Remus Lupin ve Çapulcular

ஓ|Bahar Kadar Güzel

Keyifli okumalar...

Bahar... 

Hogwarts için baharın gelmesi çok büyülü bir şeydi. 

Güzel olan her şey bahar ayında olurdu.

Tüm mucizeler...

Şamarcı Söğüt o soğuk havayı çoktan üstünden atmıştı. Yemyeşil ve güçlü yaprakları, kalın dallarında kendini fazlasıyla belli ediyordu. Zaten yılı her dönemi muhteşem olan Hogwarts şuan sanki her zamankinden daha...  güzeldi. Herkesin ağzında neşeli melodiler vardı. Neredeyse Slytherin öğrencileri bile mutluydular ve daha az lanet yolluyorlardı. Tüm Hogwarts -öğretmenler de dahil- neşe doluydu. Bahar gelmişti işte! Buz gibi geçen kış mevsiminden sonra sadece cübbeyle dışarı çıkabilmek o kadar harikaydı ki... Gerçi 5. Sınıf, başarılı Gryffindor Lily Evans kış mevsimini o kadar seviyordu ki, morali biraz olsun bozulmuştu. Dışarıda buz gibi hava varken ortak salondaki şöminenin çıtırtısı eşliğinde kitap okumak huzur kelimesinin karşılığıydı onun için. Hala az yemek yiyordu, yaşayacak kadar... Clara ve Remus olmasa akşam yemeklerine katılmayıp aç yatacaktı. James Potter ve Sirius Black baharın gelmesine bir hayli sevinmiş gibilerdi. Quidditch maçları daha rahat olacaktı ve James bir sürü sayı yapacaktı . 2. sınıftan beri takımdaki yerini koruyan Potter, bu sene şampiyon olmayı o kadar istiyordu ki, aklında fikrinde bu vardı.
Ah, tabii bir de Evans... 

Clara ve Remus birbilerini gerçekten seviyorlardı fakat bir türlü birbirlerinin haberi olmuyordu.  Neredeyse tüm Hogwarts bu çifti içten içe destekliyorlardı. Çapulcular ve Lily de dahil. Hatta Albus Dumbledore bile çaktırmadan Remus'a göndermeler yapmıştı. Şu Dumbledore'un da gözünde hiçbir şey kaçmıyordu doğrusu.

''Hazır mısınız, millet?'' diye bağırdı James Potter, kahvaltıda Gryffindor masasındayken.

Tüm kafalar ona döndü. Mırıltılar başladı.

''Bu sene Gryffindor kesin şampiyon olacak!''

''Size güveniyoruz çocuklar!''

''Potter bu maça 10 Galleon oynadım, kazansanız iyi olur!''

James gülümsedi ve önüne döndü. Oysaki tüm Ravenlawlar ona kötü bakışlar atıyordu. 

Sirius, Peter ve Remus'la birlikte kahvaltı yapan James'in gözü Lily'yi aradı. Bu maça mutlaka gelmeliydi.  Kahvaltı bittiğinde James ve diğerleri ayağa katıldılar. Antremanda ona eşlik edeceklerdi.

Kovalayıcı olan James takımdaki en iyi oyuncuydu. Gerçekten, neredeyse Minerva McGonnagall kadar iyiydi. Neredeyse... 

Antreman boyunca tam on sayı atmıştı. Bir keresinde az kalsın süpürgesinden düşüyordu. Buna pek aldırmayan Sirius'un aksine Peter ve Remus korkudan küçük dillerini yutacaklardı. 

Sonunda bittiğinde James süpürgesiyle tribünlerin yanına uçarak geldi.

''Çocuklar üstümü değiştirip geliyorum.'' dedi .

Hepsi de kafalarını sallayıp aşağı indiler. On dakika sonra James de onlara katıldı.

                                 

  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  /  

''Sence de biraz abartmadık mı?'' diye sordu Clara uykulu bir ses tonuyla. 

''Ah, bizsiz bir gün idare edebilirler, değil mi?'' dedi yorgun bir Lily Evans.