****"Sonunda buluşma zamanımız geldi", arkasından gelen katı ve tok sesi duyunca bir an irkildi. Kim olduğunu merak etmiyordu, o sadece buradan kurtulmak istiyordu ve buradan kurtulmanın tek yolu bu adamla yüzleşmekti.
Yavaş hareketlerle arkasına döndüğünde az önceki sesin sahibi olan adamla yüzleşti. Az önceki zorba adam gibi bir gangster bekliyordu ama bu adam beklentisinden çok uzaktı; orta yaşlı ve bilindik bir iş adamı tipindeydi.
Gözlerine oturttuğu alaycı bir gülüşle onu izleyen bu adama ondan korkmadığını belli edercesine cesur bir şekilde bakarak "Siz de kimsiniz?" diye sordu.
Adam biraz duraksadıktan sonra onu duymamış gibi, sanki kendi kendine konuşuyormuş gibi konuşmaya başladı. "Benim kim olduğumu bırak da sen söyle bakalım; sen kim olduğunu biliyor musun?". Ne demekti ki bu şimdi!
"Ne demek istiyorsunuz? Biraz açık konuşur musunuz?"
"Ah tabi sen ailenin gerçek ailen olduğunu sanıyorsun değil mi?". Ne saçmalıyordu bu adam.
"Buraya beni, bana bu saçmalıkları anlatmak için mi getirttirdiniz?"
Adam bir şey söylemeden alaylı gözleriyle onu süzüp deminden beri elinde tuttuğu belgeleri ona uzattı.
"Bunlar ne?"
"Oku"
Eline kağıtları alınca mecburen incelemeye başladı, ilk belge bir hastane raporuydu; ameliyat sonunda verilen türdendi. İsim yerinde Lisa Hathaway yazıyordu, rapor annesine aitti. Ne yazdığını anlamasa da kısaca bir kazadan dolayı annesinin rahminin alındını anlamıştı; annesi böyle bir ameliyatı ne zaman olmuştu ki. Tarihe baktığında işte o an eli ayağı boşalmaya başlamıştı; onun doğduğu yıldan iki sene öncesine aitti bu rapor. Bu adam doğru söylüyor olabilir miydi? Öyle bir ihtimal var mıydı?
"Ben sana neden inanayım ki? Bana doğruları söylediğini nereden bileceğim? Ya bu rapor sahte ise?". Onun hiç tanımadığı bir adama güveneceğini sanmıyordu herhalde!
Adam yine aynı rahatsız edici sırıtışını yaparak "Belgenin eskiliğinin ve resmi olduğunun sen de farkındasın, boşuna kendini kandırma" dedi. "Hadi alttakine de baksana"
Başını tüm korkularıyla eline çevirip alttaki kağıdı çıkararak bakmaya çalıştı. Belge bir gazete parçasıydı; yetimhane önüne bırakılan yeni doğmuş bir bebek ile ilgiliydi.
"Hadi bir alta da bak", korkularının yavaş yavaş gerçekleştiğini hissederek en alttaki kağıdı incelemeye başladı. Bu annesi ve babasının evlat edinme belgesiydi; yetimhanedeki o zavallı bebeği evlat edinmişlerdi. Kalbi acı çekmeye başlasa da hemen kendini toparlamaya çalıştı. Onu evlat edinmeleri neyi değiştirirdi ki; onlar onun ailesiydi, onu terk eden insanların aksine, ona sahip çıkmışlardı.
Merakla ne tepki vereceğini bekleyen adama bakıp "Bu neyi değiştirir ki? Onlar benim ailem; beni yetimhane önüne bırakan insanların aksine onlar bana sahip çıkmışlar" dedi.
"Doğru, o bir şeyi değiştirmez ama sana her şeyi değiştirecek şeyi söyleyeyim; ailen seni terk etmedi. Onlar senin ölü doğduğunu sanıyorlar"
Ağzını açıp ona ne saçmaladığını sormak istiyordu ama soramıyordu; tüm konuşma yetisini kaybetmiş gibiydi. Bir insan öğrendiği tek bir gerçekle bile fazlasıyla sarsılacakken bu adam resmen onu yıkmaya çalışıyordu.
"Seni ölü bir bebekle değiştirip ben kaçırttım ve onların seni evlat edinmesini sağladım. Özellikle seni seçmedim ama şanslı kişi sen oldun". Bu nasıl bir saçmalıktı, bu saçmalık onun hayatı mıydı?
Gözleri öğrendiği gerçeklerle dolmaya başlarken sadece "Ne kadar şanslıymışım gerçekten" diye mırıldandı.
"Gerçek ailen Türk bir aile, buraya çocuk bakıcılığı için gelmişler. Aslında bir nevi özelliklisin. Seni onların yanına geri postaladığımda bir daha asla geri dönme ihtimalin olmayacak zaten kaçmak istesen de hiçbir yere kaçamayacaksın", ne postalamasından, ne kaçmasından bahsediyordu bu adam!
"Siz neden bahsediyorsunuz?"
"Hazır ol gerçek ailenin yanına gidiyorsun; seni geri iade ediyorum"
******
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalanlar Üzerinde Aşk
RomantikTüm hayatı yalandan ibaret olan ve gerçek ailesini bile tanımayan bir kız. Bir anda yaşamak istemediği diyarlara sürüldü ve geri dönmemesi için tehdit edildi. Eğer geri dönerse ailesi öldürülecekti. Peki bir anda hayatının aşkını o diyarda bulması...