2. Kitaptan...
Annabeth
Kurtulmakta neydi? Biz daha hiç esir olmamıştık. Anneme baktım, gözleri parıldıyordu. Sadece bu kadar mıydı? Üç tanrı mı bizimleydi? Diğerleri, onlar neden yoklar? Kronos'u bırakmak mı istiyorlardı? Gözlerimi kapatıp açtım ve nefes aldım. İdmana çıkıp kendi aramızda dövüşmek kolaydı, peki şimdi? Kronos ve biz mi? Üç büyükler onu bir kere yenmiş olsalar bile artık o daha güçlüydü. Ona tapan melezler'de vardı. Annem bana baktığında cesaretim yenilenmişti sanki! O kadar umutla bana bakıyordu ki sonra gözlerini yanımda ki Percy'e çevirdi. O babasına bakıyordu. Poseidon yanımızdan ayrılıp Athena'nın yanına gitti. Annem Kronos'un bir adımını bekliyor gibiydi. Dikkatli bir şekilde etrafı kolaçan eden Poseidon'a bir şey demiyorum bile. Arkamda bir ses duyduğumda hızlıca hançerimi çekip arkamı döndüm. Derin bir nefes alıp hançerimi indirdim. Artık tamamdık. Bütün tanrılar buradaydı. "İki üç beceriksiz melez ve tanrı takımı olarak beni yenebileceğinizi mi düşünüyorsunuz?" Sözleri biter bitmez etrafıma baktım, bir şeylere güveniyor olmalıydı. Yedek planı vardır, mutlaka. Kayaların tozlarının yere düştüklerini fark ettiğimde her şeyi anlamıştım. "Ne o, yedek planın kaya canavarları mı?hemde tozdan? Ayrıca bu kayalar aşınmaya başladı" Herkes bana bakıyordu, heyecanlanmadım değil. "Küçük ucube!" Kronos bağırdığında kafama düşecek olan kayayı fark edip ellerimi başımın üstünden kaldırdım. Bunların eğitimini veriyorlardı, tabiki o kayayı taşırdım. En fazla yüz kilodur. Tabi bu derste en iyi olan bendim, içimden gülme geldiğinde avuçlarımın arasında ki kayayı fark ettim. Yüz mü demiştim? Şaka olmalıydı. Percy kayanın bir tarafından tutmaya çalışsada işe yaramıyordu. "Öyle kolay kaldıramazsınız, lanetli kaya adı üstünde. Sana nasipmiş tatlım, annene yapacaktım ama yinede sen bilirsin" dişlerimi sıkıp güldüm. "Çok mu umrumda? Tabi yinede sen bilirsin" Annem yanıma yaklaşıp eğildi ve fısıldadı. "Üç dediğimde kayayı bırak" yüzümü buruşturup söze başladım. "Sence çok mu kolay?" Gülümsedi ve yanıma iyice girdi. "O zaman bırak dediğimde bırak" dizlerinin üstüne çöküp ellerini benim gibi açtı. Herkes bize bakıyordu. "Bırak" bırak demesine rağmen bırakamadım ama hiç ağırlık hissetmiyordum kollarımda. "Annabeth çık altından bir işe yaramaz" kollarımı çektim ve kayanın altından çıktım. "Orada benim olmamı dileyeceksin" tabi elimden pek bir şey gelmez ama ben yapacağımı biliyorum. Kronos bilmiş bilmiş bakarken gözlerimi poseidon'a çevirdim. "Kaya tozlarını boloncuk yapar mısın?" Poseidon harekete geçtiğinde Kronos'a baktım. "Seni öldürebilirim ama âdil olmaz" şuh bir kahkaha attım ve cevapladım. "Boş laflara karnım tok benim" annemin kıkırdamasını duydum. "Arkanda kimse yokken bile bu kadar cesaretli olman şaşırttı beni" gözlerimi devirdim ve arkamdan bir ses geldi. "Bence yanılıyorsun, senin arkanda kimse yok" bunu söyleyen Heraydı. Hayret verici derecede iyi çıkıştı. Kronos yerinden inip önümüze geldi. "Unutma ilk planın yolunda gitmedi, ikincisi için k kadar umutlanma" Ares önüme geçip tekrar sözüne başladı. "Canım sıkıldı başlasak artık" hermes ve zeus'un konuştuklarını görmemle ortaya yıldırımın düşmesi bir oldu. Hermes yanımıza gelip "gitmeliyiz" dediğinde her şey değişmek üzereydi.
Athena
Aslında kayayı kolayca üstümden atabilirdim ama Kronos'u kandırmak için bu oyun gerekiyordu. Hermes Annabeth ve Percy'i buradan uzaklaştırdığında buradan çıkacaktım. Annabeth gerçekten çok cesur bir kızdı. Benim kızımdı. Diğer çocuklarımla'da sırt sırta olmak isterdim. Hermes Annabeth ve Percy ile konuştuğunda Annabeth huysuzlanmıştı. Kronos yıldırıma doğru yürümeye başladığında tek hedefinin Annabeth olduğunu anlamam pek uzun sürmemişti. Kaya'yı üzerimden atıp kılıcımı elime aldım ve koşmaya başladım. Yetişememekten korkuyordum. Kronos'un karnına tekmeyi geçirdiğimde etraftan bir kaç insan çıkmıştı. "Melezlerim gelmişler" Kronos'un söylediği sözle ihaneti bir kez daha tatmıştım. Ayağıma tekme attığında yere kapaklanmış sayılırdım. Saçımdan tutup konuşmaya başladı. "Bilge olabilirsin strateji tanrıçası olabilirsin ama bu hiç bir şeyi değiştirmez" gülümsedim ve elimdeki kılıcın kabzasıyla ayak dirseğine vurdum. İnlemesiyle saçlarımı bırakması bir olmuştu. "Konuşmana gerek yok, yenilen sen olacaksın" Arkama baktığımda herkes bir şeylerle uğraşıyordu. "Tamam seni yalnız bırakmam" Ares kronos'un üstüne atlamıştı. Gülümseyerek cevap verdim "gelmene bu kadar sevineceğimi düşünmezdim" güldü. Dengesini bozmaya çalışıyordu. Kronos tam ayağa kalktığında karnına sağlam bir tekme daha atıp yere düşmesini beklemeden dirseğimle kafasına vurdum. "İyi işti" kafamı salladım. Kronos'a baktım ve sözüme başladım. "Evet eskiden güçlüydün ve seni üç büyükler yendi. Ama artık unutma hiç bir şeysin!" Annabeth ve Percy bir kaç melezi yere yıkmıştı çoktan. Tanrılar sandığı getirdiklerinde uzaktan bağırdım. "Bence onun içine girmeyi hak etmedi" Hades güldü. "Bencede onu cehennem ateşine falan atmalıyız"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATHENA
General Fiction"Ben Zeus' un en sevdiği kızıyım, Ben bilgelik, Strateji, Zeka Tanrıçasıyım"