Mutsuzluk Sözlüğü

262 52 42
                                    

Acı: Hissedildiği bölgede yoğun bir kıvranmaya sebep olan, "Aşk acısı", "Tanımlanamayan acı", "İç acısı" gibi türleri olan kötü duygu. Ama "Acı yalnızca yemeklerde güzeldir"

Ağlamak: Üzgün bir insanın zihninde meydana gelen kimyasal reaksiyonların atıklarını, tıpkı egzoz gibi çalışan gözyaşı kanalları yardımıyla dışarıya atmak...

Ağrı Kesici: Mutsuz insanların en sık tükettikleri ilaç türü. İnsanların, başları ağrıdığı zaman akıllarına gelen ilk şeydir.

Arıza: Bir gün mutlu, bir gün mutsuz, bir gün samimi, bir gün buz gibi olan insanlar için kullanılan teknik terim.

Aseton: Tırnaklara sürülen ojeyi çıkarmak için kullanılan kimyasal madde. Bu arada bu sözlükte ne işi var ben de anlayamadım

Avare: Ortalıkta boş boş gezerek sevdiği kızın yürüdüğü kaldırımların üzerindeki taşları sayarak vakit öldüren ve sonra da, "Devlet bize bakmıyor" diyen boş insan.

Bedbaht: Kötü bir kadere sahip olduğuna inanan, doğuştan çileli, doğuştan mutsuz, doğuştan terk edilmiş kişi.

Beddua: "Bedduasis Okuyasis" bakterisinin yol açtığı zehirli bir hastalık. Bilinen en ilkel iletişim yöntemidir. Birine karşı hissettiğimiz kötü duyguların, telepatik bir yolla karşı tarafa ulaştırılmasını sağlar. Ama mesaj, "Bumerang yasası" gereği tekrar bize döner.

Bela: Kişinin başına geldiği zaman, kamyon çarpmışa döndüğü garip doğa olayı.

Belalı: Sürekli bir kamyon tarafından çarpılan kişi...

Boğazdaki Düğüm: İnsanın konuşamamasını sağlayan, "Şey ııı, şeyy" diye yutkunmasına sebep olan fiziksel durum. "İçine atasiyus mikrobus" virüsü ile bağlantılıdır.

Çilekeş: Çile ve acı çekmeye meyilli kişi. Uzak durulması, hatta görüldüğü yerde kaçılması tavsiye olunur.

Dertli: Yemeğini yerken bile sazının telleri elinde duran, yemek arasında bile, "Yiyorum ama gelin siz bir de bana sorun" diyerek sofrada ne var ne yok süpüren kişi.

Doğarken Ölmüş: Teknik olarak imkânsız olmasına rağmen, birilerinin inatla savunduğu tuhaf fiziksel durum. Düşük gebelik de diyebiliriz.

Elveda: Terk edilen kişinin, onu terk eden kişiye söylediği söz... Evet, çok saçma! Normalde terk eden kişi söylemeli...

Feryat: "Biri beni duysun" diye haykıran kişi. "Söyle Murat abi dinliyorum" diyenlere, "Ha, duydunuz mu? Ben de duymadınız diye şey etmiştim" yanıtını verir.

Havlu: Ağlayan kişinin, mendil ya da kâğıt peçete ile hâkim olamadığı gözyaşlarına müdahale etmekte kullanılan araç.

Hıçkırmak: Ağlamanın en heyecanlı olduğu yerde, "Hııı! Hıı!" gibi seslerle, olayın tüm estetiğini bozan fiziksel durum. Genellikle nefesi uzun süre tutunca geçer.

Hüzünlenmek: "Ah be güzelim, gitmeyecektin" cümlesini, elindeki yırtık fotoğrafa bakarak ve yazdığı son mektubu okuyarak mırıldanan kişinin içinde bulunduğu acınası durum.

İç Geçirmek: "Ahh, ah" diye derin bir nefes alırken, "Ben bi sincaplara bakıp geleyim" deme durumudur.

İsyan: "Doğmaz olsaydım", "Ben niye doğdum ki?", "Ah şimdi doğmamak vardı", "Doğmuş olmayı istemezdim", "Doğumum böyle oldu ama ölümüm muhteşem olacak", "Doğuma Hayır!" gibi saçmalıkların genel adı.

Mutsuz Olmak Günahtır - (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin