Bölüm 25

1.7K 66 2
                                    

Sıla'nın bilgisyarı başında sessizce oturuyoduk. Neredeyse on beş dakika önce attığımız maile bakıp bekliyorduk. İlk dakikalarda yüksek olan ümidim geçen dakikalarda azalmaya başlasada yinede bekliyordum.

"Hadi ama ümitsizliğe düşme " sıla'nın sırtımı sıvazlamasıyla düşüncelerimden sıyrılıp ona döndüm. "Bak ne güzel yazdık muhakkak bunu görünce dönecek. "

"Haklısın Sıla ama.." sessiz fısıltımı gür sesiyle kesti


"Aması maması yok Mısra ! Biraz inan kurtulacağına. Bak yine okuyalım ; merhaba ben Sıla Saraç. Mardin de Midyat devlet hastanesinde görevli bir hemşire olarak yaklaşık beş ay önce işe başladım. Geçen gün uğradığı bir kaza sebebi ile Mısra Eroğlu hastenemize geldi. Aslen Gencer olan soyadı evlendikten sonra Eroğlu olarak değişmiş. Bulyt eroğlu tarafından kaçırılmış ve çeşitli işkencelere maruz kalmış. Onu hastaneden kaçırdım ve şuan yanımda. Ulaşabileceğimiz tek kişi siz olduğunuz için size mail attık. En kısa zamanda ekte yazdığım numaradan veya buradan bize ulaşırsanız daha detaylı konuşabiliriz. İyi günler..."

Sıla okumayı bitirip bana döndüğünde bu kez en ufak bir umut kırıntım bile kalmamıştı. "Sıla ona yaşattıklarımıda hatırlayınca belkide bana yardım etmekten vazgeçmiş olabilceğini düşünüyorum. Sonuçta Sineme güvenip onu defalarca dinlemedim. Hep suçladım Utku'yu. Ama o sadece beni sevdi ve ben-"

Derken odayı Sıla'nın telefon melodisi doldurdu. Aslı bilsigasayın yanındaki telefonunu hızla eline aldı. Ekranına baltıktan sonra şaşkınca kafasını bana çevirdi " numara arıyor. O olabilir mi?"

"Bilmiyorum Sıla hadi aç !" Diye heyecanla fısıldadım.

Sıla telefonu açıp sesini hoparlöre verdi ve titrekçe konuştu "A..Alo"

"Eğer tanışma bahanesiyle hassas noktama basıp benimle iletişime geçmeye çalışan o aptal kızlardan isen seni öldürmemem için yalvarman gerekecek !" Utku'nun sesini duyunca istemsizce dudaklarım kıvrıldı. İçimde umut tohumları yeşerdi. Beni kurtaracaktı !

"Hayır hayır bak dinle sakın kapatma telefonu. Ben Sıla. Evet bunu daha önce söylemiştim. Başka bir şey diyeceğim. Şey bak. Ben Sıla ve yalan söylemiyorum. "

Şaşkınca Sılaya baktım. Kesinle korkudan saçmalamaya başlamıştı ve hemen el atmazsam Utku kapatabilirdi telefonu. Sıla nın elini sıkıp konuşacağım diye işaret ederken rahat bi nefes verip kafasını salladı.

Bu sırada Utku "ne saçmalıyorsun sen !" Dedi tahmin ettiğim gibi sinirlenmeye başlıyordu.

Bende derin bir nefes aldım ve sonunda konuştum "Utku.."

"Mısra.. bu.. bu sensin.." fısıltısı içimdeki umutlara kadar ulaşmıştı.

"Evet Utku benim. Sıla doğru söylüyor. Şuan onun yanındayım. "

"Mısra neredeyse ümidimi kesmiştim. Seni bulmak çok zordu. "

"Bende Utku ama kaçmayı başardım. Şimdi mardinden nasıl çıkacağımı bilmiyorum. "

"Bekle. Hemen yola çıkıyorum. En geç iki saate orda olurum. Uçağımla gelicem. Seni ordan kurtarıcam sonra herşeyi konuşuruz zümrütüm..."

Bana zümrütüm demesi gözlerimden birkaç damla düşmesine neden oldu. Bana eskiden hep öyle seslenirdi.

"Her şey için özür dilerim Utku. Ben sana hep kötülük getird-"

Zehirli ÖmürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin