Bölüm 18

1.8K 72 9
                                    

Sırtımda hissettiğim acıyla hızla gözlerimi açtım.

"Ne oluyo!?"

"Durun kıpırdamayın hanımım !"

Arkamdan gelen adam sesiyle korkuyla titredim !

"Napıyosunuz !?" Titrek sesimle konuşmaya çalışmam çok güçtü.

"Hanımım dikiş atıyoruz yaranıza. Çok derin nolur kıpırdamayın !" Korkuyla kalkmaya çalıştığım sırada adam konuşmaya devam etti "tutun !" Ve en az üç kişi üstüme abandı.

Sesimin yettiği kadarıyla attığım çığlıklar acımı dindirmiyordu. Resmen canlı canlı öldürüyorlardı beni !

.

.

Çalışma odama kadar gelen çığlıkları iyice sinirlerimi bozdu. Hızla çıktım çalışma odamdan ve kapıyı çarptım. Merdivenlerden inip odaya girecekken annemle karşılaştım.

"Noluyor Oğul !?" Endişeli görünmesi beni şaşırttı. Sonuçta onun da Mısra'yı sevmediğini çok iyi biliyordum.

"Ne yapacaksın anne ? " deyip geçecekken Mısra bir çığlık daha attı. 'Nolur bırak' diye yalvarma sesleri kulağıma dolunca istemsizce içeri girmekten vazgeçip anneme döndüm.

"Rüzgar nerede ? Şuan o daha önemli. "

Ani değişimimle şaşkınlığa uğrayan anneme cevap vermesini ister gibi baktım.

"O..odasında. "

kekelemesini şaşkınlığına vererek yanından ayrılacakken dönüp uyardım. "Sakın o odaya girme !"

Rüzgar'ın odasına girdim. Yatağın ortasında cenin pozisyonunda yatmış olan Rüzgar'ı görünce daha iyi hissettim. Kötü değildim ki zaten !

"Rüzgar.."

Hiçbir şey demedi. Oysa geldiğimde Mısra ile oynuyordu ve konuştuğunu duydum. Hemde gittiğim günden beri telefon açtığımda evdekilerin onun hiç konuşmadığını söylemelerine rağmen.

Yatağa yaklaşıp yüzüne baktığımda ağladığını gördüm. Hemen gözyaşlarını sildim. "Rüzgar neyin var ne oldu !?"

Yine hiçbir şey demeyince iyice sinirlendim "o Mısra yüzünden değil mi !? O pislik yine sana zarar verdi. " öfkeyle yataktan kalkıp kapıya giderken devam ettim "onu geberteceğim seni ağlatmanın bedelini ödeyecek !"

Tam çıkacakken Rüzgarın sesi kanımı dondurdu "senden nefret ediyorum!"

Elim kapının kolunda öylece donakaldım. İki yıl önce onu yollarken bağırarak söylediği cümleyi yine söylemişti. Ama bu sefer daha farklı.. Soğuk ve sertçe söyledi. Oğlum benden nefret ediyor..

Kendime tekrar gelmemi sağlayan Mısra'nın çığlığı oldu. Hala bitmedi mi bu lanet dikiş ! Ve bu esnada Rüzgara dönünce kulaklarını kapatıp hıçkıra hıçkıra ağladığını duydum.

Hızla yanına gidip sarıldım "oğlum sakin ol.."

"Bırak beni ! Senden nefret ediyorum ! Mısra'yı da ağlatıyosun!" Ağlayarak söylediği sözler sinir damarlarıma baskı yapıyordu adeta !

"Rüzgar ! Aklını mı kaçırdın ! O kadını mı savunuyorsun ! Mısra bana bağırdı, Mısra bana vurdu, Mısra şöyle Mısra böyle diye her gün şikayet ettiğin kızı bugün savunacağın mı tuttu !" Sert olduğumu bilsemde şuan Rüzgar bunu hakediyordu !

"O Mısra bu Mısra değil ! Bu iyi Mısra !"

Sanki kendini inandırmaya çalışırmış gibi ayağa kalkıp bağırarak söylediği bu cümle beni tam çıldırttı. Kolunu yakalayıp tam ona kızacakken tekrar tekrar beynime doldu sözleri 'o Mısra bu Mısra değil !'

Zehirli ÖmürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin