ஓ|Asla

2.5K 175 124
                                    

Keyifli okumalar...

Güneş Kızlar Yatakhanesi'nin penceresimden içeriye gülümsüyordu. Lily uyanmıştı. Bitkin bir halde ayağa kalktı. Odaya bir göz gezdirdi. Clara ve diğer kızlar kalmamıştı. Yani ilk uyanan Lily olmuştu , yine. Lily ilk iş olarak yüzünü yıkadı. Dişlerini de fırçaladıktan sonra cübbesini giydi. Aynanın karşısına geçti ve saçlarını taramaya başladı. Yüzüne baktı. Gözleri parlamıyordu. Artık o zümrütlerde neşe kırıntısı bile yoktu. Kızıl saçları mutlulukla parlamıyordu.

Sanki , Lily Evans ölmüştü.

Sahiden , Lily'ye ne olmuştu ?

Tabii ya , önceki gece James Potter ondan vazgeçmişti...

Artık onu, gerçekten seven bir adam yoktu. Bir kez daha kendine lanet okuduktan sonra Ortak Salon'a indi. Elinde bir Muggle kitabı vardı. Amacı ders başlayana kadar biraz kitap okumaktı. Sakin hareketlerle merdivenlerden indi. Gördüğü manzara karşısında şaşırmıştı.

James Potter , koltulta mı uyuyordu ? Ne yani , önceki sabah kendisini öyle yüzüstü bıraktıktan sonra Yatakhanesi'ne gitmemiş miydi ?

Yanına gitti. Uzamış saçları suratına geliyordu. Onları geriye itti. Suratı soğuktu. Sonra omzunu tutarak onu sarstı.

"Potter , uyan ." Dedi.

Zaten James'in uykusu hafifti. Hemen uyandı. Etrafına bakındı. Lily'yi görünce gözleri hüzünle baktı etrafa. Lily açıklama yapma isteği duydu. Aslında onunla konuşmak için deli oluyordu. Ama Lily, okuldaki diğer tüm kızlar gibi ona deli olduğunu kendisine itiraf edemiyordu.

"Burada uyumuşsun. Ben... sadece bir yerin ağrır diye düşünmüştüm , üzgünüm." Dedi usulca.

James belli belirsiz kafasını salladı. "Sorun yok, teşekkür ederim Evans."dedi soğuk bir sesle ve 'Evans'ın üstüne basarak.

Sonra da üstünü düzeltip Erkekler Yatakhanesi'ne doğru yola koyuldu. Lily ise James'in kalktığı koltuğa otururken söyleniyordu.

"Baş belası, ukala, kendini beğenmiş , bencil..."

James yatağına girerken huzursuzdu. Tamam , Remus'un dediği gibi onu affedecek ve gönlünü alacaktı ama hemen olmazdı. Siniri geçmeden onunla iletişime geçerse onu kırar ve üzerdi. Onu halah eskisi gibi seviyordu fakat kırgınlığının geçmesi için zaman gerekiyordu.

*Kavgadan sonraki bir hafta*

Lily ve James bu bir hafta içinde mecbur kalmadıkça konuşmamışlardı. Herkes anlayışla bekliyordu. Barışacakları zamanı sabırla bekliyorlardı. James de , Lily de mutsuzdu. Huzursuzdu. Sanki bir yanları eksikti . Ki öyleydi.

O James Potter'dı.

O da Lily Evans'dı.

Onlar... mutlu olacaklardı.

Olmalıydılar.

*Kavgadan sonra ki bir hafta*

Lily son bir hafta olduğu gibi halsiz ve mutsuz bir şekilde İksir sınıfına doğru ilerliyordu. Lanet olsundu ki ders , Slytherin ile ortaktı. Bu da zindanlara gideceği anlamına geliyordu. Muggle-doğumlu olmanın verdiği eksiklikle zindanlara gidecekken biri onu kolundan tutup koridorun kenarına çekti. Lily , sırtı duvara sert duvara çarpana kadar kim olduğunu anlayamadı. Kendisini kimin böyle duvara sıkıştırdığına bakınca gözleri kocaman oldu. O kişi... yok yok , o kişi olamazdı.

Charles !? Evet bu kişi Charles'dı. Lily geçen senenin sonunda , onu ve arkadaşlarını Profesör McGonnagall'a şikayet etmişti. Tabii Charles bunun üzerine Lily'ye saldırmaya çalışınca James çocuğu öyle bir dövmüştü ki , bir hafta Hastane Kanadı'ndan çıkmamıştı. Tipik bir Slytherin... * İntikamcı. Charles çok adi bir insandı. Kızlara bile asasını kaldırırdı. Şuan Lily'ye pis bir şekilde sırıtıyordu.

"Oh, sevgili küçük Lily Evans'ımız... Nasılsın bakalım , küçük bulanık !?"
Dedi , psikopat bir edayla.

Lily hala kurtulmaya çalışıyordu a.a nafileydi. Charles gerçekten güçlüydü ve Lily'nin o narin ve zayıf kollarıyla kaçması daha güç bir hale geliyordu. Ayrıca canı acıyordu.

"Bırak beni!" Diye bağırdı Lily.

"Ah" dedi Charles. "Tabii ki bırakacağım, ama cezanı ödemeden olmaz." Diye devam etti.

Lily sırıttı. "Pekala , asanı çıkar, düello yapalım." Dedi

Charles kafasını iki yana salladı. "Cık cık... okulun dahisiyle düello yapmak ha ? Her ne kadar bulanık da olsan zekan beni şaşırtıyor. Hem o Potter sevgilin sana bir iki numara öğretmiştir ha? Gerçi bu aralar pek etrafında değil , ne oldu bıktı değil mi senden ? Ne de olsa bir bulanıksın , ne kadar zeki olursan ol hep bulanık olarak kalacaksın!" Dedi.

Lily neredeys ağlayacaktı ama burada olmazdı. Şimdi , bu hayvanın yanındayken olmazdı.

Charles , asasını Lily'nin suratında gezdirdi.

"Söyle bakalım, nerden başlayayım? Ah , şu çilli suratına ne dersin?"diye sordu.

Daha Lily tepki veremeden asasını sürttüğü yerde bir yara açıldı. Yanağında kocaman bir çizik vardı artık ve kanıyordu.

"Hah , şu saçlarını kökünden kesmemi ister misin?" Diye sordu Charles. Psikopat gibiydi.

Lily artık pes etmişti ve ağlıyordu. Belki üzüntüden belki de yanağındaki inanılmaz acıdandı.

Charles tam asasını yeniden kaldırmıştı ki birden geriye doğru savruldu. Birisi Charles'ı alıp yere savurmuştu.

Lily ne olduğunu anlamamıştı. Olduğu yerde , duvarın dibine çökmüş ağlıyordu. Gelenin kim olduğunu bilmiyordu.

Boğuşma sesleri artınca gözlerini açtı. Biraz buğulu görüyordu. Gözlerini sildi ve görüşü netleşti.

Bir dakika !?

James , yerde yatan Charles'ın üstüne çıkmış ardı ardına yumrukları savuruyordu.

Lily bir anlık şaşkınlıktan çıkınca koştu ve James'i çekmeye başladı. Bir yandan , James'i kolundan tutmuş deli gibi çekiyorken , bir yandan konuşuyordu.

"James , gel , ona değmez."

Sesinin çatallı ve titrek çıktığını duyan James ,hemen Charles'ın üstünden kalktı ve Lily'ye döndü.

Tabii, "Eğer Lily'ye bir daha dokunursan seni öldürürüm! " demeyi de ihmal etmemişti.

Ellerini Lily'nin iki yanağına koydu ve konuştu.

"Sana bir şey yaptı- Merlin'in sakalı Lily! Bu yara da nesi !? " diye bağırdı. Ki sesindeki telaş ve korku kilometre öteden belli oluyordu.

Lily şuan James'e sıkı sarılıp ağlamak istiyordu ama yapmayacaktı. Sonuçta o kalbini kırmıştı. Affedecekti belki ama bu zaman alacaktı .

Soğuk bir ses tonuyla konuşmaya çalıştı.

"Hani yoktun James Potter ? Şimdi neden yanımdasın? Benimle öyle oynayabilceğini mi sandın ? Yokum dedin bir kere ve asla da olmayacaksın." Dedi ve yüzünü James'in ellerinden kurtarıp , koşarak oradan uzaklaştı.

Az önce "Asla" mı demişti ? Böyle dememeliydi. Asla dememeliydi. Cunku biliyordu ki elinde sonunda onu affedecekti. Yine dili , kalbine zıt davranmıştı.

James ise Lily onu bırakıp gittikten sonra duvara bir yumruk atmıştı. Sağ eli delice kanıyordu ama umurunda bile değildi. Daha doğrusu şuan elini düşünecek durumda değildi.
Kendi hatasıydı işte ! Şuan Lily ondan nefret ediyordu. Bunu düşündükçe James'in başı dönüyor , gözleri kararıyordu. Hayır ! Lily ondan nefret etmezdi , değil mi? Etmezdi işte. O Lily Evans'tı ve o da James Potter'dı.

James'in şuan düşünecek çok farklı şeyleri vardı. Bugün dolunaydı . Remus'un , kardeşinin ona ihtiyacı vardı ve James ona yardım edecekti. Lily'yi düşünmenin sırası değildi.

James Potter işte bu düşüncelerle bahçeye , hava almaya çıktı.

Çünkü soğuk James Potter'a iyi geliyordu.

Kesinlikle soğuk James Potter'a iyi geliyordu.

*Arkadaşlar yanlış anlaşılmasın benim de binam Slytherin ama bazı Sly'ler gerçekten böyle olabiliyor.


Remus Lupin ve ÇapulcularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin