Bölüm 25

22.8K 1.3K 182
                                    


**

Bölüm Şarkısı: Güliz Ayla – Olmazsan Olmaz

**

Melek'in sözlerinden sonra daha sinirlenmeme bile fırsat kalmadan Aras hızla ona doğru ilerleyerek tek eliyle boynundan kavradıktan sonra onu arkasındaki duvara çarptı. Kulağıma gelen sert çarpma şiddeti bu çarpışın çok da hafif olmadığını kanıtlıyordu. Meleğin şimdi sarı saçları duvara yapışmış, göz bebekleri kocaman açılan gözleri içinde nokta gibi kalmıştı. Bu haliyle tıpkı Medusa'yı andırıyordu. Sahi bu kadın hep Medusa mıydı? Hayır sanmıyordum, bu kadın Medusa bile olamazdı. Medusa lanetlenmiş iyi bir kadındı. Bu şeytan olsa olsa Athena olurdu.

Aras'ın bir şeyler yapmasından korkarak hızla yanına gittiğimde  büyük öfkesini ancak fark edebilmiştim. Az önce normal bir şekilde gülen suratı kıpkırmızı olmuş, gözleri de daha önce görmediğim bir ifadeye bürünmüştü. Gözleri ateş saçıyordu deyimi ilk öğrendiğim zaman saçma gelmişti ama şimdi bu ifadenin ne kadar da doğru olduğunu görebiliyordum. Gözleri ateş saçmıyordu, sanki ateş topu fırlatıyordu.

"Gözlerime bak ve tekrar söyle" derken Melek'in boynundaki elini daha çok sıktı, onu neredeyse boğacaktı.

Bir şeyler yapmalıydım. Yoksa bu gereksiz asıl fahişe yüzünden başı belaya girebilirdi. "Aras bırak boğuluyor görmüyor musun?"

Aras gözlerini Melek'ten ayırmadan "Mina sen buradan çık" dedikten sonra şeytanın boğazını daha çok sıktı. Melek şimdi neredeyse hiç nefes alamıyor gibiydi; yüzü kıpkırmızı olmuştu.

Panikle Aras'ın koluna yapışıp çekmeye çalıştım ama o, hala kızın boğazını sıkıp tehditler savuruyordu. Soru soruyordu ama cevap istemiyordu. Sanki kızı öldürmeye yeminli gibiydi.

"Aras bırak, ne olur bırak şu pisliği. Benim için bırak"

Sözlerim nihayet dikkatini çekince onun boynundaki elini gevşetti. Başını bana çevirip dik dik baktı. "Bu kadının sana ne söylediğini duymadın mı?"

Benden yardım ister gibi bakan Melek'in bakışlarını umursamadan yüzümü tiksintiyle buruşturduktan sonra bakışlarımı Aras'a çevirdim. Melek sanki bizimle değilmiş gibi "Evet duydum fakat bu çok da önemli değil. Ben o dedi diye onun söylediği insan olmayacağım ki. Onun amacı sadece bizi üzmek, biraz zarar vermek ve canımızı fazlasıyla sıkmak. Onun istediğini onun eline vermeyeceğiz" deyip elimi artık Melek'in boğazını bırakması için Aras'ın elinin üzene koydum. O da biraz duraksadıktan sonra yavaş yavaş Melek'ten elini çekip sonunda onu tamamen serbest bıraktı. Melek Aras'ın ellerinden kurtulduktan sonra ellerini boğazına götürüp kısa kısa, şiddetli bir öksürük krizine girdi.

"Eğer bir kere daha karşımıza çıkarsan; hiçbir şekilde konuşmasan da, sadece rastlantı da olsa yemin ederim sonun benim elimden olur."

Aras'ın tehditinden sonra Melek öksürmeyi bırakıp başını yerden kaldırdı. Darbe almıştı ama hiç de pes etmiş gözükmüyordu.

"Sen benim sevgilimdin, eğer o aramıza girmeseydi sen hala benim sevgilim olacaktın. Ben mi suçluyum şimdi?"

Melek'in sözlerinden sonra Aras'ın yine sert bir tepki vereceğinden korkmuştum ama o hiç beklemediğim bir yumuşaklıkta konuşmaya başladı. İki eski sevgilinin hesaplaşmasının ortasında kalmıştım.

"Ben her zaman onun sevgilisiydim. Seninle aramızdakinin aşk olmadığını sen de biliyordun. Arkamdan işler çevirerek beni elinde tutamazdın, çünkü ben zaten senin elinde değildim. Biliyordun ben hep Mina'ya aşıktım. O yüzden sürekli bana onun hakkında sorular soruyordun, benim anlamadığımı sanıyordun ama anlıyordum. Ben seni hiç sevmedim Melek, biliyordun."

Yalanlar Üzerinde AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin