Yol boyunca konuşmadık, her yere baktığımızda hala poseidonla karşılaşmamıştık. -Annabeth, gurubu yönet- bana baktığında çok yüz verdiğimi anlamıştım. Ben bir tanrıçayım, ve katı kuralları olan. Işınlanarak ormanı gezdim, karış karış ama yoktular. -Poseidon!- sesimi duyardı, duyması gerekirdi. Neredesiniz be, kayboldunuz kesin. Jackson yanıma harap bir şekilde yaklaştı. -Athena gurup çukura düştü- Poseidon çıkaramıyor mu acaba :D
-Jackson neredeler?- bana salak demeyin, tabiki anladım bu bir tuzaktı. Jackson nasıl çıkacak poseidon'un çıkamadığı yerden. Beni götürdüğünde, beni oraya sokmaya çalışacaktı. Çukura baktığımda baya bi derindi, -Athena nasıl çıkaracağız- aklımda plan vardı. -Sen aşağıya iniceksin ben ip sallıycağım- bana bön bön baktı, niyeti beni içeriye sokmaktı. Gülerim ben bu işe:D
-Jackson oyalanma hadi gir gir halledersin sen- içeriye sarktığında kahkaha basmamak için zor tuttum kendimi. Aslında hepsi bi şakaydı. Baykuşlarımı çağırdım hepsi geldiğinde içeriye yolladım, hepsi birer melez almışlardı. Poseidon biraz hayvan kılıklı olduğu için 6 tane baykuş zor taşımıştı. -Teşekkürler Athena- kafamı sakladım. -Nede olsa Şuan düşman degiliz,aynı şey için buradayız- evet anlamında kafasını salladı. Tam ayrılırken -Ayhena, ben bir şey gördüm- dedi poseidon. Ne görmüş olabilir ki. -Ne gördün Poseidon- gözleri kararmıştı. -sanırım Hades'i, Zeus köstek olması için göndermiş olmasın?- Hayır yapmazdı. -Hayır, bence Talia güçlü olduğu için yanında istiyor olabilir.- kafasını salladığında Hades ortaya çıktı. -Athena harcanıyorsun sen yaa, çok zekisin. Bende taraftayım- ne saçmalıyordu bu boş boğaz. -Hangi gurup- hades alayla gülüp. -Athena'yı düzme gurubu bebeğim- salak dalga geçecek tek ben vardım sanki. -Hades git başımızdan işimiz var gel yardım et madem- göz kırpıp yanımıza geldi. -şaka yaptım prenses Athena- gülmemek için kendimi zor tuttum. -Biliyorum. Ama garipsin, hadi benimle gel- poseidon itiraz edecekken, -sizin kavganızı dinlemek zorunda değiller- dedim melezleri işaret ederek. Kafasini salladı. Bizim gurubun yanına Işınlandık. Sanırım benim gurup olduğu için pek coşku yoktu. Annabeth yanımıza gelip -Bizi öldürmeye çalışan tanrı bizimle, Athena ne yapmaya çalışıyorsun?- hesap mı soruyordu o küçük diliyle. Hades yanımızdan ayrılıp, kılıçları daha çok sivreltiyordu. -bana cevap versene- sakinim sakin sakin. -Annabeth bundan sonra bana hesap sormayacaksın. Biz sizin için buradayız. Hepimiz Talia'yı kurtarmak için burada, şimdi çeneni kapa ve yardımcı ol bize.- yanından Ayrılmıştım. Biliyorum belki çok kötü davrandım ama bazen sınırları aşıyordu. Melezlerin dinlendiğini aldığımda -Hadi bakalım iş başa düştü- hepsi kalktığında Annabeth kalkmadı. -Siz gidin- hades gurubu alıp yönlendirdi. Nerelere gittiğimizi söylemiştim. -Annabeth- ne var gibisinden baktığında anlarmaya başladım. -Annabeth, herkes tarafindan dışlanmak nedir sende benim gibi biliyorsun.- dediğimde bana baktı. -sen hiç dışlanmadın- kafamı salladım. - Dışlandım, Roma tarafımda, çocuğum olmadığı için; bana hep öcü gibi baktılar. Babam tarafımdan istenilmedim, annem desen yoktu. Bazen senin gibi duruma çok düşüyorum. Boğazın düğümleniyor ama bazen atlatmak daha çok işe yarıyor- inanmaz şekilde bana baktı, devam ettim. -Sana söylediklerim belki sert olabilir ama sadece uyarmak amaçtan söyledim. Yoksa sakin biriyim, biraz kızdım çünkü; benim yaşadıklarımı sende yaşadın ama anlamıyorsun beni. Ben seni bırakırken çok mu mutluydum? Zeus'u bahane edemem biliyorum ama şunu iyi bil; ben senim, sen bensin. Yanından hiç ayrılmadım. O sessiz ağlayışlarında sarıldığın yastığın oldum. O en sevdiğin baykuş ayıcığının kokusunu içime çektim. Hani şu yeşil ceketin vardı ya, o ceketi değiştirdim. Giydiğini ben aldım, kokunu içime çektim. Dayanılmaz bir acıydı, çocuğumun büyüdüğünü göremedim. Okula gittiğini anne diye sarıldığını, parka götürdüğümü ben seni sevdim Annabeth- bunlar dışa vurmayan sarılmayan acılardı sanırım. Kalkıp gidicekken kolumdan tutup sarıldı. -Acılarımız ortakken, ben seni sen beni severken, varım yoğum senken gitmene izin vermem- bende sarıldım. Kokusu hala aynıydı, bebeklik kokusu gibi temizdi. -Hadi gidelim annabeth- ağlıyordu, göz yaşlarını ellerkmle sildim. -Sana yakışmıyor ağlama- gözlerime baktı, çok güzelsin Anne- anne anne hak ederek mi almıştım Anne kelimesini.
-Anne yoruldum, bittim, sıkıldım, artık bittim anne bittim- ağlaması çoğalmiştı. Sıkı sıkı sarıldım, göz yaşlarını sildim. -Hadi annecim gidelim gurup ilerlemiştir. Talia bizi bekliyor- gözlerimin içine baktı kafasıyla onayladı. Hades'in yanına geldiğimizde gülüyordu. -Athena buldukk biz bulduk!- çocuk gibi seviniyordu, elini uzatıp alacakken
-Hades dur!- diyebildim. Hemen durdu. -Ne oldu Athena- kafamı sağa sola salladım. -onu çekince saldırıcaklar, melezler hazır mısınız?- hepsi aynı ağızdan -Evet- dedi. -Hades al ve hemen Taila'nım yanına git, bekleme burda- aldı ve hemen gittim yarasa ve 2 dev adam çıktı karşımıza bunu beklemiyordum. Baykuşlarımı çağırdım onlar yarasalarla uğraşırken, bizde devlerle uğraşıyorduk. Poseidon geldiğinde, -Amaan yine mi siz?- demişti. Elimle yukarıyı işaret etmiştim. -Ne var yukarıda Athena- bağırmıştı. -Poseidon şimşek, gelmiyor bana- gözlerini açınca, dev poseidon'a tam vurucaktı. Şimşek elime geldi, hemen dev'e çarptırdım. -Geldi bak, canımıda kurtardı- Her şey bittiğinde, Olimpos'a dönüyorduk. -Bittim ben ya- diyen poseidon oldu. Güldüm. -paslandın mı poseidon?- kahkaha atıp, -sanırım evet athena, sen yerindesin- kafamı sallayıp -sana dedim kendini geliştir diye-Olimposa gelmiştik, odama gittim. Melezler karnını doyuruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATHENA
General Fiction"Ben Zeus' un en sevdiği kızıyım, Ben bilgelik, Strateji, Zeka Tanrıçasıyım"