Frenleri kullanma;
Arabalar gitmek için yapılmıştır, durmak için değil!
Serseri Âşıklar Filminden
"Acı Yalnızca Yemeklerde Güzeldir"
Bu sloganı çok seviyorum. Umarım ilk ben söylemişimdir. Eğer öyleyse, bundan gurur duyarım çünkü benim hayat amacımı ve vizyonumu bundan daha iyi açıklayacak bir slogan olamazdı. Eğer yaşamım sona erdikten sonra bir şeylerle anılacaksam, benim hayat amacımın böyle bilinmesini isterdim.
İnsanların gereksiz yere acı çekmelerini istemiyorum. Kitabın başından beri defalarca tekrar ettiğim gibi, ben insanların yaşadıkları acıların neredeyse tamamının gereksiz acılar olduğunu savunuyorum. Geriye kalan çok küçük bir kısım ise, her insanın yaşam yolculuğunda karşısına çıkabilecek muhtemel sorunlardan başka bir şey değildir.
Elbette ölüm gibi, hiçbir kontrol gücümüzün olmadığı durumlardan söz etmiyorum. Ölüm dışında neredeyse her durumu tersine çevirme ya da bakış açısını değiştirerek kabullenme şansımız vardır. Ama bu tür acılar insanın yaşamında her an olmaz. Her hafta bir ölüm haberi almazsınız. Başımıza her gün trajik bir olay gelmez. Daha doğrusu, bu tür büyük acıların sayısı tüm yaşamımız boyunca birkaç düzineyi geçmez.
Peki, o zaman nedir sorunumuz?
Hani çoğu Amerikan filminde görmüş olabileceğimiz klişe bir replik vardır ya; "Hey dostum, senin problemin ne ha?" Böyle durumlarda, karşınıza geçip, ağzımda sakızımı çiğneyerek ve sağ omzuma da kocaman bir kasetçalar alıp, size bunu söylemek isterdim. "Hey dostum! Hayattasın hâlâ. Senin problemin ne ha?"
Gereksiz yere acı çektiğinizi fark ettiğiniz an, beni karşınızda bu şekilde canlandırabilirsiniz. "Canın cehenneme adamım" deme hakkınız da vardır elbette. Seçim sizinJ Ben de size, "O lanet olası mendile gözyaşlarını daha kaç yıl silmeyi düşünüyorsun? Mendilin delik deşik olmuş adamım. Canın cehenneme" derdim...
Benim "Gereksiz acılar" dediğim kategoriye giren durumlar, "Kaşıntı Etkisi" adını verdiğimiz durumla kendi var ettiğimiz acılardır. "Kaşıntı Etkisi" neydi? Bir olay yaşanıp bittikten sonra bile, defalarca o konuyu açmak, zihnimiz tam unutmak üzereyken kendimize yeniden hatırlatmaktı.
Halk arasında "Sen kaşınıyorsun" diye bir tabir vardır. Biraz argoya yakın bir ifade ama konumuzu tam olarak anlatıyor. Bazı insanlar gerçekten de kaşınıyorlar. Kendilerini mutsuz etmek için, evliliklerini bitirmek için, karşısındaki kişiyi kaybetmek için adeta kaşınıyorlar.
"Boynu bükükler" ile başlayan ve "Bu akşam ölürüm" diye devam eden, gün geçtikçe de kendine yeni kurbanlar bulan bu anlamsız hüzün treninden kendinizi atmanın ve mutlulukla dolu yeni bir yolculuğa çıkmanın zamanı, çoktan gelmiştir belki de...
Unutmayın!
Acı yalnızca, yemeklerde güzeldir.
Ama siz yemeklerde bile abartmayın. Çünkü her acının bir bedeli vardır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutsuz Olmak Günahtır - (Raflarda)
Non-FictionBu kitap, Mustafa Çay'ın yıllardır çok satan kitabı Mutsuz Olmak Günahtır'ın kısa bir özetidir. Hikayenin tamamını içeren basılı kitabı, tüm kitapçılardan ve internet satış sitelerinden temin edebilirsiniz. Kitabın Arka Kapak Yazısı: Mutsuz Olmak...