İnstagram: pembekalemhikayeleriBölüm Şarkısı: Athena - Kendi Yolumdan
********
Tüm yorumlarınız için çok teşekkür ederim, keyifli okumalar :)
******
Alarmın sesini duyunca kafamı yastıktan kaldırmadan elimi uzatıp komidinin üzerindeki telefonu elime aldım. Yarım açtığım gözlerimle ekranda gördüğüm bana sunulan en tatlı seçenek olan 'alarmı kapat'a basıp alarmı kapattıktan sonra telefonu yanımdaki boş yastığa fırlattım.
Bugün yapacak o kadar çok işim vardı ki hepsini gözümde büyütüp hiçbir şey yapasım gelmiyordu. Ela'nın doğum günü bugündü. Timur'un bütün işleri kendi üzerine alması beni o kadar çok rahatlatmıştı ki hediye alma işini bile bugüne bırakmıştım. Hediyem Barselona tatiliydi. Ela ile üniversitedeyken Barcelona'ya tatile beraber gitmeyi çok istemiştik ama bir türlü fırsat olmamıştı. Doğum günü için ben de ikimize bir tatil ayarlamıştım ama biletleri henüz elime almamıştım. Öğleden sonra işten çıkınca hem önceden ayarladığım biletleri alacaktım hem de acele bir şekilde akşam için hazırlanacaktım.
Kafamda yeniden bir plan yaptıktan sonra sıcak yatağımdan kalkıp banyoya girdim. Duş aldıktan sonra saçlarımı kuruladıktan sonra dolaptan elime ilk gelen kırmızı elbiseyi giyindim. Yüzüme makyaj yapmamıştım, akşam zaten hazırlanırken yapacaktım bir de ekstradan bunu temizlemek için uğraşmak istemiyordum.
Evden akşam giyeceğim kıyafeti de alıp çıktım. Otoparka inince kıyafeti kırışmaması için arabamın arka koltuğuna özenle yerleştirdikten sonra direksiyona geçip şirkete doğru yola çıktım. Bugün aslında hiç şirkete gitmek istemiyordum ama üretim için malzeme alacağımız şirketlerden biriyle toplantı kişisel mazeretleri yüzünden bugüne ertelenmişti.
Toplantı vaktine çok kısa bir zaman kala şirkete girdikten sonra hızlı bir şekilde odama girip bilgisayarımı aldım ve aynı hızlılıkta toplantı odasına girdim. Toplantı odasında sadece Aras ve Banu hanım vardı. Girerken onlara kuru bir şekilde 'günaydın' deyip, o buz adamdan mümkün olduğu kadar uzak bir yere oturdum. Aras'la hastalığımdan sonra arama bir mesafe koymuştum. Ona çok kırılmıştım; beni zerre kadar düşünmediğini bilmek beni hem içten hem de dıştan parçalanmıştı ve aramıza buzdan duvarlar örmeye başlamıştım. Bu durum her ne kadar içimi acıtsa da olması gereken buydu; kabul etmem gerçeği kabul etmeye yaklaşmıştım.
Diğer şirketin yöneticileri toplantı odasına girince yerimden kalkıp Aras'la birlikte adamlarla tokalaştım. Onlar da masadaki yerlerini alınca toplantıya başladık. İki tarafta hazırlıklı olduğu için toplantı hızlı başlamıştı ama toplantıda benim için de sıkıntı başlamıştı. İş yapacağımız şirketin sahibi Metin bey beni hem gözleriyle hem de sürekli adımı söylerken sesindeki garip tınıyla taciz ediyordu. İş hayatında alışmıştım artık bu tür tacizlere ama yine de rahatsız oluyordum. Adam en son dönüp iğrenç gülümsemesiyle bahsettikleri güzel bir malzeme için 'Mina hanım kadar güzel olamaz' deyince artık dayanamayıp toplantıyı terk etme noktasına gelmiştim.
Tam o anda biraz ilerimdeki bir sandalyenin yere düşme sesiyle bakışlarım oraya kaymıştı. Aras oturduğu sandalyeyi yere fırlatmış sinirli bir şekilde tek eliyle Metin beyin boynunu kavramıştı. Metin bey nefessizlikten konuşamazken etrafındakiler 'Aras bey, ne yapıyorsunuz?" diyordu.
Aras onları hiç umursamayarak adamın gözlerine öldürecekmiş gibi bakarak -ki bence kesin öldürecek gibiydi- konuşmaya başladı. "Bana bak it herif, sana toplantı sonunda bu işin olmayacağını söyleyecektim ama sen uslu durmayıp işi bu raddeye getirdin. Eğer Mina'ya bir daha seslenirsen sadece adıyla değil her şekilde, yemin ederim seni öldürürüm. Eğer ona yan gözle bile bir daha bakarsan yemin ederim seni öldürürüm. Anlaşıldı mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalanlar Üzerinde Aşk
RomanceTüm hayatı yalandan ibaret olan ve gerçek ailesini bile tanımayan bir kız. Bir anda yaşamak istemediği diyarlara sürüldü ve geri dönmemesi için tehdit edildi. Eğer geri dönerse ailesi öldürülecekti. Peki bir anda hayatının aşkını o diyarda bulması...