Zehirli Ömür

BÖLÜM 39

UTKU..

Mısra' ya tekrar kavuşmanın heyecanı tüm bedenimi sarmıştı. 5 yıl önce bana karşı son zamanlarındaki hiddetinden eser kalmamış bir Mısra vardı karşımda. Bunu bilmek tüm hücrelerimi sevinçle doldurmuştu. Hiç neden nasıl diye sorgulamadan heyecana kapılıp onu kaçırtmıştım göz göre göre. 5 yıl sonra kendi ellerimle yanımda olan kızı kaybetmiştim. Babamı annemi herkesi asabi tavırlarımdan bezdirdim Mısra'yı bulasıya kadar. Şirketteki çalışanlarım bile yollarını çevirmeye başlamıştı beni gördüklerinde.

Peki ya şimdi ?

Ona tekrar kavuştum. Ama daha perişan ve benden daha uzak. O adamın yaşattıklarından sonra eskisi gibi olamayacağını düşünen herkese inat ben biliyorum ki Mısra hala eskisi gibi. Bir kuş gibi çaresiz ve yalnız hissediyor. babasının onları bıraktığı günden beri aslında... hiç kimse onu anlamasa bile ben o kuşun çırpınışlarını hislerini sonuna kadar anlıyorum. 

 O yüzden şimdi burada oturmuş Sıla ve Kader ile Mısra'ya çözüm arıyordum. Çünkü tamam iyi olacaksın dışında tamamen bitmiş bir kız var ve bu kıza artık biz ulaşamayız. Mısra'nın iyi bir şekilde tedavi olması ve hayatını tekrar ellerine alması şart. Herkesin kendini kaptırdığı bu intikam savaşında beni suçlu veya suçlular değil, Mısra ilgilendiriyor. Hayatımın aşkı, çocukluğumun rüyaları güzeller güzeli Mısra ilgilendiriyor. Onu bir kez daha kaybedemem. Bir kez daha ellerimden uçmasına izin veremem. Diğer herkes gibi bir yere hapis etmek değil, yaşatmak istiyorum. Hayatını ellerine verip uç uçabildiğin kadar demek istiyorum. Ondan sonra beni hayatının neresine koymak isterse koyabilir. Ama şimdi sadece uçmasını istiyorum.

"Utku bey ?" Sıla'nın tedirgin sesi ile uzun zamandır dalmış olduğumu fark ettim.

"Sıla, sen ve Kader hanım araştırmalarınızı yaptınız. Notlarınız tam. Size tüm ekipmanı ve gereken bütün düzeni ayarladım. Biliyorum hepiniz için zor olacak ama sen Mısra'yı gördün. Çaresizliğine şahit oldun ve kim ne derse desin asıl kurtarıcısı sensin. O yüzden senin de bu yolculuğa eşlik etmeni istedim. Beni kırmadığın için teşekkür ederim" sözlerimi bitirip önümdeki bilgisayardan kalacakları yere bakmayı sürdürecekken Sıla tekrar söze girdi:

" asıl ben teşekkür ederim, resmen hayatımı değiştirdiniz " Sıla'ya sadece gülümsedim bu sefer ve Kader hanıma döndüm "Kader hanım eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?" 50li yaşlarında harika bir kadındı Prof. doçent doktor Kader Tunalı. Mısra'yı ondan başkasına emanet edemezdim.

"Hayır efendim, dediğim gibi sizin ziyaretlerinizde zaten uzun uzun  tekrar konuşuruz." dedi sadece.

"peki o zaman bu gece yola çıkıyorsunuz, son hazırlıklarımızı da tamamlayalım" dedim ve hastaneden çıkıp Kayra'nın yanına doğru yol aldım. uzun ve gergin bir konuşma olacak..

*********************

Oturduğumuz kafenin camından boğazı izleyen Kayra'ya anlattıklarımı tekrar özetleme ihtiyacı duydum. ilk duydukları ile sinirlense bile bana, şuan o da düşündükçe haklı olduğumu görüyordu.

"Kayra, Mısra'yı o adamdan kurtardıktan sonra 2 aydan fazla zaman geçti. Bu süreçte o küçük odadan hiç çıkmadı. Eğer onun o odada düzelmesini beklersek onu kaybederiz. O kız iyi değil. Bırak iyileştireyim. Paris'in en iyi hastanesi, en iyi doktorları olacak. Yanında iyi bir psikolog ve onu kurtaran hemşireyi de gönderiyorum. Güzel bir tedavi alsın. Onu iyileştirelim. Şuanda sağlıklı düşünemez, bunu kabul edelim artık Kayra." sözlerim bittikten sonra kafasını kaldıran Kayra ile şoka girdim.

gözleri yaşarmış perişan bir haldeydi "çok haklısın kardeşim. İyi ki hayatımızdasın. İnan ne yapacağımı şaşırdım. yetemiyorum artık anneme ve kardeşime. Mısra'ya tekrar bir şey olursa annem yaşayamaz. Onu da yanında göndereceksek kabul ederim"

Kayranın çaresizliği karşısında yıkıldım. Onu en son babaları onları terk ettiklerinde bu kadar güçsüz görmüştüm. Ya da Mısra kaza geçirdiğinde. Ya da Mısra'yı o herif kaçırdığında.. Meğer ne çok kez bu adam bu kadar çaresizliğe düşmüş. Hepsini düzelteceğim. Elimden gelenin fazlasını yapacağım. Sevdiğim kadın için, ailesi için...

"Tamamdır Kayra, Zeynep teyzenin de gitmesi güzel olur. Bu akşam gidiyoruz. Ben yerleştirdikten sonra döneceğim"

olur diye kafasını salladı ve ekledim " Bulut'un asla haberi olmayacak. Saçma sapan ziyaretlerini sürdürmeye devam eder yerini bilirse. Adama burada engel olmakta zorlanıyoruz, orada hiç olamayız. Sen tamam dersen ben bulunmasını imkansız hale getiririm."

"tamamdır Utku bütün ipleri sana veriyorum. Mısra artık sana emanet."