Bölüm 6

2.8K 114 32
                                    

Ayağıma aldığım darbeyle gözümü yeniden açtım.

"Kalk !"

Aynı hayvanlar yine üzerimdelerdi.

Onlara gitmelerini söylicekken "ahh" diye bir inleme çıktı sadece ağzımdan.

Biri saçlarıma yapıştı ve kafamı kaldırdı "ne oldu seni bulamıcaz mı sandın Mısra !"

Aklımı kaybedicektim iyice. Ben ne yaptım bu insanlara ? Aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Bir burdan kurtulabilseydim..

"Be-ben.. Siz-size.. Bir şey yap-"

"Kes sesini!"

Bu kez aldığım darbeyle duvara sertçe çarptım. Gözyaşlarım istemsizce yanaklarımdan boşalırken sadece acısızca ölmeyi diledim. Bu berbat bişeydi.
Şimdi Kayra'nın ya da annemin kollarında olmak isterdim.
Hem belki Utku beni bulurdu.

Napıcam ben hiçbir şey hatırlamıyorken bunlarla ne yapıcaktım !

Düşüncelerimi acılarımla susturmaya çalışırken o iğrenç kapı tekrar açıldı.

"Mesut!" Galiba beni kurtarıcak olan adam buydu çünkü aşırı kızgın çıktı sesi !

Yalvarırcasına baktım yüzüne.

"Size ne dedim ben ! Buna bir kadın olarak değil hayvan olarak davranın demedim mi ?!!" İğrenir gibi baktı bana "hala yüzü tanınıyo ! O iğrenç suratı hala bana bakabiliyo bunun Mesut !"

"Bulut Bey biz zate-" adama hışımla döndü ve bir yumruk vurdu.

"Kes sesini ! Bu hayvana baktığımda onu gördükçe daha fazla azarı siz yiceksiniz. Ya bunun canı ya sizin. Karar size kaldı !"

Arkasını dönüp gidecekken daha fazla duramadım " ne yaptım ben size ! Ne !"

Sertçe döndü bana "sen nasıl bir insansın hala konuşuyo musun !?"

" ben hiçbir şey yapmadım ! Hatırlamıyorum. Ben hafıza kaybı geçirdim. Beş yıldır komadaydım daha uyanalı iki gün oldu. Hatırlamıyorum. Ben bilmiyorum. "

Konuşmaya devam ederken yüzüme yediğim tokat beni iyice mahvetti.

"Sen ! Sen mi hatırlamıyorsun ! Ulan mahvettin beni ! Bitirdin ! Ömrümde iyi güzel ne vardıysa hepsini çöle çevirdin ! Sen öyle bir yılansınki yalnız beni değil hayatımdaki herkesi zehirledin ! Zehirledikten sonra ne oldu söylesene vicdansız ! "

Elbisemin yakalarından tutup kaldırdı beni " senden nefret ediyorum. Tüm iyilikleri, güzellikleri zehir ettiğin gibi bende senin ömrünü zehir edeceğim Yılan !" Dedi ve beni duvara fırlatıp çıktı.

Arkasından adamlarıda apar topar odayı terk etti. Adamın söyledikleri o kadar kötüydü ki.. Ben gerçekten ne yaptım bu adama ?

.
.

"Bu yılanın aniden ortaya çıkmasında kesinlikle bir plan vardır. " Önümdeki küçük ekrandan onu izlerken kurupu planı düşünmeye çalışıyordum "yoksa başka türlü neden ortaya çıksın ki ?"

"Efendim sonuçta elimizden kaçamaz. Burada hiçbir şey yapamaz. "

"Ah Mesut sen bu kızı hiç mi tanıyamadın ?" Elimdeki kalemin kırılma sesleri gelmesi bile şuan sinirimi almıyordu " o vicdansız her şeyi yapar ! "

"Ne düşünüyosunuz efendim ? Şimdi ne yapacağız ?"

"Onu ilk önce yaşadığına pişman edicem. Sonra onun gibi zehirlicem hayatını !"

.
.
Çok acıkmıştım. Ne olursa olsun yicek durumdaydım şuan.

"Lütfen.. Yemek.."

Sadece bu iki kelime çıkmıştı ağzımdan. İki gündür buradaydım. Hiç yemek vermediler ama bir günde iki kere gelip dövüyorlardı.

Artık kabuk tutan yaralarıma defalarca vurulması yüzümü mahvediyordu.

Tam bu esnada çelik kapı şiddetle açıldı. İri cüsseli bir adam tencere sandığım bir şey koydu önüme.

Sonunda yemek yicektim !

"Ye-yemek mi?"

"Hı hı!" Deyip geldiği gibi çıktı.

Allahım sana şükürler olsun ! Deyip kapağı kaldırdığım gibi tiz çığlıklarım odayı doldurdu !

"İMDATTT !!!"

Tencereden koca bir yılan çıktı. Bana doğru geliyordu. Ve bu ufak odada ondan kaçmam imkansızdı.

"Nolur yapmayın !"

Ah hayır !

"Ne isterseniz yaparım alın onu nolur !"

"Hiçbişey yapmadım, yapmadım !""

Ve yılandan kaçıcak yerim kalmayınca havalanan yılanla kalan tüm gücümü kaybetmiştim..

Sonum olan, hakettiğim karanlığa doğru yıkılışım..

Zehirli ÖmürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin