ஓ|Sonsuz Sonsuzluk Şelalesi

1.4K 81 32
                                    

''Bundan emin misin?'' diye sordu Clara.

''Elbette, canım.'' diye yanıtladı onu Remus.

''Yani bak, o seni mutlu ediyorsa beni de eder ve sen onu seviyorsan ben de seviyorumdur demek.'' dedi ve gülümsedi.

''Bak, onu tanımıyorsun. Kalbinde en ufak kötülük yoktur ama şey... Şeyy..'' dedi sürekli -y harfini uzatarak ve olağanüstü bir tereddüt içine düşerek.

''Ne, Clara, Merlin aşkına ne?''

''Biraz huysuzdur, bir şeyi beğenmez.  Seni tersler ona göre. Ayrıca lafı yerinde söylemeyi bilir, sonra fena bir şekilde bozulmuş bir halde buradan gitmemiz için yalvarma.'' diye uyardı Clara

''En fazla ne kadar kötü olabilir ki?'' dedi ve kendini beğenmişçe gülümsedi.

Bahçe kapısından içeri girdiklerinde omzunda balta olan bir adam onları bekliyordu. İçeri girdiklerini görünce durup onları şöyle bir süzdü. Onlara doğru sert mizacını bozmadan ilerledi. Soğukkanlı bir yürüyüştü. 

Remus tüylerinin diken diken olmuştu. Adamın kırklı yaşlarında olduğu belliydi. Buna rağmen vücuduna iyi bakmışa benziyordu. Bardolph  Amca bu muydu yani? Hiç de amcaya benzer yanı yoktu. Kendisine taş çıkartırdı, o kadar yani. 

Bardolph Mensis, yanlarına geldiklerinde meydan okurcasına Remus'a elini uzattı. ''Bardolph Mensis, ya sen yer cücesi?''

Remus şaşkına uğramıştı. Yer cücesi? Yaşına göre boyu gayet iyi sayılırdı. Alınmıştı doğrusu, biraz da bozulmuştu. Bir anda kendisine geldi. Ne olacaktı sanki? Hem, Clara onu uyarmıştı. Katlanmak zorundaydı, sadece huysuz bir insandı. Önemli olan iyi niyetli olmasıydı.

''L-Lupin efendim.''

Bardolph homurdandı. ''Lupin ne? Adın Lupin değil herhalde.''

Remus uyuşmuş gibiydi. Dili tutulmuştu adeta. Adını bile doğru düzgün söyleyememişti. 

''Elbette, efendim haklısı-''

''Ben genellikle haklıyımdır. Geveleme de adını söyle. Ya da akşama kadar burada dikilmeye mi niyetlisin, yer elması?''

Harika. Şimdi bir de yer elması olmuştu. Olsundu, iş inat işi olmuştu artık. Katlanacak ama boyun eğmeyecekti.

''Remus Lupin, efendim.''

Bardolph tek kaşını havaya kaldırdı ve çocuğu bir kez daha süzdü. Clara'ya dönmeden önce son bir kez ona doğru konuştu. 

''Bardolph Mensis. Ha, bu arada ben senin efendim falan değilim. Saçma sapan zırvalarla seslenme bana.''

Sonra Clara'ya döndü. Tanıştığımıza memnun oldum demesine fırsat vermeden.

Clara'ya taraf döndüğündeyse de bambaşka biri olmuştu. Sevimli bir şekilde gülümsedi.

''Ne kadar büyümüşsün öyle, en son gördüğümde ufacık bir kızdın. Şimdiyse genç ve güzel bir genç kız olmuşsun. Ne iyi ettin de geldin.'' dedi 

Clara sahteden de olsa öksürünce yüzü asıldı ve homurdanarak konuştu. ''Yani, geldiniz. Affedersiniz benim hatam.''

Hep beraber evin içine geçtiler. Salona girdiklerinde, çok ferah bir oda olduğunu düşündü Remus. Açık tonlarla dekore edilmişti. Clara bitki çayı demlemeye gittiğinde karşılıklı koltuklarda oturan Remus ve Bardolph yalnız kalmışlardı.

Merlin aşkına Clara!  diye geçirdi içinden Remus. Cidden mi?

Bardolph Mensis, Mensis ailesinin iki erkek çocuğundan büyük olanıydı. Christopher Mensis -Clara'nın babası- 'in abisiydi. Kardeşiyle arasında yedi yaş vardı. Kardeşinin aksine, koyu kahverengi saçları ve yeşil gözleri vardı. Uzun boyu ve geniş omuzlarıyla oldukça iyi bir vücudu vardı. Küçüklüklerinden beri atletik yapılıydı. Hala da yaşıtlarına göre oldukça iyiydi.

(Christopher Mensis) (Yukarıda)↑

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


(Christopher Mensis) (Yukarıda)↑

Bardolph, Caitlyn -Clara'nın annesi-'ni çok çok severdi. Çok sevecen ve tatlı bir bayandı. Sarı kahküllü saçları ve mavi gözleri Clara'ya miras kalmıştı adeta.

(Caitlyn Mensis) (Yukarıda) ↑

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Caitlyn Mensis) (Yukarıda) ↑

Caitlyn'e saldıran tek boynuzlu atı intikam almak için öldüren kardeşini hiçbir zaman suçlamamıştı ancak şuan sırf bu sinir bozucu durum yüzünden, Azkaban'da çürüyor olması oldukça zoruna gidiyordu. Zaten huysuzluğu üzerinde olarak doğan çocuk, çok sevdiği kardeşi ve eşini eş zamanlı olarak kaybedince iyice sinir bozucu bir adam olmuştu.

Yalnız Clara'ya karşı tatlı bir adamdı. Ona asla kaba davranmazdı. Onu çok severdi. 

Bu düşünceleri başından savan Bardolph Remus'a baktı. Onu gözü tutmuştu aslında ama biraz eğlenceden kimseye zarar gelmezdi.

Şimdilik tek planı onları bir geziye çıkarmaktı.

Sonsuz Sonsuzluk Şelalesi'ne doğru bir gezi...

...devamı en kısa zamanda

Arkadaşlar Mensis ailesini ve onların kısa bir geçmişini anlatan bir ek kitap yazmayı planlıyorum en kısa zamanda.

-zeynep

Remus Lupin ve ÇapulcularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin