Remus Lupin ve Çapulcular

ஓ|Kutlama

Bölümü bir prensese, bahar kadar güzel birisine ithaf ediyorum...

Keyifli okumalar...

***************************************************************

Hep beraber Gryffindor Ortak Salonu'na doğru yürümeye başladılar. Arada sırada insanlar önlerini kesip tebrik ediyorlardı. Normalde böyle bir maçtan sonra James'in yorgun olması gerekirdi ancak şimdi kutlama zamanı'ydı.

Bahara mükemmel başlamışlardı. James, güzel bir bahar gününde Lily'nin ona, onu sevdiğini itiraf ettiğini düşündü ve o baharın bu bahar olmasını diledi.

*****************************************************************************************************

Maç bittiğinde tüm Gryffindor'ları bir kutlama bekliyordu. Herkes bunu haketmişti, özellikle oyuncular. Özellikle de James...

Kuleye geldiklerinde kalabalık bir grup oluşturuyorlardı. Hep birlikte neşeyle şifreyi söylediler.

''Licoricia!''* Şişman Kadın çocukların neşesi karşısında genişçe gülümsedi ve geriye açılarak onlara yol verdi. Tabii herkesin delikten geçmesi zaman almıştı.

Sonunda,  herkes odaya sığıştığında herkesin kalbi göğüs kafesinden çıkacakmışçasına atıyordu. Maçı kazanmışlardı. Bu maç onları kupa yarışında bir basamak daha yukarıya çıkarmıştı.

Herkesin kalbinden milyonlarca duygu ve düşünce vardı. Adeta duygular ve düşünceler ormanında bir sarmaşığın arasında kaybolmuşlardı. Ancak ortak olan şeyler belliydi. Gurur ve sevinç. Heyecan ve mutluluk. 

James, takımıyla yan yana duruyordu. Geri kalan Çapulcular, Lily ve Clara da onların arasındaydı. Diğer tüm Gryffindorlar ise ortak salonun her bir köşesine dağılmış sevinç nidaları atıyorlardı. Sirius'un tek bir asa hareketiyle Ortak Salon'u eğlenceli bir şarkı sarmıştı. Çığlıklar artık kulak sağır edebilirdi. Tabii Peter da tüm Kaymak Birası birikimini  burada harcamaya gönüllüydü. Büyük küçük herkese dağıtıyordu. Tabii sorumlu sınıf başkanları Lily ve Remus onlara birkaç anlamlı bakış atmışlardı fakat birşey dememişlerdi.  Kutlama herkesin hakkıydı ve bugünlük sınıf başkanları sıfatlarını bir kenara bırakmaya karar vermişlerdi. 

Bugün çoğu kişi Gryffindor atkısı yada Gryffindor'a ait herhangi bir şey giymişlerdi. Ellerinde de bayraklar çılgınca dalgalanıyordu.

James mutluydu. Sirius mutluydu. Lily, Clara , Remus mutluydu ve diğer herkes...

''Gryffindor en iyisi!''     

''Şampiyon Gryffindor!''

''Johnson  çok iyi bir yakalayıştı, Slytherin arayıcısının yüzünü gördün değil mi?'' diye sesler geliyordu kalabalığın arasından.

Johnson bu sene son sınıftı. Takımıyla gurur duyuyordu. Tabii taraftarlarıyla da. Gülümsedi. Bu çocuklar onun ailesi gibi olmuştu. Takımdaki herkesin yeri ayrıydı tabii ama Potter farklıydı onun için. 'Sağı Solu Belli Olmaz Potter' diye hitap ederdi ona ara sıra. Haklıydı da. Kalabalığın arasında onu arkadaşları ile konuşup gülerken görü ve onların yanına gitti. James onu görür görmez Remus'lardan izin alıp onun yanına gitti. 

''Kaptan, bir şey mi var?'' diye sordu. Kendisiyle konuşacağını anlamıştı. Yıllardır onunla bir vücut gibi hareket etmiş ve artık her bir mimiğin ne anlama geldiğini anlamıştı.

''Potter, biliyorsun, bu son senem. Gidiyorum işte bu okuldan. Yılların emeği... Her şey geride kalıyor. Eee, bu güzel takıma da yeni bir kaptan gerek değil mi?'' diye sordu ve göz kırptı.