Bölüm şarkısı: Sezen Aksu Aşk
**
"Canım Ailem;
Size bugün çok yakınım biliyor musunuz? Aramızda yine ülkeler var ama artık kocaman bir okyanus yok. Aras beni toplantı için Arjantine'e getirdi. Beraber bir süre buradayız. Keşke yanımda olsanız da onu ne kadar sevdiğimi size anlatsam. Kızınız bu acılar içinde bile onun sayesinde mutlu.
Bugün Arjantin'e ayak bastığımda sanki size gelmişim gibi hissettim. Ellerimi uzatsam elimden tutacakmışsınız gibi hissediyorum ama yapamıyorum. O kadar zor engeller varki. Her bir günüm bu engelleri aşmak için kafa yormakla geçiyor. Henüz bir sonuç bulamadım ama merak etmeyin bulacağım. Ben ümidimi kaybetmedim siz de kaybetmeyin.
Sizi çok seviyorum.
Kızınız Elizabeth"
Kalemi kapattıktan sonra defterinde kapağını kapatıp çantama yerleştirdim. Yazmayı öğrendiğim günden beri günlük yazardım fakat günlüğün tanımı kaçırıldığım günden itibaren değişmişti. Artık defteri her elime alışımda aileme bir mektup yazıyordum, onlara günümü anlatıyordum. Beni duyamayacaklarının farkındaydım ama ben bir nebze de olsa rahatlıyordum. Sanki karşımda onlar varmış gibi hissediyordum.
"Sen neden hala uyumadın?"
Kahretsin ses çıkarıp onu uyandırmıştım. Bakışlarımı hızla yatağa çevirdim. Yorgun olduğu her halinden belliydi, gözlerinin altındaki morluklar bile hala yerli yerindeydi ve ben bir de onun uykusunu bölmüştüm! "Ben sadece günlük yazmak istedim. Özür dilerim seni uyandırdım"
"Sorun değil. Hadi gel yat sen de. Yarın büyük gün, uyuyan müdür istemem ben" deyip son cümlesinde göz kırparak yan tarafını işaret etti.
"Hımm patrona karşı gelmek olmaz tabi. Emredersiniz efendim" deyip hızla yatağa ilerledikten sonra kısa sürede kolları arasına girdim ve kendimi uzun zamandır böylesini hissetmediğim huzurlu uykunun kollarına bıraktım.
**
Ertesi gün toplantı için erken kalkıp kısa bir kahvaltı yaptıktan sonra otelden ayrıldık. Toplantı Arjantin'li ortaklarımızın otelimizin çok da uzağında olmayan şirketlerinde yapılacaktı. Sabah Aras'tan da erken kalkıp özenle hazırlanmıştım. Bugün beni hem müdürü hem de nişanlısı olarak ortaklarına tanıştıracaktı. Bu nedenle güzel olmalıydım, onun yanına gerçekten yakıştığımı düşünmeliydiler. Kolsuz kırmızı elbisem de bu ilk izlenim için idealdi, hem de boyu Aras'ın şikayet etmeyeceği ölçüdeydi. Gerçi o yine arabaya binerken birçok kez söylenmişti ama elbisemi çıkartacak kadar ileri gitmemişti.
Toplantının yapılacağı şirketin önüne geldiğimizde şoför bizim için kapıları açmıştı. Arabadan inerek Aras ile birlikte el ele büyük kapıdan içeriye girdik. Bizi girişte bir müdürleri karşılamıştı, yukarı çıktığımıza herkes toplantı odasında bizi bekliyordu. Aras ile beni ele ele görünce hepsi ilk bakışta beni sadece nişanlısı zannetmişlerdi ama Aras daha sonra şirketin planlama ve raporlama müdürü de olduğumu belirtince herkesin yüzünden bir şaşkınlık ifadesi geçmişti. Kimsenin bu halini yadırgamamıştım, açıkçası ben de şaşırabilirdim. Arjantinli şirketin sahibi Bay Bruno Miguare ellili yaşlarda uzun boylu esmer, hafif kır saçlı ama muhtemelen fazlaca spor yaptığı için atletik bir vücuda sahip bir adamdı. Enerjisi bizden bile fazlaydı; bu yeni kurulacak şirket için o da çok heyecanlıydı. Asistanı Natalia; işte bu kadın hem sarışın hem de fazlaca güzeldi, özellikle uzun boyu ve göstermekten çekinmediği bacaklarıyla bize şov yapıyordu. Kadının eteği popusundan sadece bir karış alttaydı. Aras'ın bakışları kadını çok az buluyordu ama kadının bakışları yanında ben olduğum ve nişanlısı olduğumu bildiği halde Aras'taydı. Bay Miguare fabrika projesini anlatması için sözü bu kadına vermişti ve Aras'ın gözlerinin içine bakarak kırıta kırıta projeyi anlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalanlar Üzerinde Aşk
RomansaTüm hayatı yalandan ibaret olan ve gerçek ailesini bile tanımayan bir kız. Bir anda yaşamak istemediği diyarlara sürüldü ve geri dönmemesi için tehdit edildi. Eğer geri dönerse ailesi öldürülecekti. Peki bir anda hayatının aşkını o diyarda bulması...