Onlara hiçbir şey vermeyin!
Ama her şeylerini alın!
300 Spartalı Filminden
Yine nereden geldiği belli olmayan bir mikrop karşımızda... Musallat olduğu kişinin zihnine karıştığı anda, taramalı tüfek gibi ardı ardına beddualar sıralamasına sebep olan bir illettir.
"Boyun devrilsin"
"Ciğerin sökülsün"
"Çivi yutasıca"
"Suşi yiyesice"
"Ormanda kaybolasıca" gibi hayal gücünün zirveye ulaştığı beddualarda bulunmamıza neden olabilir.
Eğer virüs iyice yayılmışsa, bazen suçu günahı olmayan kişilere bile beddua edebiliriz. O kişiyi tanıyor olmanız da gerekmez. Virüs otomatik bir şekilde bedduaları ardı ardına sıralayıverir.
Virüsle ilgili bilmemiz gereken en önemli şey, bu virüsün kendi kendisini besliyor olmasıdır. Yani ettiğimiz her beddua, virüsün içimizde hızla çoğalmasına ve kendi kendimizi yiyip bitirmemize sebep olur.
Karşı taraf bizim için, "...ulur kervan yürür" derken, biz "Kendim ettim kendim buldum" durumuna düşeriz. Beddua ettiğimiz kişinin ruhu bile duymazken, bizi hastanelerin acil servislerinde huzur ve mutluluk dolu bir serüven bekler.
"Serumlara takılasıca" diye beddua ettikçe, doktorun, "Hemşire hanım, hastaya bir serum bağlayalım" dediğini duyarız.
Biz, "Kamyonların altında ezilip, ambulans gecikince taksiyle hastaneye götürülüp, acil serviste doktor bulamayasıca" derken, bizimle ilgili akşam televizyonda, "Hızla giden bir kamyonun altında kalan henüz kimliği belirlenemeyen bir şahıs, ambulans gecikince taksiyle hastaneye kaldırıldı. Aksiliğe bakın ki, acil serviste o anda doktor yoktu. Bu sağlık skandalı, az sonra!" diye bir haber yapılabilir.
Çok baş belası bir virüstür. Beddua ederken, "Kaşıntı etkisi" gereği çok rahatlarız. Hele o, "İşşşaaaalllaaaah" kelimesi öyle bir içimizi rahatlatır ki... Ama sonra "Kafasına kömür sobası düşen kadın az sonra!", "Oğlu tarafından burnu ısırılan adam az sonra", "Kaynanasının salataya doğradığı gelin az sonra!" şeklinde haber olabiliriz.
"Kötü söz sahibine aittir" ve siz de bu illete kurban verilecek kötü biri değilsiniz. Her insan kendisine yakışan davranışlarda bulunur. "Testere yut inşallah" diyen birisi size daha önce anlattığımız bölümlerdeki hangi insan türünü çağrıştırıyor? Orijinal insan türünü çağrıştırmadığı kesin.
Madem bunlar bize yakışmıyor, o halde "Bırak bu işleri, devlet su işleri" gibi iğrenç bir espriyle, bu illete de son noktayı koyalım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutsuz Olmak Günahtır - (Raflarda)
Non-FictionBu kitap, Mustafa Çay'ın yıllardır çok satan kitabı Mutsuz Olmak Günahtır'ın kısa bir özetidir. Hikayenin tamamını içeren basılı kitabı, tüm kitapçılardan ve internet satış sitelerinden temin edebilirsiniz. Kitabın Arka Kapak Yazısı: Mutsuz Olmak...