ஓ|Sonsuz Sonsuzluk Şelalesi [P2]

1.4K 79 76
                                    

Keyifli Okumalar...

Bardolph Mensis sert bakışlarını Remus'a yöneltti.

Remus ne diyeceğini merakla beklerken Bardolph konuştu.

"Elma ister misin, evlat?"

Ne? Elma? Meyve olan? Bu kadar mı yani?

"E-efendim?" Diye kekeledi Remus.

Bardolph gözlerini devirdi.

"Efendim de ne? Seni uyarmıştım." Diye homurdandı. Yoksa sandığı kadar zeki değil miydi şu Lupin?

Remus kendine geldi. "Hayır, Bay Mensis. Ne demek istediğinizi anlamadığım için sormuştum." Dedi ensesini kaşıyarak.

Bardolph şüpheyle baktı. Birazcık kısmıştı da gözlerini.

"Ne yani." Diye sordu Bardolph. "Sizin oralarda elma diye bir şey yok mu? Nerelisin çocuk sen?"

Yok, bu çocuk kesin gerizekalıydı.

Remus bir an için, "Dünyalıyım, efendim." demek istese de kendini tuttu.

"Bir an için şaşırdım. Mazur görün. Hayır, teşekkürler. Meyve yemeyi pek sevmem." Diye yalan söyledi.

Elma da severdi, diğer meyveleri de ancak şimdi yemek istemiyordu.

"Neden bu kadar cılız olduğun belli, yer elması." Diye söylendi.

Harika. Yine yer elması olmuştu.

Clara elinde bir tepsiyle içeri girdiğinde gergin hava biraz olsun dağılmıştı.

Tepside küçük porselen bir çaydanlık ve içinde bitki çayı vardı.

Üç tane de fincan.

Üçü de çaylarını içtiler. Sonra Bardolph fincanları aldı ve tepsiye koydu, mutfağa götürmek için ayağa kalktı.

Tam gidecekken Clara, Remus'un ayağına bastı.

Remus hemen kendine geldi ve koşarak Bardolph'un yanına geldi.

"İzin verin, ben götüreyim." Dedi.

+1 puan.

Bardolph kaşlarını kaldırdı ve tepsiyi Remus'a verdi.

Remus onları mutfağa götürmekle kalmadı, üstüne üstlük onları bir de yıkadı. Sonra havluyla kuruladı ve tezgaha dizdi.

+1 puan daha.

Remus bu işleri yaparken, Bardolph da Clara ile konuşuyordu.

"Bu çocuğun dediğin kadar zeki olduğuna emin misin birtanem?" Diye sordu Bardolph, şüpheci bir tavırla.

Clara güldü.

"Elbette, amca. Sadece senden... biraz ürktü diyelim. Dili tutuldu, normalde görsen varya amca, ayaklı ansiklopedi gibi. Hiç susmaz."

Bardolph omzunu silkti. "Hah, geveze insanlardan hiç haz etmem."

Bu sefer göz devirme sırası Clara'da idi.

"Amca ama Remus geveze sayılmaz. Yani, çok konuştuğu doğru ancak boş konuşmuyor."

Bardolph, Öyle mi? der gibi baktı.

Tam o sırada, Remus içeri girdi. Üstü başı ıslanmıştı.

"Umarım boruları falan patlatmadın ya, yer cücesi?" Diye sordu. "Çünkü yalnızca tepsiyi alıp tezgahın üstüne koyacaktın. Bunu bile yapamayanları Hogwarts'a almıyolar sanıyordum."

Remus Lupin ve ÇapulcularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin