Melez kampına gidiyoruz. Melezleri eğitime sokacağız merak ediyorum aslında bana hangi takım kalacak. Benim melezlerim kalsa diyorum canlarına okurum. Athena melezleri’nin oda görevlisi Annabeth’miş. Ve kamp lideri olmuş ne diyebilirim ki annesi gibi başarılı olacağını biliyordum.
Kamp sıcacık ve sevecen bir edasıyla karşımızda duruyordu. Melezler hiç durmadan kılıç ve ok taalimleri yapıyorlardı. Hepimizin onlara öğreteceği görevlerimiz vardı.
Ben bilgeliği sunacağım yani onlara karşısında ki savaşçıyı aldatmalarınu ve nasıl tuzağa düşüreceklerini gösterecektim.
Zeus yani babam o’da onlara kalksan savunmasını gösterecekti ne olur ne olmaz(ama iyi olduğu sayılmaz kalkan tutmakta)
Artemis ve apollon onlara ok taalimleri bölümünde dersler verecekti ikisi kardeş oldukları için ok kullanmakta bir harikaydılar.
Poseidon onlara içlerinde ki gücü ortaya çıkartmaya çalışacaktı en önemlisi bu olmalıydı kedini tanımak ve cesaret.
Ares onlara savaş içinde olan herşeyi öğretecekti kısacası ve Percy yanmıştı….
Hera,Demeter,Afrodit bir kener’dan bizlere gülüyorlardı. Aslında Afrodit ve Demeter Hera’yı hiç sevmezler benim gibi.
Ve o an karşıma kızımı geçirdiler gözlerimize şerit bağladılar. Ve yere yığılan kaybeden denildi.
Bir türlü ona yaklaşamadım sanırım hiç deyemiyorum yada beni kandırıyordu.
Ve bacağıma usulca yaklaşan eli fark ettim hemen ezdim onu ve çığlık sesi duyuldu.
Şeriti indirdim hemen kızıma bir şey oldu sanmıştım ama hayır bu percy’di Ares ona güzel bir ders veriyordu sanırım acıdım bir ara Percy’e ama yapacak bir şey yoktu iyi olmaları lazımdı hemde çok iyi.
Annabeth percy’e yardım etmeye çalışıyordu ama Ares kılıcını Annabeth’e doğru sallayınca Annabeth delirdi ve hemen savunma saldırı savunma saldırı ilerledi ve Ares’i yere yığdı koşup Percy’e yardım etti sonra bana baktı sanki neden yardım etmedin der gibiydi.
Ares kalktı doğruldu yerinden Annabeth’e bir bıçak salladı ama Annabeth onu eliyle yakalamıştı hayret ettim doğrusu harika bir kızdı benim kızımdı hem baya bir büyümüştü.
Saçları gözleri ayrı bir güzeldi artık o farklıydı gözleri benim gibi gri ama çok parlaktı derin bakışları vardı. Sanki hiç boş bakmıyordu her şeyde yaşama dair farklı şeyler vardı.
Ares tekrar saldırıya geçtiğinde önüne atıldım ve Ares’in kılıcını aldım’’ bu adar yeter’’ dedim.
Ares sanki meydan okumaya çalışıyordu. ‘’Bu bir deneme onları öldürmeye değil eğitmeye geldik seni küçük bücürük’’ dedim ve içime sanki bir güç doğdu Annabeth bana gülüyordu.
Ares geriye adım attı ‘’pekala öyle olsun ‘’ ve devam etti ‘’siz iki bücürükler sakın karşıma çıkmayın sizi bulduğum yerde gebertirim anladınız mı beni?’’ Tehdit ediyordu benim kızımı tehdit etmişti karşılık vermem gerekirdi korumam lazım ne olursa olsun bu sözde bir tehdit olsa’da onların rahat etmesi gerekiyordu… ‘’ Ares bak anlaşalım benim kızımı tehdit edemezsin ve arkadaşını’da ne olursa olsun onlara dokunduğunu görürsem seni pişman ederim’’ ve dedim ki son kez ‘’ anlaşılmıştır umarım’’
Ve anlamadığım bir şekilde Poseidon başladı söze ‘’Benim oğluma ve oğlumun arkadaşına dokunmak yok Athena haklı biz buraya bir şeyler öğretmeye geldi kavga veya onları öldürüp sorun çıkarmak için değil adımlarına dikkat et dostum’’ kızımı’da korumuştu vayy canına ama biraz önce bende Percy’i korumuştum. Çocuklar dendi mi en iyi anlaşan iki tanrı kessinlikler biz olmalıyız.
Ve devam ettik bakalım Ares kendi takımın’da yani çocuklarıya anlaşabilecek mi ? düşünsenize Ares gibi bir pislik’ten bir sürü olduğunu ayyy imdaat!
