Düşünme

491 23 8
                                    

Saatlerce oturmuş olabilirdim. Saatlerce düşünmüş olabilirdim. Belkide her şeyi silip devam edilmeliydi? Kim bilir benim hakkımda ne düşünüyordu. Sevdiğin veya sevdiği biri hakkında ne kadar kötü düşünülürdü ki? Ben kötü düşündürecek her şeyi yapmışken, düşünürdü en kötüsünü.

Bir sağıma baktım bir soluma ne bir ses ne bir nefes vardı. Yalnız mıydım artık? Beni seven, düşünen kimse yok muydu? Ne kadar umurumda olmasa'da canımı yakıyordu, düşünmek. 

Bir an olsun gitmemelerini istesem'de hepsi teker teker gitti. Artık yalnızdım. Ayrıca haritayı Zeus almadıysa, Kronos almış olmalıydı. En çokta bu canımı yakıyor. En ufak düşmemde kıçıma tekmeyi basacaklardı. 

Dik durmak her zaman nasip olmuyordu işte! Belkide düşmemi beklemeden bile saldırırdı kim bilir. Her şey ne kadar berbat olmuştu öyle! 

Dışarıdan sesler gelince mağaradan çıktım. Ne var ki çocuklar oyun oynuyordu. Savaşmak zorunda bırakılmak istemezdim ama zorunda olacaktım. Havanın rengi turuncu olmuştu. Gözüm direk Deniz'e takıldı, Köpürüyordu. 

Her hangi bir anlam ifade etmese'de merak etmiştim. Ne oluyordu acaba? Olimpos'a gimek geliyordu içimden, ama bu duyguyu bastırdım. Dalgalar çılgınca dans ederken düşündüğüm kavga ediyor olmalarıydı. 

Olimpos'a ışınlandım. Birbirini öldüresiye döven iki Tanrıyı görmemle şaşırdım.  Sanki buradan somutlanmış gibiydiler. Küçük küçük depremler oluyordu ama bilmiyorlardı ki, kendi evlerine zarar veriyorlar. 

''Durun!'' duymamış olmamaları gerekiyordu ki hiç durmadılar. 

''Durun! kendi evinize ve kendinize zarar veriyorsunuz!'' Poseidon bana bakınca gülümsedi. 

''Senin yüzünden Athena! O senin düşmanındı ama unuttun!'' Zeus bu sözlerinden sonra Poseidonu tahtının tam üstüne iktirdi. 

''O benim düşmanım değildi. Sen yaptın ve şimdi bana bunu söyleyemezsin! Konuşma o ağzını yorma ben iflah edilmem artık. Kendi ailenle ilgilen'' Poseidon bana bakıyordu hatta hepsi ama ben niye geldim ki? 

Tam ışınlanacak iken arkadan bir ses duydum. ''Beni'de götürür müsün?'' Poseidon'un sesiydi. Götürmeli miydim? Ardından bir ses daha ''Beni'de götür'' bu Hapheistos'tu. Bence götürmeliydim işin ucundan tutarlardı. Arkamı dönüp alt dudağımı ısırdım. 

''Bence sizi götürmeliyim'' Hera bana ölümcül bakışlarını atıyordu. 

''Ne o, kendine asker ordusu mu kuruyorsun?'' Salak. 

''Askerden başka ne ordusu olursa onu kuruyorum mesela. Sevgi ordusu, Duygu yumağı, Kalp ordusu falan. Yani sizin hiç anlayamayacağınız şeyler. Birde ben odam'dan kitaplarımı alıp çıkarım buradan'' Posedion ve Hapheistos aynı ağızdan ''Yardım edelim'' deselerde kabul etmedim. Zira maksat kitap almak olsaydı elimi şıklatmam yeterdi Sean'ı görecektim. 

Oda'ya gittiğimde yatağımda yatan bir Sean görmeyi beklemiyordum. Hemde hiç. ''Sean günaydın hadi kalk'' uyanmaya niyeti yoktu galiba. iki üç dürttüm sonrası 'ıhhh' diye uyanmak oldu. 

''Ö-özür dilerim ben şey burada'' sözünü kestim ''Boşver'' dedim. Ona sarılmak istesem'de onun duyguları başkaydı bu durumu bastırdım. Ağlamak istiyordum, sanırım insan oluyordum. 

Zor geliyordu işte bas bayağı, her şeyi ardında bırakıp öylece gitmek. Zordu hemde çok zor. Kitapları Sean'la topladık. Sohbet ederek geçmişti zaman, öylece akıp gitmişti işte.

Onu burada bırakmayacaktım. Bunun için gelmiştim. 

''Benimle geliyorsun'' Sean anlık şoka girmiş gibi baktı ve sonra gülmeye başladı. 

''Sanırım Zeus duamı kabul etti'' sinir olmuştum. 

''O dua niye bana edilmiyor?'' Yüzü kızarıp gitse'de mahçupça bakmıştı. 

''Boşver gidelim''

*** 

Atina'ya gelmiştik herkes yerleşmişti. Hatta iş paylaşımlarını bile yapmıştık. 

Hapheistos kılıçlarla ilgileniyordu. Poseidon Tarımları suluyordu. Bende oturuyordum. Tabi öyle sıradan bir oturma değildi Haritanın aynısını çizmekle meşguldüm. Onuda ben çizdiğim için yapmak zor değildi. 

Kapı açılınca içeriye Poseidon girdi. ''Gelebilir miyim?'' Domates gibi kızarmıştı. Biz Tanrılar dünya'ya inince insan oluruz bu yüzden duygularımız ve hislerimiz'de insanlar gibi olur. 

''Gel'' yanıma oturdu. ''çizim nasıl gidiyor'' Neden soruyordu ki! 

''Boşver, hiç bir şey olmamış gibi davranabilir miyiz?'' Bana kaşlarını çatarak baktı. 

''Tabi ki hiç bir şey olmamış gibi davranmayacağız. Sen benimsin'' 

ATHENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin