Keyifli okumalar...
İşte gidiyordu, Remus Lupin. Önündeki duvara son bir kez baktı ve derin bir nefes alıp, yoluna devam etti. Duvardan geçtiğinde ilk önce etrafına bir göz gezdirdi ve yoluna devam etti. Remus Lupin heyecanlıydı. Hayır, diğer öğrencilerden farklı bir heyecandı bu. Çok farklı bir heyecan hemde. Bunun sebebi Remus Lupin'in kurtadam olmasından kaynaklanıyordu.
Gerçi en iyi arkadaşları James, Sirius ve Peter geçen yıl sırf onun için animagus olmuşlardı. Yine de Remus hala gergindi. Çünkü arkadaşlarını her dolunay sabahı yara bere içinde görmekten bıkmıştı. Onlar için endişeleniyordu.
Artık 5. Sınıf öğrencisi olacaklardı. Beraber Çapulcular diye bir grup kurmuşlardı. James ve Sirius şakacı ve munzur insanlardı. Asi ve özgür bir ruhları vardı. Peter ise daha sakindi. Grubun göze batanları ve bütün Hogwarts profesörlerine yaka silktirenleri James ve Sirius'tu. Remus asla onları yüzüstü bırakmazdı. Onun da içinde bir deli yatıyordu ama kurtadam olduğu için göze batmak istemiyordu. Bu yüzden, küçüklüğünden beri yaşıtlarına göre çok olgun davranmıştı. Tipik bir Gryffindor'du. Cesurdu, yiğitti. Arkadaşlarına sonsuz bir güveni vardı.
Fiziksel özellik olarak normal sayılabilirdi. Kahverenginin en güzel tonu olan gözlere sahipti. Açık kahverengi ve düz saçları vardı. Boyu ne Sirius kadar uzun, ne de Peter kadar kısaydı. James gibi o da orta boya sahipti. Cılız bir çocuk sayılmazdı ama kilolu da değildi. Gerçi bu yaz tatilinde boyu uzamış, hafifçe kilo almıştı.
Gözleri diğer çocukları aradı ama bulamadı. Sonunda trene girip, onları trende beklemeye karar verdi. İnsanlara selam vere vere boş bir kompartıman aramaya başladı. Tam boş bir kompartıman bulmuş, içine girip oturacakken yanına bir kız geldi. Clara Mensis.
Remus Lupin her ne kadar kabullenemese bile bu kızdan hoşlanıyordu. Clara kendisiyle yaşıttı. O da Gryffindor'du.
Clara, Remus'u görünce gülümsedi ve ona el salladı. Remus başını eğdi ve utangaç bir şekilde el salladı. Kapıyı açtı ve kibar olmaya çalışarak kızı içeriye davet etti. Kız ise kızararak kabul etti. O girdikten sonra Remus da içeriye girdi ve kapıyı kapattı. Remus beceriksiz bir şekilde konu açmaya çalıştı.
"Yaz tatilin nasıl geçti?"
"İyi geçti. Fransa'da ailemin yazlığında geçirdim. Ya senin ki?"
"Ben İngiltere'de geçirdim. Benimki de güzeldi. Tabii Hogwarts'ı çok özledim." dedi. Sonra istemsizce mırıldandı .
"Özellikle de seni"
Söylediği şeyin farkına varınca gözleri kocaman oldu ve kıza baktı. O da bir tepki vermiyordu. Durumu kurtarmaya çalıştı.
"Y-yani sizi , arkadaşlarımı."
"Tabii. Ben de sizi çok özledim." dedi Clara.
Bu ufak ve gergin konuşmadan sonra sessizlik oluştu. İkisi de konuşmuyordu. Yere bakıyor, ayakkabıları sanki çok ilginç bir şeymiş gibi onları inceliyorlardı . Remus kızın yüzüne bakamıyordu. Çünkü yeşil gözleri ve sapsarı, beline kadar uzanan saçlarından kendini alamıyordu. Kız zayıftı ama çirkin sayılacak kadar da değildi. El ve ayakları minicikti. Minyon ve narin bir vücudu vardı. Remus, sanki dokunursa kırılacakmış gibi hissediyordu. Remus ne kadar kabul etmese de bu kızdan fena halde hoşlanıyordu. Sonuçta onu görünce midesinin kasılmasının, vücudunun her bir zerresinin titremesinin, bütün kaslarının kasılmasının, avuç içlerinin terlemesinin ve konuşamamasının başka bir açıklaması olamazdı. Remus kıza baktı. Ayaklarını ileri geri sallıyordu. Belli ki sıkılmıştı. Birden bir soru sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remus Lupin ve Çapulcular
FanfictionBu seferki başka bir kurgu. Değişik. Çapulcular'ın yanı sıra Clara, Lily ve Amberly de bu hikayede bize eşlik ediyor. Hogwarts'ın tozunu dumanına katan bir grup gencin, güzel hikayesini okumak isterseniz, beklerim... 《Tüm hakları İhtiyaç Odası'ndad...