Bölüm 9

2.3K 102 18
                                    

"Abi dur ! " Sesler daha uzaktan geliyo gibiydi.

"Abi onu öldürdüğünde rahatlayacak ! Ona yapıcakların daha bitmedi dur ! "

Boğazımdaki kolun biri tarafından hızla çekilmesiyle öksürmeye başladım. Ellerimle boğazımı ovup derin nefesler almaya çalıştım.

"Allah senin belanı versin ! Sen öyle iğrenç bir insansın ki seni gördükçe öldürmekten başka bir şey gelmiyor aklıma !" Bana söylediği sözleri bile dinleyemiyordum.

Birkaç dakika sonra nefesim düzeldi. Mesut hızla kolumdan tutup beni arabaya fırlattı.

"Hemen üzerini temizle !" Mesut'a cevap vermeme imkan sağlamadan kapıyı çarptı yüzüme.

Bir iki dakika sonra karabulut arabaya bindi. Hemen korkuyla iyice kenarı çekildim.

"Yılan!" Hiçbir şey demedim.

"Cevap ver yılan !"

"E..fendim"

"Mardin'deyiz yılan. Şimdi Midyat'a , konağa gidiyoruz. Ailemin yanına. Orada ben ne söylersem onaylayacaksın. Kaçırılma ve saçma sapan kelime duymayacağım. Yoksa polisi aramakla kalmam daha beterlerini yaparım. Anladın mı ?"

"E..vet" bana hiçbir şey demeden kafasını çevirdi. Cebinden çıkardığı doktorun verdiği kağıdı buruşturup pencereden fırlattı. Almasını beklemek ne büyük bir incelikti.

"Gidelim Mesut. " hareket eden arabada hıçkırık seslerime eşlik eden melodi yükseldi.

"Alo " karabulut biriyle konuşuyordu.

".."

"Evet Mahmut birazdan orada olacağız. "

".."

"Doğru olan bu Mahmut! Kararlarımı mı sorguluyorsun ?!"

".."

Karşıdaki ne söyledi bilmiyordum ama cevap vermeden yüzüne kapattı.

Birkaç dakika sonra araba hızla durdu. Karabulut bana baktı "bir yanlışından binbir acı ile sınayacağım unutma Yılan !"

Kafamı salladığımda elleri bana doğru yönelince hemen "t-tamam !" Dedim.

Memnun şekilde arabadan indi. Benim kapım açılınca bende indim.

Taşların muhteşem eseriyle karşı karşıyaydım. Tamamen taş ürünü olan büyük duvarlarla korunan çelik bir kapı vardı. Önünde duran hayvansı adamlar düğmelerini ilikledi.

"Hoşgeldin Bulut Ağam" boyunlarını büküp söyledikleri sözlerle gözlerimi devirmeden edemedim.

Tabiki karabulut cevap vermedi..

Açılan kapıdan girdiğimizde istemsizce gözlerim pörtledi. Vay be !!

Eğer bu heybetli konağı Utku'ların eviyle karşılaştırsam.. Hadi ama bu çok zordu.

"oğlumm " o koca merdivenlerden hızla inen kadına şaşkınca baktım. Hemen karabuluta sarıldı.

"Zilal sultan.." Karabulut annesini sıkıca sardı. Demekki içinde kalp kırıntıları varmış. Ben tamamen patlıcan falan var sanıyordum..

"Oğlum neden haber vermedin hemen bir şeyler hazır-"

Annesinin slzünğ kesti tabiki karabulut. Malum hobileri arasında. " zilal sultan sonra konuşuruz. Sen hemen Zifir'in odasını göster Mesut'a. Sonra babamla salona geç. "

Zehirli ÖmürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin