Athena2

377 16 6
                                    

Yeni sezona bomba gibi geliyoruz oldu bu ❤ kitap yayınlandı herkes kütüphanelerine eklesin veya eklemesin 😂 Percabeth bölümünü aynı anda atıyorum. Ama Percabeth kitabımda iki hafta ara vermeden anlatıcam. Percabeth Pothena için sefere çıkacaklar. 😂 Percabeth kitabını okursanız önde gidersiniz.

Kheiron'a Annabeth ve Percy'i büyük eve çağırmasını söylemiştik. Kheiron'da çağırmıştı onlar gelmiş beklerken biz oradaydık ama belli etmedik. Kheiron odaya girer girmez anlamış olmalılar ki gözleri hemen birilerini arıyordu. Bizde Kheiron'u izliyorduk, her şey istediğimiz gibiydi.

"Çocuklar sonunda anneniz babanız evleniyorlar" Dediğimiz şeyleri söyleyince kısa bir şok olmuş olmalılar ve hemen sonra birbirlerine bakıp güldüler.

"Athena bunu kabul etti mi? Ne yani o çok düşkün olduğu bakireliğini baş düşmanına mı verecek?" Poseidon ve Percy gülerken bizde küplere binmiş olabilirdik ama Poseidon omzuma kolunu atınca her şey geçmişti.

"İyi o zaman percy, sende benim annemin baş düşmanının oğlusun ne yapalım? Evlenmeyelim mi?" Wow oldum, ne diyebilirim ki! İyi laf soktun kızım. Poseidon ve Percy'in yüzleri değişmişti. Percy yutkunup Annabeth'e baktı.

"Aynı annesi" zevkle Gülümsedim.

"Tamam. Nerede ne zaman?" Kheiron bir Annabeth'e bir Percy'e bakarak cevap verdi.

"Olimposta ve yarın, hepimiz orada olmak zorundaymışız" Tabikii! Annabeth'in yüzü hunharca gülmeye başladı.

"Vay be, sanki normal insanlarmışız gibi sanki oğulları ve kızları değilmişiz gibi mektup gönderirmiş gibi seninle söylediler" bunu söyler söylemez Poseidon ve ben ortaya çıktık. Öyle hiç umurumuzda değillermiş gibi davranamazdık.

"Pek öyle söylenemez, sizi almaya geldik" Percy sevine sevine Poseidon'un yanına geçti. Annabeth Kheiron'a baktı. Onların arasında ki bağ Baba kız ilişkisi gibiydi.

"İzinlisin evlat, sen olmadan bir kaç gün idare edebilirim" gülüp benim yanıma geçti.

***
Annabeth'in hayal kurduğunu anladım ve yanına oturdum.

"Senin için sorun yoktur umarım?" Kaşlarını çattı.

"Ne sorunu sen mutlu olacaksın" güldüm.

"Yarın her yer bembeyaz olucak, sen ne giymeyi düşünüyorsun?" Boş boş bana bakmaya başladı. Ona elbise ayarlamıştım, melekler gibi olacaktı.

"Afrodit gibi konuşmaya başladın" göz devirip gülmeye başladım.

"Bana aşık olmuş gibi bakma" O kadar değişik bakıyordu ki! mahçup bir şekilde bakmaya başladı.

"Özür dilerim" yerinden kalkıp yürümeye başladı. Kalbini kırmak istememiştim.

"Senin bana büyülenmiş şekilde bakman senin sorunun değil ki!"
Gözlerini devirdikten sonra "kimin sorunu?" Dedi. Tabiki benimdi! Nesen bu kadar güzel gülerdim ki!

"Beniim" dedim gülerek.

"Ne diyebilirim? Neden sen güzelsin ben değilim?" Tanrıça olabilirim o yüzden olabilir. Ama söylediği şey saçmalık. O kadar değişik şeyler kuruyordu ki aklında! Hemen konuşmaya başladım.

"Annabeth, zekan olsun, gözlerin olsun, saçların olsun, teninin rengi olsun her şeyinle harikasın. Çoğu Afrodit kızları sana iç geçirerek bakıyor" Gerçekten çok güzeldi, Afrodit elinde ki her şeyi kıskanıyordu neredeyse, özellikle Percy.

"Tamam. O zaman ben Percy'i bulayım" bir şey demeden yanından geçip gittim.

***
Elbisesini ve ayakkabılarını odasında ki dolabında yerleştirip hemen çıktım. Oyalanmak için çok fazla şey vardı. Poseidon'un yanına gitmeliydim. Söz verdiği şeyi yapmış olmalıydı.

Poseidon'un yanına geldiğimde elinde ki taç'a neredeyse hayran kalmıştım. Papatyalardan olsada maviydi içine denizi bahsetmişti. Çok harikaydı.

"Hey gelsene" gülümseyip yanına gittim. "Bugün çok sporsunuz eş adayım" gülüp dudaklarımdan bir buse aldı. "Evleniyoruz ya ondan olmalı, zira çok mutluyum eş adayım" tac'ı kafama taktı ve ban sarıldı. Bende sarılıp güldüm.

"Hey, bence ayrılalım" poseidon ayrılıp gözlerini kocaman açtı.
"Ne diyorsun sen?! Ne ayrılması, saçmalama biz evleniyoruz be kadın" kahkahalarımı tutamadım koyuverdim gitti.

"Öyle demedim yosun beyinli, sarılmak yeter anlamında dedim"

Bir oh çekti ve güldü.

"Yüreğime iniyordu" Gülümsedim.

"Gitmem gerekiyor" Elime vir tane daha Tac verdi.
"Bunuda Percy yaptı" gülüp,odama doğru gittim ve beyaz elbiseme baktım. Taç ile o kadar uyumluydu ki! Süperdi.

***
Elbisemi giyip tacımı taktım. Poseidon gelince hemen Olimpos'un girişine yürüdük. Gözlerim hemen Annabeth'i aradı ve buldu. Elbiseyi giymişti. Üzerinde ki not etkilemiş olmalıydı. Gözleri bize dönünce gülümsedim. Annabeth gülümsemeyi kenara bırakın bön bön bakmaya başladı.
Neler düşündüğü az çok aklımdaydı, kesinlikle beni beğenmişti. Biz iyice yaklaşınca bütün melezler alkışlamaya başladı. Annabeth'in yanından geçerken Percy'e göz kırptım ve elimde oluşan aynı taçtan onada taktım. Annabeth gülümsedi ve arkasından Percy yaklaştı. Biz yürümeye devam ettik ve yerimizi aldığımızda gözlerim hala Annabeth'teydi. Kafasını çevirir çevirmez, Percy onu öpmüşü. Şok olmuş şekilde karşılık verdi ve ayrıldı. Poseidon'a baktım aynı yere bakıyorduk. Artık onlara kızmıyorum.
Herkes çok eğlenmişti. Afrodit bağlanma büyüsünü okurken yer sallanmaya başladı. Herkes bir yana dağılırken gözüm kızımı aradı ve onu gördüğümde o boşluktaydı. Lanet olsun kaç melez tutuyordu ama çıkarmıyordu. Koşup yanına gittim ve herkesi bir kenara iktirdim. Elinden tutup yukarıya çektim ve çıkarttım.

Annabeth'i çıkarınca içinden Anubis çıktı ve konuşmaya başladı.

"Tanrıça Athena yemininin bozulacağı için ruhunu almak zorundayız" Poseidon ve ben birden o boşluğa çekildik.

Ne olacağını 2. kitapta göreceğiz, herkes profilime girip 2. Kitabı kütüphanesine eklesin.

ATHENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin