Bölüm şarkısı: Mazhar Alanson – Ah Bu ben
**
Aras'ı görür görmez Hakan'ın kollarından aniden çıkmıştım ama onun dehşet verici hali değişmemişti; hala çok kızgındı. Çakmak çakmak yanan gözleri bir saniye bile benim üzerimden ayrılmıyordu. Hakan'a sarıldığım anda bize dönen tüm bakışları şimdi sadece benim üzerimdeydi. Kafenin ortasında çaresizce sevgilime bakıyordum. Ben yanlış bir şey yapmamıştım ki! Fakat şu an Aras'ın bakışları üzerimdeyken doğru bir şey yaptığımı da düşünemiyordum. Hakan'a eskisi gibi sarılmamalıydım hata yapmıştım ve şimdi durumu nasıl düzelteceğimi bilmiyordum.
"Mina?"
Hakan'ın sesini duyunca "Hakan bir dakika bekle" deyip Aras'a doğru kararlı bir şekilde ilerlemeye başladım. İlk defa ona doğru ilerlerken korkuyordum, bana nasıl tepki vereceğini bile bilmiyordum. Beni anlaması lazımdı, anlamak zorundaydı. Yanına yaklaştığımda da gözleri hala bende ve hala çok kızgındı. Sinirinden etkilenmemiş gibi yapıp suratıma bir gülücük kondurduktan sonra elimi yumruk yaptığı eline uzattım. Avuçlarını biraz zorlayarak açıp elimi avucuna bıraktıktan sonra yanağına bir öpücük bıraktım, hala sert çehresi yumuşamamıştı.
"Sevgilim hoş geldin" deyip yine gülümsemeye çalıştım ama hoş gelmediğini ikimiz de biliyorduk.
Ondan bir tepki alamayınca mecburen durumu düzeltmek için açıklama yapmaya başladım. "Arkadaşım Hakan gelmiş. İngiltere'de idi aylardır. Biz çok yakın arkadaşız, sana da anlatmıştım". Ada'da iken ona Hakan'dan bahsettiğim için şükrediyordum. Bu beni mazur göstermezdi ama en azından yakınlığımızı anlayabilirdi. Bize dönen bakışları umursamadan Aras'ın elinden tutup benimle birlikte çok olmasa da biraz ilerleyip Hakan'a yaklaşmamızı sağladım. Hakan da bize doğru gelince Aras'ın gözlerine bakamadan "Sevgilim seni arkadaşım Hakan'la tanıştırayım" dedim. Hakan çaresizliğimi anlamış gibi elini tokalaşmak için Aras'a uzatıp "Tanıştığımıza memnun oldum" dedi. Aras bir süre Hakan'a baktıktan sonra sonunda elini kaldırıp Hakan'ın elini hızlı bir şekilde sıktıktan hemen sonra geri çekti. Çocuğun suratına bile bakmamıştı.
Aras bakışlarını yeniden bana çevirip sert bir şekilde "Ela nerede?" diye sordu.
"Ön taraftaki masalardaydı. Ben gidip çağırayım"
Aras'ın elini bırakıp ön taraflara doğru ilerleyecekken o benim elimi daha sıkı sarıp benden önce öne doğru yürümeye başladı. Ben de mecburen onun peşinden sürükleniyordum. Sinirini anlayabiliyordum ama bana bu kadar tepki vereceğini tahmin edemezdim. Ön tarafa gelince bakışlarıyla kısa bir süre etrafa baktıktan sonra Ela'nın olduğu tarafı fark etmiş olacak ki beraber sağ tarafa doğru yürümeye başladık. Masanın önüne geldiğimizde Ela'nın da şaşkınlıkla bizi beklediğimi fark ettim. Özellikle üzerindeki elbiseden sonra durum onun için de hiç parlak değildi. Benim aksime o benim tarafımdan uyarılmıştı, benim öyle bir şansım bile olmamıştı.
Aras Ela'da gözlerini bir süre gezdirdikten sonra dişlerini sıkarak "Ela düş önüme" dedi, siniri azalmak yerine iyice artmıştı.
Artık çıkmayı beklerken Ela'dan gelen tepkiyle şok içinde ağzım açıldı.
"Ben gelmiyorum, siz gidin. Ayrıca ben senin kölen değilim, beni istediğin gibi yönetemezsin. Ne sen, ne babam ne de Timur"
Her şey gibi Ela da asilik yapacak bu günü bulmuştu. Aras'ın öyle bir bakışı vardı ki karşısında dağ olsa devrilirdi ama Ela dimdik ayakta duruyordu. Sözlerinin de sonuna kadar arkasındaydı.
"Ben senin abimim, hemen o çantanı alıyorsun ve bizimle birlikte geliyorsun"
"Ben gelmiyorum. Siz gidiyorsanız, size güle güle"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalanlar Üzerinde Aşk
RomansaTüm hayatı yalandan ibaret olan ve gerçek ailesini bile tanımayan bir kız. Bir anda yaşamak istemediği diyarlara sürüldü ve geri dönmemesi için tehdit edildi. Eğer geri dönerse ailesi öldürülecekti. Peki bir anda hayatının aşkını o diyarda bulması...