Eğer ikimizden birisinin karısı dul kalacaksa,
Bu benimki olmayacak...
Heat Filminden
Her ne kadar istatistikler, bu iki icadı daha çok bayanların kullandığını gösterse de, erkekler de ciddi oranda bu iki icadı kullanmaktadır.
"Kapris Atacağı" aletinin kullanımına geçmeden önce, birkaç konuda teknik açıklamalar yapmak istiyorum.
Kapris nedir?
Kapris, ne zaman nereden geleceği belli olmayan, geldiği zaman da atılan kişinin neye uğradığını şaşırdığı, geçici olarak hafıza kaybı, kişilik bozulması ve mide ağrılarına sebep olan, yapılma nedeni henüz bilimsel olarak açıklanamamış bir tutumdur.
Surat asmak ne demektir?
Surat, diğer adıyla "Yüz", yüzlerce değişik şekle bürünebilir. Bu şekillerden bazıları, onu görenler üzerinde, "Yine başladık" dedirten bir bezginlik durumu oluşturur. Bu durum halk arasında, "Surat asma" olarak bilinir.
Temel kavramları açıkladıktan sonra, etkili bir kapris atma sürecinin nasıl olması gerektiğini anlatalım. "Kapris Atacağı" önceleri "Kabız Edeceği" olarak bilinirdi. Ama sonradan bu adı aldı.
Kapris öylesine beklenmedik bir anda gelmelidir ki, karşı taraf daha kendini neyin beklediğine hazırlama fırsatı bile bulamasın!
Literatürde, "En mükemmel kaprisler, en hazırlıksız yakalayanlardır" diye bir kural vardır. Bu yüzden kapris atarken zamanı mükemmel bir biçimde kullanmalısınız. Planlar yapmalı, kapris atacağınız kişiden birkaç adım önde olmalı ve tam o zaman geldiği anda kaprisinizi atmalısınız.
Elinizde çok malzeme olmasına özen gösterin. Çünkü bir kaprisi mükemmel yapan şey, sonrasında yapacaklarınızdır. Siz kapris atınca, karşı taraf buna sessiz kalmayacaktır. Hemen karşı atağa geçecektir. Öyle çok malzemeniz olmalı ki, o size sapanla taş atarken, siz ona taramalı tüfekle saldırmalısınız. İşte gerçek kapris budur!
Eşinizle/sevgilinizle ya da bir arkadaşınızla bir yerde oturuyor ve çaylarınızı yudumluyorsunuz. Bir ara yanınızdaki kişi, "Hımm çay da çok güzelmiş, birer tane daha alalım mı?" dedi.
Hemen o anda çıkarın silahlarınızı... Suratınızı asın ve "bakıyorum çaydan çok iyi anlıyorsun, otur sen iç çayını" deyin.
Karşı taraf neye uğradığını şaşıracaktır. "Ben şimdi ne dedim ya?"
"Neyse, boş ver. Akşam akşam keyfimizi kaçırmayalım" deyin. Sanki tartışmayı siz değil de, o başlatmış gibi yapın.
Karşı taraf ne olduğunu anlamadığı için, sürekli üstünüze gelecektir. Ona deyin ki, "Tamam, sen istedin böyle olmasını. Tartışalım o zaman. Zaten hep böyle yaparsın. Hemen tartışacak bir konu mutlaka bulursun"
"Ya, ben ne dedim şimdi" bile demesine izin vermeden, "Zaten hata bende. Seninle duygularımı paylaşıyorum. Ben bu ilişkiye ne kadar emek verdim senin haberin var mı?"
"Ya iyi de, ne ilgisi var şimdi..." yine konuşturmayın. Karşı taraf, kendisinin ne kadar hatalı, ne kadar vurdumduymaz olduğunu hissetmeli. Hatta kendinden nefret ettirmelisiniz. Arada ağlamanız etki gücünü birkaç kat daha artıracaktır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutsuz Olmak Günahtır - (Raflarda)
Non-FictionBu kitap, Mustafa Çay'ın yıllardır çok satan kitabı Mutsuz Olmak Günahtır'ın kısa bir özetidir. Hikayenin tamamını içeren basılı kitabı, tüm kitapçılardan ve internet satış sitelerinden temin edebilirsiniz. Kitabın Arka Kapak Yazısı: Mutsuz Olmak...