Tüm hayatı yalandan ibaret olan ve gerçek ailesini bile tanımayan bir kız.
Bir anda yaşamak istemediği diyarlara sürüldü ve geri dönmemesi için tehdit edildi. Eğer geri dönerse ailesi öldürülecekti.
Peki bir anda hayatının aşkını o diyarda bulması...
Mina kuaförüne saçını nasıl yapmasını söylerken, Emma bir anda içeriye girmişti. Fakat öyle ani bir giriş yapmıştı ki; tüm gözler bir anda ona dönmüştü. Mina arkadaşına sonunda ulaşmanın rahatlığıyla derin bir nefes alırken, çok geçmeden rahatlaması meraka dönüşmüştü. Emma'nın saçı dağılmış, yanakları ise beyaz tenine tam zıt bir şekilde kıpkırmızı olmuştu. Dudakları ise öpüşmekten şişmiş gibiydi. Mina'nın şokla gözleri açılırken, heyecanla yerinden doğruldu. Sonunda başını koltuktan kaldırdığı için etrafı da görebiliyordu; onunla birlikte kuaföre gelen Ela ve Eda da Emma'ya merakla bakıyordu. O anda Emma'ya neler olduğunu soramayacağını fark etti. Eda'nın yanında bu konuları açamazdı.
Fakat Eda onu bir anda bozguna uğratarak "Emma; senin dudaklarına ne oldu?" diye sorunca o bile yerin dibine girmek istemişti.
Emma da Mina'dan farklı değildi. Daha Demir'in etkisinden çıkamamışken şimdi de Eda'nın bu sorusuna muhatap olmak onu kalp krizinin eşiğine getirmişti. Küçücük bir kıza ne cevap verebilirim diye düşünürken imdadına Ela yetişti.
"Emma'nın dudakları soğuktan çatlamış bebeğim. O yüzden kırmızı" deyip Eda'nın dikkatini başka yöne çekti. İlgisini Eda'ya vermeden önce de Emma'ya muzip bir şekilde göz kırptı.
Genç kız derin bir nefes aldı, Ela'ya şükrediyordu.
Mina "Hadi sen de hazırlanmaya başla" deyince kuaförün onun için gösterdiği koltuğa oturup gözlerini kapattı. Demir onu öpmüştü ve o neredeyse heyecandan ölüyordu. Hep bu günü hayal ederken bir korkak gibi ondan kaçmıştı. Ondan kaçmak istememişti ama korkmuştu. Neden korkuyordu bilmiyordu ama onu hem çok seviyor hem de çok korkuyordu. Belki de sevdiği kadar sevilememekti korkusu. Peki Demir'in amacı neydi ki? Onu seviyor muydu? İçinden kendi kendine 'saçmalama' dedi. Demir eğer onu sevseydi söylerdi diye düşünüyordu. O sadece anlık bir hissin etkisinde dudaklarına kapanmıştı. O an aklına gelince yeniden kızardığını hissetti. 'Anlık' dedi kendine, kesinlikle anlık bir şeydi. Daha bir teklif dahi gelmemişken boş hayaller kurup kendini mutsuz etmeyecekti.
Kuaför saçını bitirince Mina yavaş hareketlerle yerinden kalkıp kınagecesi için aldığı elbiseyi giymek üzere arka odaya gitmişti. Yanında Ela ve Eda da gelmişti. Elbiseyi tek başına giyinemezdi, yardım alması lazımdı. Elbiseyi onların yardımıyla giydikten sonra yeniden salona dönüp heyecanla aynaya baktı. Gördüğü görüntüden oldukça memnun kalmıştı. Kırmızı, mini elbise üzerinde o kadar güzel durmuştu ki, Mina sevinçten kendi etrafında dönüyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uzun bir süre kısa elbise giymediği için şu an ondan mutlusu yoktu. Her ne kadar uzun elbise giyinmeyi aramasa da, yine de seviyordu işte. Bugün kızlar arasında bir kınagecesi düzenledikleri için kocası ona karışmamıştı. O da istediği gibi bir mini elbise almıştı.