Annabeth yorulmuştu sanırım elinde defteri bir köşeye oturmuş bir şeyler yapıyordu yanına gitmek istiyordum ama biliyorsunuz ki bizim Çocuklarımızla konuşmamız yasak bu yüzden il Babam’a gittim izin istemeye ‘’Tamam kızım ama fazla vakit geçirme’’ bu yanıtı beklemezdim bir kota koyması gerekiyordu heralde kendi kızı ve oğlunu görünce yumuşamış olması gerekiyor. Annabeth’in yanına oturdum hemen sohbet açmak istiyordum ama o başladı ‘’Merhaba Anne’’ dedi o kadar dokunaklı konuşuyordu ki hayret ediyorum onca olan şeyleri nasıl sindirmişti. ‘’ Merhaba Annabeth’’ diyebildim. Kızım diyemiyordum ona bir şeyleri borçluydum çünkü ona sarılmayı öpmeyi kokmayı ona borçluydum bunlaru yapmak istesemde yapamıyordum. ‘’Nasıl geçiyor eğleniyor musun ? bir şeylere öğrnebildin mi ?’’ diye sorduğumda ilk defa boş boş bana baktı ve güldü ilk gördüm böyle güldüğünü çiçek bahçesinde solmuş çiçekleri düşünün ve birden açtıklarını öyle bir şeydi sanki…
‘’ iyi harika benim bir şey öğrenmeme gerek yok ki bunların hepsi çocuk oyuncağı benim için diğerleri biraz zorlandı Ares’in ölüm merdivenin’de ben bitirdim buraya geldi takılıyorum’’ kısa kesmemişti konuşmak istiyordu benimle onu sabahtan akşama kadar dinleyebilirdim ve bir şey fark ettim poseidon ve Percy bize doğru geliyordu…
Annabeth güleye başladı çok güzel gülüyordu bak gerçekten çiçek açtı. Döndü Percy’e sordu ‘’ Ne oldu canım canın çıktı dimi ben sana dedim bensiz geçemezsin benim o beynime ihtiyacın vardı’’ dedi çok iddalıydı. ‘’Evet Annabeth haklısın ama beynine değil yanımda olmana ihtiyacım vardı’’ dedi ne oluyor diye düşünürken Poseidon bana baktı bir birimize boş boş baktık ve Annabeth ‘’ Ahh tabi konsantre olamadın dimi bütün görevlere beraber gidince alıştın varlığıma yokluğum çam yarması gibi koydu ‘’ buna gerçekten gülebilirdim akkılıca konuşuyordu. Kahkahası bizide neşelendirdi gülmeye başladık derken her şey alt üst oldu.
Ares geldi gölge oldu bize sinir olmuştum ama sabrımı zorlasın nede olsa ben barış tanrıçasıyım uğraşmayacaktım… ‘’ Söyleyin bende güleyim hahahahaha’’ dedi hemen hazır cevabımdır ama bu sefer Annabethle beraber aynı şeyleri söyledik ‘’Sana gülünecek bir şey yok’’ sonra bir kahkaha patlattık Ares’te gülüyordu ‘’Pekala o zaman akkıl yumakları sonra konuşuruz şimdi işlerim var gelirken siz melezlere nektar getirebilirim ve biraz biskuvi’’ iyi olur manasında başını salladı Annabeth sonra Percy isyan etti ‘’ Nasıl güveniyorsun ona getireceği şeyi yiyecek misin? Gerçekten bide bilmiş olacak’’ Annabeth güldü ‘’Oğlum deli misin tabi ki yiyeceğim ayrıca bizi öldürmek veya zehirlemek isteseydi bir parmağını şıklatması yeter neden bizi nektar ve biskuvi’yle zarar versin ahh akkılı bıdığım’’ akkılıca bir cevap oldu ‘’ Tamam kapadım çenemi’’ dedi Percy ve ekledi ‘’biz artık gidelim baba sizin’de değerli vaktinizi çalıyoruz zaten’’ dedi gitmelerini istemiyordum ve bunu inkaar edemeyecektim ‘’ Ben biraz daha burda kalmanızda sakınca göremiyorum’’ dedim ve tebessüm ettim beni kıramazlardı her halde. Annabeth ‘’percy otur otur zaten yorulmuşum biraz daha oturalım sonra Kheiron’un yanına gitmemiz gerek zaten’’ dedi ne yapacaklardı Kheiron’la sormaya karar verdim ‘’ Ne oldu Kheiron’a niye gideceksiniz sorun mu var ? ‘’ sessizleşti ortalık ne güzeldi aslında çilek seraları vardı önümüzde.. ve çok geçmedi hemen cevabımı aldım ‘’ Tyson’la ilgili konuşacağız onu at yarışlarına alacağız 3 kişi olur mu diye soracağım’’ Tyson’da Poseidon’un kiklop oğullarındandı…
Poseidon ‘’ Tyson size ağırlık yapar’’ dedi ve hemen annabeth ‘’Boşver bizim için bu bir ödüllü yarış olmayacak ki biz yarışmayacağız eğleneceğiz kazananlar’a ne oluyor ki eğlenemiyorlar canları acıyor biz kazanmak için değil eğlenmek için oynayacağız’’ güzel br nedenleri vardı Tyson’u yanlarına almak için… ve herkes dağıldı sanırım yemek yemeğe gidiyorlardı….
1 saat sonra Ateş’in başında toplandılar bizde yerimizi almıştık. Şarkılar hikayeler söylenmeye başlandı kahkahalar yeri inletiyordu. Ne güzel yerdi böyle mutluluk bahçesi sanki…. Bütün melezler odaların’a gittiler. Kheiron Annabeth’i yanına çağırdı ne konuştuklarını bilmiyorum ama sanırım kamp hakkındaydı. Kheiron’un Annabeth’e bu kadar güvendiğini bilmiyordum ama burda herkes bir aile olmuş gibiydi hepsi birbirini tanıyordu. Bir sürü kahraman vardı… herkes dağıldı demiştim ya hani yanılmışım chris burdaymış Lee ile birlikte bir günde hepsinin ismini ezberlemiştim ama ebeveynlerini karıştırıyordum. Chris ve Lee Annabet’in yanına geldiler. Sonra bir köşeye geçip sohbet ettiklerini sanıyordum….
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATHENA
Fiction générale"Ben Zeus' un en sevdiği kızıyım, Ben bilgelik, Strateji, Zeka Tanrıçasıyım"