"Ulan aç köpekler, insan gibi durun şu sırada. Yemek mi alıyoruz, savaş alanına mı giriyoruz belli değil. Abicim sende iki tost basacaksın portakallı ördek kızartıyormuş gibi bekletiyorsun."
Damla Hira birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra tekrar bağırmaya başladı.
"Bari su, simit falan almak isteyenleri ayrı yerde tutup seri dağıtımla işimizi halledin. Biliyorum yine çok zekiyim, teşekkürler."
İkizim yine istediği tepkiyi alamayınca yenilmişlikle omuzlarını düşürüp kalabalığın arasından çıkmaya çalıştı. Söylenmeleri ise hız kesmeden devam ediyordu.
"Al kırdın kırdın! Yemiyorum, tamam."
Damla Hira kantindekilerin şok olmuş bakışlarını umursamadan kendine bir sandalye çekerek masada uyku pozisyonu aldı. Karnından gelen gurultuları duyabiliyordum.
"Uyursam açlığımı hissetmem."
İkizimin çaresiz cümlesi bende gülme isteği uyandırsa da onun bu haline dayanamayarak bu sefer ben girdim 'olmayan' sıraya. Onlar insan olmadıkları için ben de insani kalıbımı bir kenara atarak tabir-i caizse öğrencileri yarıp, neredeyse en öne kadar sokmuştum kendimi.
Önümde sadece bir kız olduğunu fark ettiğimde sırıtarak baktım arkamdaki talebelere.
Hıh bu iş böyle yapılır!
"Yanlış vermişsin, ketçap var bunda."
"Sen patsonu ketçaplı istemiştin."
"Hayır hardallı istedim. Ketçaplı istediğim tosttu."
"Ama sen tosta mayonez koy dedin."
"Mayonezi hamburgere sıkacaktın."
Kantinci abi elindeki paketleri kenara koyup yenilerini yapmak için arkaya gittiğinde eteğimi toplayarak yere bağdaş kurdum. Birazdan hardal sıktığı tostu getireceğine emindim. Siparişleri tek tek vermediğimiz sürece anlamıyordu.
"Ne istiyorsun?"
"Hih!"
Ensemde hissettiğim nefesle aniden ayağa fırlayıp arkamı dönerek çattığım kaşlarımla bakmaya başladım.
"Niye sessiz sessiz giriyorsun dibime ya?"
"Sesli sesli gelsem bu gürültüde ayırt edebilecek miydin?"
Haklılığı ile göz devirip kollarımı göğsümde bağladım.
"Eee niye geldin?"
"Tarlası yanmış köylü oturuşunu görünce yardım edeyim dedim. Ne istiyorsan ben alırım."
İlk başta itiraz edecek olsam da gözüm saate kayınca derse 7 dakika kaldığını fark etmemle elimde ki paraları onun eline tutuşturdum.
"Benim bacıya karnını doyurabileceği herhangi bir şey al."
Bana başını sallayıp kantinin küçük personel kapısından içeri girdiğinde zekası karşısında dilimi ısırdım.
Aklıma gelse ben de girer alırdım. Kantinci abi kendi sos problemi ile meşgul olduğundan umursamayacaktı büyük ihtimalle.
Tıpış tıpış masaya geri döndüğümde Güneş elime bakıp dudaklarını büzdü.
"Başaramadın mı?"
"Destek kuvvet geldi. Semih alacak benim yerime."
"Hangi Semih?"
İkizim konu ilgisini çekmiş gibi başını kaldırdığında omuzlarımı silktim.
"Buğra'nın tayfasındaki."
"Kızım onlar bize düşman değiller mi?"
"Evet ama sizce de Semih farklı değil mi?"
Damla abartıyla kaşlarını kaldırdığında onaylamayarak başımı iki yana salladım.
"Farklı farklı. Şimdiye kadar bize hiç sataşmadı hatta çoğu zaman arkadaşlarını frenledi."
Damla bu sefer de gözlerini kocaman belerttiğinde başımı kendimden emin bir şekilde aşağı yukarı hareket ettirdim.
"İyi çocuk bence."
"Eyvallah."
İki yanımdan uzanan kaslı ve damarlı kollar masaya dolu tepsileri bıraktığında bugün ikinci kez korkuyla yerimden sıçradım.
Sanırım kardeşim bunu anlatmaya çalışıyormuş.
"Sen neden hep sessiz sessiz yanaşıyorsun ya?"
"Ben sessiz değilim Yağmur, sen duymamakta ısrarcısın."
Semih koyu kahve gözlerini kısarak ona verdiğim parayı aynen masaya bıraktıktan sonra yanımızdan uzaklaştığında üçümüz de şaşkınca arkasından bakakalmıştık.
Az önce ne oldu öyle?
"E hadi sınıfa çıkalım."
Güneş tepside ki abur cuburları ceplerine doldurduğunda Damla da poğaçaları ve çayı eline almış ve yürümeye başlamıştı. Ben de tam arkalarından kalkacakken titreyen telefonumla vazgeçip iyice yerleştim sandalyeye.
Anonim beycikten gelmişti.
Ananas: Biz iki romantik deli iki serseri
Ananas: Biz seninle kışa girmiş yaz çiçekleri
Ananas: Şimdi ayrı sınıflarda deliler gibi
Ananas: Beklerim seni sevgilim
Siz: Buradan bizim sınıfta olmadığını mı çıkarmalıyım
Ananas: Bilmem
Ananas: Olabilir de
Ananas: Olmayabilir de
Siz: 11. sınıf mısın bari onu söyle
Ananas: Bilmem
Ananas: Olabilir de
Ananas: Olmayabilir de
Ananas: Basket maçına gelecek misin?
Ananas: Kalabalığın içinden seni rahatça izleyebilirim
Siz: Rahatça izleyeceğine göre oynayanlar arasında değilsin
Ananas: Bilmem
Ananas: Olabilir de
Ananas: Olmayabilir de
Ananas: Gelecek misin
Siz: Bilmem
Siz: Olabilir de
Siz: Olmayabilir de
✨✨
Yeni basketbol takım kaptanı sizce kim olur?
Semih?
Toprak?
Başka biri?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış / Texting <𝓣𝓪𝓶𝓪𝓶𝓵𝓪𝓷𝓭ı>
Ficção AdolescenteEsin: Koskoca iki yıldır beni seviyorsun ve ben bunu fark etmedim mi? 0543**:Fark etmedin. 0543** :Fark etmeyeceksin. 0543**:Gözünün içine bakıyorum kalbimden taşan aşkı biraz da olsa hisset diye. 0543**:Yanındayken elim ayağıma dolaşıyor, ne yap...