Bölüm 21

1.7K 78 1
                                    

Karabulut İstanbul'a gideli sekiz gün oldu. Bu koca konağı otel gibi kullanıyorum sekiz gündür. Yemek saatlerinde inip yemek yiyorum. Bazen ben inmeden sanki inmememi ister gibi yemeği yukarı yollatıyor Zilan hanım.

Ve tabi karabulut olmadan geçen koca geceleri de unutmamak gerek.. onu sevmiyorum. Gitmesi iyi bir şey. Ama o zaman neden o olmadan daha da karanlık oluyor geceler.

Belki de korkularımın üzerine ne kadar set çekersem çekeyim bir şekilde yüzeye çıkmayı başarıyorlar.

Evet korkuyorum.. çünkü hatırlamadığım şeyler var. Belki de dönüşte gerçekten canımdan olacağım. Belki de başka bir şey. Ama o başka bir şeyi gerçekten merak ediyorum.

İçinde bulunduğum bu karmaşanın hatta bu kördüğümün çözüleceği gün acaba toprağın altında mı olacağım .?

koca sekiz gün boyunca bu sorular zihnime üşüştü. gerçekten kendimi tipsiz bir kuyuda boşuna çırpınıyormuş gibi hissetmekten başka yapabildiğim ya da hissedebildiğim bir şey yoktu.


Bu düşüncelerle boğulurken aniden kapım açıldı. Yerimden doğrulmaya çalışırken hafif başım döndü. Zaten son bir haftadır baş dönmelerim artmıştı. Bunu da fazla strest ve korkuya bağlıyordum.


Kafamı geleni görmek için kapıya çevirdim. 

"Buket?"

ellerini göğsünde birleştirmiş bana ukala bakışlar atan bir adet Buket yeterince korkutucu dururken bir de kötü kahkahası peydah oldu dudaklarından.

"küçük fahişe ! evlenerek kurduğun tüm hayallerin gerçekleştiğine kim bilir ne kadar inandın !" Buket'in yine aşağılayıcı tonda başladığı cümle ile zaten benle uğraşacağını anlamıştım. bu yüzden hiç cevap vermeden sırtımı kapıya çevirerek yattım yatağa.


"Ne bu hareket! "

yine cevap vermedim. Sinirlenip üzerime atlayacağı kanısı içimde gittikçe büyüyordu ama yine de herhangi bir girişimde bulunmadım.


"Biliyor musun normalde seni hırpalamak için şahane bir ortam hazırladın bana. ama o kadar keyifliyim ki..." sesindeki neşeli ton bunu doğrular niteliğindeydi. şaşırmama engel olamadan yüzümü ona çevirme hatası yaptım. Çünkü Buket'in sesi ilk defa bu kadar keyifliydi. Meraklanmamak elde değildi.


"seni bu kadar keyiflendiren şeyi merak ettim doğrusu."

ona cevap vermem onu daha da mutlu etti ve ortamı buza çevirecek cümleleri kurdu. " evet çünkü küçük bir fahişenin hayata gözlerini yumacağını öğrendim bu sabah. nasıl sevinmem ki !?"

Ne saçmalıyordu bu ? Küçük fahişe ben olduğuma göre gözlerini yuman ben mi olacaktım ? Bu kez ben saçmaladım kesinlikle !

"Buket daha açık konuşur musun artık !"

"Ne o sinirlendin mi? haspam! " yanıma iyice yaklaştı " bugün babam abimle görüştü. ve bil bakalım ne karar aldılar ? söylediklerinin doğruluğu olmadığı için ve bariz bir şekilde katil olduğun için seni gebertme kararı aldılar. Ne kadar şahane bir haber değil mi ?"

Buket'in sırıtarak kurduğu cümleler nefesimi kesti. Resmen Dünyam durdu. Ölecektim. Hemde annem ve Kayra'ya sıkı sıkı sarılamadan.

Tüm bu olanlar iyice benliğimi köreltti. hemen Resul ağanın yanına gitmeliydim. Üzerimde ayaklarıma kadar uzanan siyah elbise yürüyüşümü zorlaştırsada hızla Buket'in yanından geçip çıktım odamdan.

" Hey! Nereye !?"

Buket'i duymazdan gelip merdivenlerin başına geldim. Resul ağanın odasına çıkacaktım. Tam bu esnada saçlarıma asılan elle duraksamak zorunda kaldım.


Zehirli ÖmürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin