Seçim yapmadığın sürece,
Kalan olasılıkların hepsi mümkündür.
Bay Hiç kimse Filminden
Yolda bir çocuğun ayağına taş takılsa ve çocuk yere düşse, bunun sorumlusu siz olabilirsiniz.
Bir diğer açıdan bakınca, o taş çocuğun ayağına takılmalı ve o çocuk yere düşmelidir. Eğer düşmeseydi, yolun karşısına geçerken ona araba çarpabilir ve çocuk ölebilirdi. Bu durumda siz o taşı yoldan karşıya fırlatmadığınızda o çocuğun hayatını kurtarmış oldunuz.
Kelebek Etkisi, karmakarışık bir olaylar ve duygular zinciridir. Suç ya da suçlu yoktur. Her şey olması gerektiği gibi mükemmel bir şekilde sonuçlanır. O anda yapmanız gereken şey, yapılması gereken en doğru şeydir. Diğer türlü yolda gördüğümüz bütün taşları temizlemek zorunda hisseder ve çıldırırdık. Sonra bunun ardından, "Ya o taşları temizlememem gerekiyorsa?" diye hayıflanabilirdik.
Şu anda üzerinde çalıştığımız konuların, evrensel yasalar olduğunu unutmayın. Evrensel yasalar bizim çok üzerimizde bir güce sahiptir. Bazı taşların ne zaman oradan alınması ya da alınmaması gerektiği, yıllar öncesinden planlanmıştır.
Bu konu, seçimlerimizin veya mantığımızın çok ötesinde bir anlam ifade eder ve burada karşımıza yeni bir kavram çıkar: "Niyet"
Kelebek etkisi, doğru niyet ile kullanıldığı zaman, yaşamınızda bir kâbus gibi görünmeyecektir. İçinizde bir rahatlık duygusu olmalı. Niyetinizden emin olmalı ve ona göre davranmalısınız. Bunu yaptığınız anda, kâinat sizinle işbirliği içerisinde olacaktır. Ayağınıza takılan taş niyetinizle paralel bir biçimde ya bir hayat kurtarır ya da bir hayata son verir. Bu konu bütünüyle niyetlerimizle ilgilidir.
Derin bir "Oh" çekebilirsiniz. Çünkü kelebek etkisi, eğer sizin niyetiniz iyiyse, kesinlikle bir kötülüğe neden olmanıza yol açmaz... Eğer öyle bile olsa, o zaman bunda da bir hayır vardır mutlaka.
Bazen üzücü bir durumla karşılaşırız ama o durum bize yepyeni fırsat kapıları açar. Sonra da, "İyi ki yaşamışım" deriz.
Niyet bizim pusulamız olduğu sürece, yaşamda korkmamız ya da üzülmemiz gereken bir şey yoktur.
Bir bilge gibi düşünmenin kuralını hatırlayalım: "Bir şey iyiyse, zaten sorun yoktur. Eğer bir şey kötü gibi görünüyorsa, bunda da mutlaka bir hayır vardır" işte size "Kelebek Etkisi" denen ilkenin her durumda sizin niyetinize paralel çalışacağının delili.
Bu dünyada bıraktığınız tüm izler, bir kelebek etkisidir. Yüzlerce yıl öncesinden günümüze kadar gelen kelebek etkilerinden bile söz edebiliriz. Tarih sayfasında bırakılan tüm izler, kuşaktan kuşağa süregelen kelebek etkileridir.
Dünyanın herhangi bir yerinde birisi bir şey yapar ve tüm insanlık bundan etkilenir. Belki hemen, belki de yüzyıllar sonra.
Bu nedenle daha büyük düşündüğünüzde ve daha büyük niyetlerle yol almaya karar verdiğinizde, sizin dünyadaki kelebek etkiniz de giderek artmaya başlayacaktır.
Sıradan bir hayatla, sıra dışı bir hayat arasındaki fark, geride bırakılan izlerdir.
"Kelebek Etkisi" evrensel bir yasadır ve amacı hem bize, hem de tüm insanlığa fayda sağlamaktır. Eğer bu dünyada evrensel yasalar olmasaydı, rastgele hayatlar yaşar ve kaybolduğumuz zaman yolumuzu bulamazdık. Evrensel yasalar bize yol gösteren haritalardır ve bu evrensel haritalar, kesinlikle yanlış bir yön tarif etmezler bize.
Göçmen kuşlar geri dönüş yollarını nasıl bulurlar? Arılar birbirleriyle kilometrelerce öteden nasıl haberleşirler? Balinalar, okyanusun diğer kıyısındaki arkadaşlarından nasıl haberdar olurlar?
Ölen hücrelerimiz, yenilenmeleri gerektiği komutunu nereden alır? Hangi güç, elimiz kesildiği zaman o yaranın profesyonel bir cerrah titizliğinde iyileşmesini sağlayabilir. O yaranın kapanması gerektiğini vücudumuz nereden bilir?
Sistem öylesine mükemmeldir ki; sizin bütün bunları düşünmeniz bile gerekmez. Gezegenlerin hareketleri, mevsimlerin periyodik döngüsü, çiçeklerin açması, dağdaki bir sincabın karnının doyması...
Eğer bütün bu görevler, insanlara verilmiş olsaydı başımıza neler gelirdi bir düşünün...
Evrensel yasalar, gezegenimizin can simididir. İçiniz rahat bir şekilde uyuyabilirsiniz, çünkü o dağın başındaki sincap, kesinlikle aç kalmaz. Tabi, o dağa insan eli değmezse...
Ne balinalar yollarını kaybederler, ne de göçmen kuşlar... İçiniz rahat olsun, çünkü biz ona dokunmadıkça, dünyadaki muhteşem düzen tek bir hata bile yapmaz.
Mutluluk dolu bir yaşama kavuşma serüvenimizde, evrensel yasalar bize her an yol gösterecektir. Kendinizi bu yasaların kollarına bırakın. Elinizden gelenin en iyisini yapın, en iyiyi hayal edin ve sonra da güvenin.
Göreceksiniz ki; her şey öyle ya da böyle, sizin için ve dünyamız için, olması gereken en iyi şekilde olacaktır.
Buna bütün benliğinizle inanabilirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutsuz Olmak Günahtır - (Raflarda)
Non-FictionBu kitap, Mustafa Çay'ın yıllardır çok satan kitabı Mutsuz Olmak Günahtır'ın kısa bir özetidir. Hikayenin tamamını içeren basılı kitabı, tüm kitapçılardan ve internet satış sitelerinden temin edebilirsiniz. Kitabın Arka Kapak Yazısı: Mutsuz Olmak...