Remus Lupin ve Çapulcular

ஓ|Çalışkan Potter

Keyifli Okumalar.

''İtiraz istemiyorum, Potter!'' dedi Lily.

James kaşlarını çattı. ''Yine Potter'a mı döndük?'' diye sordu.

''Sen benim dediğim programıma uyana kadar Potter'sın.'' diye karşılık verdi Lily.

''Ama senin programın çok... çok ağır. Çiçeğim, kaldıramam bunu. Acı bana lütfen.'' dedi. Sondaki -e harfini uzatarak ve ortama dramatik bir hava katarak.

Lily ise katı halinden ödün vermemişti. ''Ölmezsin, Potter. Korkma. Ge-li-yor-sun.'' dedi ''O kadar.'' diye devam etti.

James oflaya puflaya onu takip etti.

 --

Kütüphaneye vardıklarında Lily asasını oynattı ve bir sürü kitap masalarına doğru hareket etti.

Sandalyelere oturdular. ''İlk dersimiz İksir, şimdilik sadece temel malzemelerin ne işe yaradığını çalışacağız. Sonraki ders Kehanet. İtiraf etmek gerekirse biraz sıkıcı bir ders. Profesör benim iç gözümün açılmadığını söylüyor. Oysaki kendi iç gözü en az seninkiler kadar iyi görüyor, buna eminim.'' dedi, James'i gözlerinin bozuk olduğunu kastederek. Kehanet hocasını hiç sevmezdi. Kadının kehanetlerinin deli saçması olduğu konusunda geri kalan tüm öğrencilerle hemfikirdi.

''Sonra Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi var. Bu biraz uygulama dersi, bu yüzden bu dersi şimdilik askıya alabiliriz.'' dedi

James anlayışla kafasını salladı. McGonagall'a bir söz vermişti. Ayrıca anne ve babasını üzmeye kıyamazdı. Çalışması gerekiyordu sadece. Geleneksel Potter zekası gerisini hallederdi. Zaten soyundaki tüm Potter'lar iyi işler yapmışlardı. Ailenin yüzkarası olmaya niyeti yoktu.

İkisi de kitaplarına gömüldüler. Lily de James sayesinde tekrar yapmış oluyordu. James arada bir anlamadığı yerleri ona soruyordu. Aslında çok zor bir ders olmadığını kabullendi James. Tabii bunu Sirius'lara da kabul ettirmenin imkansız olacağını bildiğinden bu düşünceyi aklından çıkardı ve içinden sırıttı.

Sonra Kehanet dersine geçtiler. Lily acayip sıkılıyordu ancak bunu James'e belli etmeye niyeti yoktu. İlgisini çekiyormuş gibi davranmaya mecburdu. Yaklaşık kırk beş dakikalık bir Kehanet dersi çalışması sonucunda ikisi de bıkmış ve sıradaki derse geçmek için sabırsızlanıyorlardı.

Yaklaşık üç saat sonra ikisi de çalışmaktan yorgun düşmüşlerdi.

''Evans, şu senin çaydan yapsan da bir güzel dinlensek olmaz mı?'' diye sordu. ''Başım, çatlayacak.''  diye devam etti.

''İyi fikir, Potter.'' dedi Lily. ''Haydi gel, önce ortak salona gidelim.''

James onayladı ve beraber Gryffindor Ortak Salon'una gitmek için yola koyuldular.

İkisinin de saçları dağılmış, gözleri kıpkırmızıydı.

Koridorda McGonagall ile karşılaştılar.

McGonagall bu ikiliyi görünce gülümsedi.

''Potter, Evans ne yapıyorsunuz böyle?''

James hemen atladı ve konuştu.

''Profesör, inanın ki saatlerdir kütüphanede ders çalışıyoruz.'' dedi.

McGonagall konuştu. ''Potter, ne o bu sene ders çalışmaya ağırlık vereceksin galiba?'' diye alay etti onunla.

James sırıttı. ''Profesör söz veriyorum bu sene Evans'ı geçip okul birincisi olacağım. Hatta yılın örnek öğrencisi seçileceğim.'' dedi