Bölüm 5

2.9K 137 13
                                    

"Utku yeter gülmekten ağzım ağırdı. "

"Eski günlere döndük resmen Mısra çok mutluyum. " Utku nun mutluluğu yüzünden anlaşılıyordu zaten.

Tam bir şey diyecekken çantamdan melodi yükseldi. Aceleyle çantamı açtığımda sabah annemin verdiği telefon vardı. Telefona baktığımda Kayra yazısını görünce istemsizce gülümsedim.

"Abim arıyor. " Utku'ya açıklamayı yaptıktan sonra açtım telefonu.

"Kayra?"

"Canım sen aramayınca daha fazla dayanamadım. "

"Merak etme Utku'yla okulun yakınlarında bir cafedeyiz. Çok güzel burası. Ve gayet iyiyim. "

"İyi olmana sevindim bitanem. Şey artık almaya gelsem seni ?"

"Olur Kayra. Utku buranın adı neydi ?"

"Saman cafe " Utku moralsiz söyleyşnce kalkmamızı istemediğini anladım.

"Saman cafe adı Kayra. Acele etmene gerek yok. Seni seviyorum. "

"Bende seni seviyorum kıvırcık. Gelince görüşürüz."

"Görüşürüz. "

Telefonu kapattıktan sonra etrafa bakındım. Gerçekten güzel bir yerdi. Sahile kurulu ufak masa ve taburelerle hoş bir ortam yaratılmış.

"Utku ben lavaboya gitmek istiyorum aslında ama nerede olduğunu göremedim. "

"Şurada hesabın ödendiği noktanın arka tarafında. Sana eşlik etmemi ister misin ?"

"Yok hayır. Daha fazla kendimi kötü hissetmek istemiyorum. " gülümseyerek söylesemde alınmış gibiydi o yüzden devam ettim. "Utku aslında bugün çok güzeldi. Seninle vakit geçirmek bana iyi geldi. "

Yüzünde oluşan gülümsemeye karşılık bende gülümsedim ve lavaboya doğru ilerledim. Hilal'i görünce ondan yardım istedim.
"Lavabo ne taraftaydı canım unutmuşum da. "

Biraz şaşırsada bozuntuya vermedi "hemen şurda sağda. "

Lavabodan çıkarken iri yapılı bir adama çarptım. Bu çarpma beni birkaç adım geri ittirdi.

"Çok özür dilerim. "

Adam cevap bile vermedi. Öyle sert ve tanıyomuş gibi baktı ki.. Umarım bu kadar korkunç biriyle arkadaşlığım yoktur.

Adama konsantre olmuşken hemen sağımdan "seni Yılan " diye tıslayan biriyle irkildim.

"Ne-ne oluyor?" Hadi ama korkaklık yapmamalıydım " özür diledim işte "

"Daha çok özür diliceksin" deyip gazlı bezi ağzıma bastırdı.

HAYIR!

Biri bana bunun rüya, pardon kabus olduğunu söylesin !

Nefes alma Mısra ! Alma !

"Hadi bekir ! Bi bayıltmayı beceremedin. Tüm cafeyi üstümüze toplıcak pislik "

Sanki konuşabilirmiş gibi ona saydıracakken aptallığıma yenik düştüm ve karanlığa gömüldüm.
.
.
Burnumun üstüne damlayan suyla hızla açtım gözlerimi.
Lanet olsun !

Hiçbir şey göremiyordum. Kapkaranlık heryer.

"Lanet olsun !" Çığlığımın bana geri dönmesi beni iyice korkuttu.

Demekki kapalı bir alandaydım. Derin derin nefes aldım.

Abim. Kayra. Kayra gelicekti.

"Kayra yardım et !!" Duy beni lütfen.

"Nolur yardım et kayra. "Bu sefer fısıltıyla çıktı sesim.

Ayaklarımı kendime çektim. Sımsıkı sarıldım kendime. Sırtımı duvara yaslamamla acı bir çığlık attım.

Sırıl sıklam olmuştu sırtım.

Elimle duvara dokundum ve hızla geri çektim. Neydi o ?

Püskül gibi ıslaklık mı? Ah hayır Yosun bu !

Yerde du birikintileri vardı. Neresiydi burası ?

Aklımı yitirecektim. Neredeyse bir saattir aynı pozisyon da oturduktan sonra iğrenç bir ses yayıldı etrafa. Ardından tam karşımda gözlerimi delen bir ışık oluştu.

Gözlerimi tekrar açtığımda iki adam duruyordu karşımda. Birinin elinde fener vardı.

"Be-benden ne istiyorsunuz ?"

"Ordan bakınca gerçekten salak gibi mi duruyoruz ?" Anlamıyorum bu adamlar ne istiyordu benden ?

"Evet Mısra hanım. İntikam günü geldi. "

Ah şükürler olsun !

"Ben hatırlamıyorum. Nolur bırakın beni. " İkiside öyle bir kahkaha attı ki korkudan duvarın ıslaklığına aldırmadan iyice yapıştım.

"Abi bu kız bizi cidden salak sandı yaa. " yanında sanırım cafe de çarptığım öküze gülerek konuşan ayı vardı.

"Hayır ben-"
Sözlerimi bitirmemi engelleyen sert bir tokat oldu. Tokatın etkisiyle yere serpilmekle kalmayıp iğrenç bir ses çıkarttım.

Tam doğrulacakken üst üste tokat atan bir ayı ve yandakçısının tekmeleriyle nefessiz kaldım adeta.
.
.
Mısra'nın acı çığlıkları o berbat odayı doldururken odanın tepesinde bulunan kamera sayesinde içeriyi gören Bulut Eroğlu keyif alıyordu.

Ya da almaya çalışıyordu. O kıza yaptıkları Bulut için hala yetersiz kalıyordu.

Hele kızın sözleri Bulut'u tam çileden çıkarıyordu. Hala o günlerde ki gibi yalancıydı. O yüzünü gördükçe onu öldürmek istiyordu.

"Nolur bırakın hiçbir şey yapmadım !" Bu sözler iyice çileden çıkardı onu. Hemen elini kulağına götürdü ve düğmeye basıp konuştu

"DAHA SERT ! "

Mısra sonunda aldığı darbelere dayanamadı ve bayıldı. Üzerinde adamların parçalara ayırdığı kımızı hırkasından ufak parçalar kalmıştı. Buz mavisi elbisesi ise kana bulanmış şekilde ıslak zeminde baygınca yatıyordu.

Bu görüntü bile Bulut'un içinşn soğumasına yeterli olmamıştı. Onu hemen şimdi öldürmek istiyordu ama sabretmeliydi. Onun gibi yavaş yavaş yakmalıydı onu !

Tekrar kulağındaki düğmeye bastı "Bırakın onu orda. Çıkın !"

Adamlar ikiletmeden çıkmıştı. İçleri biran olsun acımamıştı.

Bu zalim kızın onlara yaptıklarının yanında bu şiddet Az bileydi !

Zehirli ÖmürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin