Kampta olan bütün melezler Olimpos'a gelmişler, yeni haberim oluyor vay canına. Evet evet çok Sinir olmuştum, ve bunu bana hâlâ söylemeye niyetleei yoktu sanırım. Sean söylemese ayakta uyuyacağım. Toplantı odasına girdiğimde yerde yatan bir melez görmüştüm, bunun Talia olduğunu anlamıştım. Kardeşimdi, ama hani baba aynı anne ayrı ben Tanrı ay neyse anladınız. Annabeth'i aradı gözlerim ama bulamadım, Talia'yı çok severdi. Kapıdan iki melez'in geldiğini gördüğünüzde hepimiz o yana dönmüştük bile, Annabeth ve Percy. Hiç yakışmıyorlar, bi kere benim kızım Poseidonun oğlundan daha zeki bin kat hatta. Ama Percy çok sadık ve iyi bir çocuk ANNESİNE çekmiş diyelim. "Bakın talia şuan sizin yüzünüzden bu halde, niye biliyor musunuz? Bilmezsiniz neden bilesiniz? Bencil yaratıklar olduk olası sevmem sizi, özellikle annemi beni o beşikte bıraktığı günden beri. Bir kere olsun çocuklarınıza sarılmadınız, ve şimdi biz sizin için canımızı mı vereceğiz? yok öyle bir şey, Rüya artık sizinle SAVAŞMIYORUZ!" Bizim yüzümüzden, Bizi sevmiyor, bizimle savaşmıyor; ne dedi bu kız. Annabeth'le percy'in Talia'yı kucakladıklarını görünce "Sakin olun çocuklar, bizimle savaşmayın ama ona yardım edelim. Biz size ölün demedik, beraber ölürüz dedik. Siz yok olursanız biz yaşar mıyız? Ben seni bıraktım hepimiz sizi bıraktık, ama sevdik. Şimdi Apollo Talia'yı Hastanene götür ve neyi varsa ilgilen. Artemis sende onunla git destek olursun, ve bana niye haber verilmedi!" Sonda sesim yükselmişti. Çok sinirlenmiştim atomu parçalayabilirdim. "Sana haber vermedik çünkü; bize kızmanı istemedik" şimdi çok iyi olmuştu Hera. "KIZMAK mı? Biri şunu sustursun! Belki ben yoktum diye burada melezlere zarar bile verirdiniz, çünkü istedikleriniz olmuyor! Onlar insan kalpleri var, sevdikleri var ve tehdit edilecekleri yönleri var! Onları korkudan veya sevgiden alamadığınız için hırslanıyorsunuz! Lanet olsun hepinize! Melezler benimle ortak salonda buluşun hemen!" Odayı terk ettim yoksa daha bir çok şeyi kusabilirdim. Annabeth bana gülmüştü. Nasıl bir şey bu? Kızımın gözüne girmeye çalışıyorum yok artık, ben Athena ahh. Ortak salona geldiğimde biraz beklemiştim, bulmaları zor olmuş olmalı. Girdiklerinde herkes biraz tırsaktı. "Bakın orda biraz sesimi yükselttim, çünkü sizi silah sanıyorlar. Buna karşıyım tamam başta bende onlae gibi düşünmüştüm ama; şimdi anlıyorum kalbiniz var taş değilsiniz. Boşverin şu konuyu. Talia ona büyük ihtimalle harpy'ler zarar verdi, ve bu yüzden bir görev edinmeniz gerekiyor." Melezler bana bakmaya cekinmediler. "Ne görevi bu? Can almalı falan mı?" Ares kulübesi bunu söylemişti Şaşmam zaten. "Hayır tamamen iradenize kalmış bir şey" Sorgular tipler beni izlemeye başlayınca "Bakın bir ilaç düşünün ama sadece doğada var ve başka seçenek yok. Yani demem o ki; ormanda hiç bilmediğiniz bir şey arayacaksınız, ve bir sürü yaratık" Annabeth ve Percy dikkatlice dinliyorlardı "Ne yani ölmemizi bu şekilde mi planladın?" Annabeth'e fazla yüz verdiğini anladım, yanlış anlayıp azarlıyordu beni. "Hayır bayan chase, bende sizinle geleceğim." Herkesten bir ses yükselince "Heyy bir dakika, sırayla soruları alıcağım ve sonra demir adama gidiceğiz. Bir kaç zırh alıcağız." Tamam herkes susmuştu. "Talia bu ilacı bulursak hayata dönecekse neden Apollo'ya gönderdin" Gerçekten beyinlerinin %30'nu falan kullanıyolardı. "Çünkü belki düşündüğüm gibi değildir diye, hatta belkinsizi sakinleştirmek adına." Cevabını aldığı için susmayı unutmadı. "Sen neden geliyorsun?" Bu sorular neden hep bana yönelik sorsana hangi orman nasıl bir şey diye "Sizin yanınızda olduğumu göstermek için ve sizin arkadaşınız olan Talia benimde kardeşim sonuç olarak, o bir insan canını kurtarabiliyorsak kurtaracağız" tatmin olmuş olmalılar ki sustular. "Demir adam neler yapıyor bir öğrenelim bakalım hadi" Hephaistos'un yanına geldiğimizde her şey hazırdı. Her şeyden kastım Mızrak, zırh, kalkanlar falan işte herkes birer birer silahlandığında, sadece zırhlar kalmıştı. Tek tek giydiler. Herkesin aklına yeni gelmiş olacak ki; "Nerede bu orman" demeye başladılar bile. "Soru olarak bunu sormadıysanız yanıtlamaz melezler" Hephaistos çok haklıydı sustum, ben değil onlar konuşacak. Melezler yalvaran gözlerle bakmaya başlayınca zor dayanmaya başlamıştım ki, kendimi topladım "Bu konuda soru sormadınız şimdi sormaya hakkınız yok" Kafa salladıklarında bende Hephaistos'la konuşuyordum "Athena bu saçmalık Zeus gittiğini öğrenirse çok kızar" Endişelendiğini biliyorum ama gidicektim "Sende bana yardım ettin başın belada" güldüm "Sana yardım edipte başım beladaysa, istediğin kadar girsin çok umrumda değil." Beni düşünen tek
Hephaistos muydu? "Melezler şimdi iki guruba ayrılıyoruz, Komut vereniniz kimle olsun seçin seçtiğinizde haber verin." Bekledim, bekledik "Kararımızı verdik Annabeth ve Percy olsunlar" kafamı salladım "Percy gurubuna al melezleri Annabeth sende al melezlerden ayrımı yapınca gidelim" Percy Kaşlarını kaldırdı "Sen hangi takımda olacaksın" gülmek istemiştim ama bu isteğimi bastırdım "Ben her iki taraftada olabilirim Percy" Göz kırptım. Tam gitmeye hazırlanıyorduk ki poseidon gelmişti "Bende gelebilir miyim Athena? Yardım etmek isterim sana orda" çok düşünceliydi dimi? Kim bilir neler düşünüyor içinden; ne kadar fesat biri olduk yaa belki sadece gerçekten yardım için "Gel Poseidon çok seviniriz" kafasını salladı ve "Melezler Percy'in yönettiği gurup Poseidonun yanına, Annabeth'in yönettiği benim yanıma. Işınlanıcağız yani ateş topu olarak gidiceğiz, poseidin su olarak gidicek biraz uslu durmanız gerek." Melezler hiç ses çıkarmadı, kıpırdamadı, nefes bile almadılar diyebilirim. Biz orman'a geldiğimizde Poseidon gurubu yoktu. Demek ki başka yere ışınlandılar, aramaya başladığımızda Annabeth yanıma geldi "Aslında seni seviyorum" gülebilirdim ama son devam edeceği cümle yıktı "Ama sevemiyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATHENA
General Fiction"Ben Zeus' un en sevdiği kızıyım, Ben bilgelik, Strateji, Zeka Tanrıçasıyım"