Bölüm 41

18.7K 1.4K 102
                                    

Bölüm Şarkısı: Bloc Party – Blue Light


**

"Merhaba Elizabeth"

Mina yıllardır görmediği arkadaşının hem de eski erkek arkadaşının görmenin şokuyla hiçbir şey söylemeden kala kaldı. Korku muydu, yoksa kızgınlık mıydı ona bunu yapan, bilmiyordu ama bir şeyden emindi ki, Daniel onun için tarihin tozlu sayfalarında kalmış bir anıydı. Ve o tarih kitabı hiç açılmamalıydı. Fakat Mina'nın korkuyla kısılan mavi gözlerinin aksine Daniel, gözleri ışıldayarak ona bakıyordu. Gözlerinin içi gülüyordu, gözlerindeki yanan ışıklar mutluluğunu bağırıyordu. Nasıl mutlu olmazdı ki? Yıllardır yasını tuttuğu sevgilisi hayattaydı, yaşıyordu, nefes alıyordu. Onun ardından çektiği acılar zihninde tek tek silinmişti, onun yaşadığını öğrendiğinden beri içi içine sığmıyordu. Günlerdir ona ulaşmaya çalışmıştı ama bir türlü bir ulaşım yolu bulamamıştı. Emma da inatla kendisini Elizabeth'le görüştürmeyeceğini, onun artık evli olduğunu ve kocasının bu durumu hoş karşılamayacağını söylemişti. Daniel bunu anlamamıştı. Evet, Elizabeth onun eski sevgilisiydi ama hepsinden önce en iyi arkadaşıydı, dostuydu. Onlar beraber büyümüşlerdi, her anları beraber geçmişti. Elizabeth'in derdi olduğunda Daniel sabahlara kadar hiç üşenmeden, şikayet etmeden; seve seve dinlemişti tüm sıkıntılarını, keza Elizbeth de aynısını onun için yapmıştı. Daniel on iki yaşındayken çatıdan düşüp, doktor sakat kalabileceğini söylediğinde, yine Elizabeth yardım etmişti ona. Aylarca rehabilitasyona onunla gelmiş, yeniden yürüme sürecinde en büyük morali o vermişti. Belki sevgili olarak çok duygusal anlar yaşamadılar ama onlar dost olarak bir hayatı paylaştılar. Şimdi karşısında kızgınlık ve korku karışımıyla bakan bu gözleri hiç anlamıyordu.

Mina da Daniel'ın hala ne yüzle suratına baktığını anlamıyordu. "Senin ne işin var? Ne yüzle karşıma çıkıyorsun?" diye hiddetle sorunca önünden ilerleyen arkadaşları sesini duyup hızla yanına geldiler.

Emma Daniel'i görünce şaşkınlıktan susup kalmıştı ama Ela, bu yabancı olduğu belli olan adamı tanımadığı için koruyucu bir şekilde ellerini Mina'nın beline dolayıp "Mina ne oluyor?" diye sordu. Aynı zamanda bakışlarıyla da karşısındaki oldukça yakışıklı ama ne olduğunu bilmediği adama gözdağı veriyordu.

Daniel karşısında ona dik dik bakan kızı umursamayarak her zaman içini ısıtan, hayal ettiği ama şu anda içinde artık eskisi gibi kendini göremediği gözlere bakarak "Elizabeh seninle sadece konuşmak istiyorum. Lütfen" dedi yalvarırcasına. Fakat Mina'nın geri adım atmaya niyeti yoktu. Arkasından vurulmuştu bir kez, acısı geçse de; ihaneti asla unutamazdı.

Mina onun bu gereksiz cesareti karşısında gözlerini devirerek "Ben seninle konuşmak istemiyorum Daniel. Şimdi git buradan" dedi yine aynı hiddet ve sinirle.

Daniel Elizabeth'in inadını kolay kolay kıramayacağını anlayınca derin bir nefes alıp, yeniden cesur bir şekilde gözlerine baktı. Gözlerindeki kararlılığı görsün, onunla konuşmadan buradan ayrılmayacağını anlasın istiyordu. "Elizabeth, biz dosttuk. Lütfen dostluğumuzun hatırına, izin ver sana her şeyi anlatayım"

Mina Daniel'ın neyi kastettiğini anlamıştı, Daniel ihanetini aklamaya çalışacaktı ama ne yaparsan yapsın onu yalanlarına inandıramazdı. En acı çektiği zamanlarda aldığı bu ağır darbenin acısı geçse de izleri hala kalbindeydi. Güvenmemeyi, o ve Caithlin yüzünden öğrenmişti. Emma ve Ela şaşkınlıkla onları izlerken Mina onlara dönüp "Siz beni aşağıdaki kafede bekleyin. Ben hemen geleceğim" dedi.

Ela bakışlarını kuşkuyla Daniel'da gezdirip "Ama.." deyince Mina sözünü kesip "Ela sen de Emma ile git. Ben sana her şeyi açıklayacağım" dedi sakin olmaya, Ela'nın onun iyi olduğunu hissetmesini sağlamaya çalışarak.  Ela bir süre daha Daniel'a bakıp kararsız bakışlarıyla Mina'yı onaylayıp Emma ile birlikte yanlarından ayrıldılar.

Yalanlar Üzerinde AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin