Yalanlar Üzerinde Aşk

Bölüm 1

İnstagram: pembekalemhikayeleri

***

Keyifli Okumalar ❤️

***

           

Sahilde sevgilimin omzuna başımı yaslamış okyanusun o huzur veren kokusu eşliğinde dalgaların sesini dinliyordum. Daniel benimle olmasa belki bu kadar huzur bulamazdım, okyanusun kokusu onun kokusuyla birleşince güzeldi.

Günlerdir merak ettiğim soruyu sormak için omuzumdan başımı kaldırıp Daniel'in gözlerinin içine bakmaya başladım; o da biraz sonra ne yumurtlayacağımı merak eder bir şekilde kaşlarını çatarak bana bakmaya başlamıştı.

Sonunda ağzımdaki baklayı çıkararak "Bir şey soracağım; sence biz sonsuza kadar birlikte olacak mıyız?" diye sordum.

"Bu aklına nereden geldi şimdi?", muhtemelen şu huzurlu anda bu soru normal bir insanın aklına neden gelir ki diye düşünüyordu ama biliyordu ki ben zaten normal bir insan değildim; onun deli sevgilisiydim.

"Hiç, öyle aklıma geldi", aslında onun ailesinin olaylı ayrılığını hatırladıktan sonra bu fikir aklıma çöreklenmişti ama onu çok üzen o meseleyi ona hatırlatamazdım.

Daniel eliyle yanağımı okşayıp gözlerimin içine şefkatle bakarak "Belki ölürsek ayrılırız ama o zaman da ayrılacağımızı pek sanmıyorum" dedi, devamında dudaklarıma öpücük kondurmak isteyince ani bir refleksle kafamı çevirip öpücüğü yanağıma kondurmasını sağladım.

"Yarın bu işten kaçışın yok, söz verdin"

Gülümsemeye çalışarak "Tamam, sözüm söz" dedim. Daniel'la yaklaşık üç yıldır çıkmamıza rağmen hala beni dudaktan öpmesine izin vermemiştim. Benim için ilk öpücük önemliydi, bunun gerçekten sonsuza kadar birlikte olduğum adamla olmasını istiyordum. Ve artık Daniel'la sonsuza kadar mutlu olacağımıza inanmaya başladığım için yarın ondan ilk öpücüğümü alacaktım.

Soğuk hava tenime çarptıkça ürpermeye başladım, bu halimi fark eden Daniel hemen üzerinden ceketini çıkarıp benim omuzlarıma taktı.

"Ama sen üşüyeceksin?"

Çapkınca gülümseyerek "Sen beni ısıtırsın" deyip tek elini omuzuma atarak beni kendine çekti ama ben ani bir hareketle elini geri ittim.

"Ne oldu şimdi?", ben öptürmüyorum adam 'beni ısıtırsın' diyor sonra da 'ne oldu şimdi' diye soruyor.

"Geç oldu ailem merak eder, gidelim mi?"

Biraz kırılmış gibiydi ama beni artık tanıdığı için meselenin üzerinde fazla durmayarak ayağa kalkıp "Hadi o zaman" diyerek tutmam için elini bana uzattı.

Elini tutup ayağa kalktıktan sonra beraber bizim eve doğru yürümeye başladık. Gerçekten güzel bir akşamdı; yazın artık sonuna gelmiştik ama şükürler olsun Los Angeles'ta her zaman hava güneşliydi.

Evin bahçe kapısının önüne geldiğimizde Daniel'ın elini bırakıp yanağına ani bir öpücük kondurdum, bu onun gönlünü alırdı. Eve doğru yürümeye başladığım da Daniel'in arkamdan adımı seslenmesiyle durup, tekrar ona döndüm.

"Seni seviyorum", gözleri bunu söylerken parlıyordu; ben gerçekten çok şanslıydım.

"Ben de seni seviyorum" diye mırıldandım, seviyordum sanki öyle hissediyordum.

Cevabımdan memnun olarak arkasını dönüp yürümeye başlayınca ben de hızla eve yürümeye başladım. Kapıya gelince çantamda anahtarı aradım ama kahretsin ki yine evde unutmuştum; mecburen kapıyı çalmak ve 'neden bu kadar geç kaldığımın' nedenini aileme açıklamak zorundaydım.