beni bırakmanı sağladım. Sen aptalsın Poseidon! Defol git'' Arkamı döndüm ve ışık hüzmesi olup mağaraya ışınlandım.
Burası en iyi sığınaktı. Bütün kötülükler dışarıda kalırdı. Banyo yapmış gibi arınırdın. Sırtımı taşa dayayıp bacaklarımı bağdaş kurdum.
Arkadaşlar bu bölüm kısa ve çok berbat oldu özür dilerim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATHENA
General Fiction"Ben Zeus' un en sevdiği kızıyım, Ben bilgelik, Strateji, Zeka Tanrıçasıyım"