Bölüm Şarkısı: Cem Özkan - Dön Bana
Canımcımlarım, Emma İngilizce konuşuyor ve Emma ile de sadece İngilizce konuşuyorlar. Emma şimdilik Türkçe bilmiyor :)
Keyifli okumalar :)
***Arabayla verilen adresin olduğu yere geldiğinde frene aniden basıp, hızla arabadan indi. Adamları onu fark edince bakışlarını ona çevirmişti. Fakat Salih onlara gözlerinin apartmanda olmasını söyleyip patronuna doğru yürümeye başladı. Aras bey ona güvendiği için karısının koruma ekibinin başına getirmişti. O da bu güveni boşa çıkarıp, basit bir kaçışı görememişti. O günden beri Aras beye çok mahcuptu. Patronundan onu işten çıkarmasını da istemişti ama Aras ondan, sadece karısını derhal bulmasını istemişti. İki hafta sürmüştü ama sonunda Mina'nın yerini bulmuştu. Aslında Mina Şile'den buraya gelene kadar sadece bir araç kullansa, işi bu kadar uzun sürmeyebilirdi ama o, gelirken üçten fazla araç değiştirmişti. Bu nedenle bulma işi uzun sürmüştü ama bulmuştu sonunda.
Bulmuş olmanın mutluluğuyla patronunun gözlerine korkmadan baktı. "Efendim Mina hanım bu binada" deyip önlerindeki dış cephesindeki tüm sıvaları dökülmüş, üç katlı binayı gösterdi. "Binanın ikinci katında oturuyor, her kat tek daire. Mina hanım sabah köşedeki bakkala gidip geldi. Ondan sonra da evden çıkmadı, hala evde"Aras binaya uzun uzun baktı. Bu en ufak sarsıntıda yıkılacakmış gibi duran binada mı yaşıyordu Mina'sı! Onu hemen oradan çıkarmalıydı. Önce korumasına döndü. "Salih sadece birkaç kişi burada kalsın. Diğerleri İstanbul'a dönsün. Yakınımız olan herkesi korumanızı istiyorum. Zaten Çağlar'a da talimat verdim. Bir çeşit bela ile karşı karşıyayız ve ben bu belayı bulana kadar, evdeki çalışanları bile koruyacaksınız"
"Anladım efendim"
Aras, Salih'ten ayrılıp binaya doğru ilerlemeye başlayınca, Salih de adamlarının yanına dönüp düzenleme yapmaya başladı.
Binadan içeri adım attığı anda, yemek kokuları burnuma dolmaya başlamıştı. Yemek kokuları apartman boşluğundaki ten kokusuyla da birleşince ortaya dayanılmaz bir koku çıkarmıştı. Aras burnundan fazla nefes almamaya dikkat ederek ikinci kata çıktı. Sonunda bulmuştu Mina'yı ve o şimdi ona sadece bir kapı uzaklıktaydı. O korkuyordu ve onu daha fazla korkutmaması lazımdı. Kapı dürbününün onu göremeyeceği açıya geçtikten sonra kapıyı çaldı.
Mina mutfakta bir şeyler yemeye çalışırken kapı çalınca elindeki çatalı bıraktı. Altı üstü salata yiyecekti ama onu bile yemekte zorlanıyordu. Kapı ikinci defa çalınca yerinden kalkıp salona çıktı. Cemile hanım gelmiş olmalıydı. Cemile hanım onu iki saat önce aramış, akşam ona uğrayacağını söylemişti. Henüz akşam olmamıştı ama herhalde işi erken bitti diye düşündü. Burada ona Cemile hanımdan başka gelebilecek kimse yoktu zaten. Kapıya gidince, yine de her ihtimale karşı kapı dürbününden baktı, kimse görünmüyordu. Korkmaya başlamıştı. "Kim o?" diye sordu korkuyla.
Aras Mina'nın sesini duyunca gözlerini kapattı. Onu ne kadar özlemişti, sesine bile muhtaç kalmıştı. Kapı arkasından gelen bu iki kelime bile onu mutlu etmeye yetmişti. Ancak, Mina ikinci kez "Kim o?" diye sorunca onun korktuğunu anladı. Onu korkutmak istemezken, bu şekilde de korkutmuştu. En iyisi ona görünmekti. Karısı ondan sonsuza kadar kaçamayacağını biliyor olmalıydı. Kapı önüne gelince bir kez daha zile bastı.
Mina üçüncü zil sesinden sonra tekrar dürbünden bakınca, karşısında gördüğü yüzle donup kalmıştı. Aras gelmişti. Kocası onu bulmuştu. Bu duruma üzülmeliydi. Amacı kocasından kaçmaktı ama şu an tek yapmak istediği kapıyı açıp, onun boynuna atlamaktı. Kalbi bile onu görünce aniden tepki vermeye başlamıştı, o kadar kuvvetli çarpıyordu ki; sanki birazdan yerinden çıkacak gibiydi. Bir aydır görmüyordu onu, bir aydır hasret kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalanlar Üzerinde Aşk
RomanceTüm hayatı yalandan ibaret olan ve gerçek ailesini bile tanımayan bir kız. Bir anda yaşamak istemediği diyarlara sürüldü ve geri dönmemesi için tehdit edildi. Eğer geri dönerse ailesi öldürülecekti. Peki bir anda hayatının aşkını o diyarda bulması...