Düşleme

356 20 7
                                    

Öncelikle dört bin için teşekkür ederim. Voteler düştü farkındayım ama elimden bu kadar geliyor ne yapabilirim ki bu kadar yazabiliyorum. Bana destek olan arkadaşlarıma teşekkür ederim sizi çok seviyorum. Bu bölümde güzel olursa mükemmel olur.

***

Artık olimpos'a dönmüştük ve Tanrıların yanında çok durmadan hemen yanlarından ayrıldım. Soğumuştum galiba cehennem gibi geliyordu. Alışırdım. Odama gitmek için biraz hızlanmıştım, orası bu boğuk insanlardan daha iyiydi. Yani yalnızlık çok iyi geliyordu bana, düşünüyordum neyi nasıl yapacağımı tekrar tekrar aklımda planlıyordum.

Her zaman yalnız kalmayı çok sevmişimdir, bana çok derlerdi ''yalnız kalacaksın günün birinde'' iyide ben yalnız mutluydum. Ya da mutlu olmayı yalnızken öğrenmiştim.

Ben yalnızken yandım aslında, yalnızken çok dertlendim. Kimse yanıma gelip kucak açıp konuşalım demedi ki! Dedi de ben mi ''hayır'' dedim. Yalnız kalmak kimsenin hoşuna gitmezdi ki! Sadece anlatacakları anlattıkları insanlara ağır gelecekti. Bu yüzden yalnız kalırdık biz.

Bir düşünüyorum'da acaba bütün hayatımı hiç bilmediğim birine anlatsam kafayı yer miydi?

Şimdi yanımda kafamı yaslayacağım birisi olsaydı kime ne borcum olacaksa olsaydı. Birine anlatacağım şeyler o birine o kadar ağır gelirdi ki.

Onunla aramızda karlı dağlar hatta buz tutmuş okyanuslar vardı. Tekrar erittik, kırdık fakat olmuyordu. Geçmişte yaptığımız bir çok şey peşini bırakmaz ya buda öyle bir şeydi. Ben geçti demiştim bitti demiştim ama tek sözüyle ona tekrar inanmıştım. Ama o bana inanmamıştı, bize inanmamıştı.

-

Şöyle güzel bir hayatımız olsaydı onunla, sımsıkı sarılsa bana. Güldüğüm, ağladığım, üzüldüğüm ve mutluluğum onunla olsaydı. Her şey çok güzel olurdu. Tanrı olmasak, sorumluluğumuz olmasa, kandıracak kimsemiz olmasa tamam belki kimsesizlik güzel olmayabilir ama bunlar bizim kimsemiz değil ki düşmanımız gibiler.

Çocuklarımız olsa, mutlu olsak, hiç ayrılmasa, hep mutlu olsak o hep benim olsa, ben hep onun olsam. Çok şey istiyorum biliyorum ama bu çok şey bizim için imkansız değildi sadece o imkansız kıldı.

Ne yapabilirim her şeyde beni suçlu bulacaksa ben ne yapabilirim? Af etsem ne olacak? Yine aynı şeyi yapabilir.

***

''Kaç kere söylemem lazım affet artık beni! tamı tamına kırk sekiz dakikadır sana yalvarmaktan denizde ki canlılarla ilgilenemiyorum ve ölmüş olmaları çok normal'' Yüzü o kadar güzeldi ki!

Biraz yaklaşıp saçlarına yapıştım ve dudaklarımızı birleştirdim. O kadar güzeldi ki bu his, sanki zihnin kapanıyor ve kalbin konuşuyormuş gibi. Duvardan tarafa gittiğimizi anladığımda kendimi toparladım ve geriye çekildim.

''Affettim ama bir şartım var'' alt dudağımı ısırıp güldüm. Saçlarını karıştırıp yüz buruşturdu ama sonuçta ne dersem yapardı. Suçlu o!

''Söyle bakalım, Canavar tanrıça'' Koluna vurup güldüm.

''Söylüyorum canavar tanrıçasına aşık olan balık beyinli tanrı! Yarın evlenmeliyiz yoksa bekaretimi sana vereceğimi düşünme'' Gülüp yürümeye başladım. Arkamdan geliyordu biliyordum ayak seslerini duyuyordum. Adımları hızlandığında kalbim daha hızlı ritme büründü. Bu adam beni deli ediyordu.

Belimde bir el hissettiğimde onun olduğunu anlamıştım. Kendine doğru çevirdiğinde muzipçe gülüyorduk. Yani öyle güldüğümü sanıyordum.

''Yarın evleniyor muyuz yani?'' Yüzünde tarif edilemez bir mutluluk vardı.

''Yarın sadece evlenmiyoruz"

***

Uyandığımda yüzümde salak bir gülümseme vardı. Barışmalıydım.

ATHENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin