"Ne yazmışlar dediniz? Bir daha tekrarlar mısınız lütfen?""Beyefendi benimle dalga mı geçiyorsunuz?!"
Gözde teyzem Kerem amcayı dürtüp susmasını sağlarken Sahra Milena yengem huysuzca kaşlarını çattı.
"Bence siz karıştırıyorsunuz müdür bey. Benim kızım yazmış olsa görsel sanatlar öğretmenine, en kötü müzik öğretmenine yazardı."
"Şuan tek derdimiz sanat ruhu genlerini senden almış kızımızın resimci yerine matematikçiye yazmış olması mı Mimi'm?"
"Eğer bana bir kere daha Mimi dersen tek derdimiz seninle boşanma davamız olur Savaş. Bana Gigi dermiş gibi Mimi demeyi kes pis fanboy!"
"Hiç Gigi ile Mimi benziyor mu ya? Sen de k-"
Sahra yengemin bakışları ile Savaş amcam sustuğunda annem bütün aklıselimliği ile olaya müdahil oldu.
"Yaptıkları şeyler için biz onlar adına çok özür dileriz müdür bey. Gerçekten affı olacak şeyler değil farkındayız ama merak etmeyin, biz onlara gereken cezayı veririz. Lütfen siz bu seferlik affedin."
Müdür sabahtan beri sinirlenmekten kıpkırmızı olan suratını yumuşatarak anneme gülümsedi.
" Ah Esin hanım, siz öyle diyorsanız bu sefer çocukları mazur görebilirim. Sonuçta sizin lafınız benim için oldukça güven teşkil ediyor ancak üzülerek belirtmek isterim ki sadece benim affetmem ile olmaz. Vaktiniz varsa bir kahve içip diğer öğretmenlerin de çocukları nasıl affedeceği konusu üzerinde konuşabiliriz. "
Babam ve ben duyduğumuz cümle ile yerimizde dikleşirken safoz annem şirince gülümsedi.
" Anlayışınız ve yardımseverliğiniz için teşekkür ederim müdür bey. Tabii konuşalım. "
" Öyleyse çocukları derslerine gönderelim, eksik kalmasınlar. Beylerin ve hanımların da işi gücü vardır sanıyorum ki. Kimseyi işinden alıkoymak istemem, ben diğerlerine çıkışa kadar eşlik edip ikimize kahve söyleyeyim o zaman. "
Müdür oldukça memnun bir sırıtma ile ayağa fırlayıp bizi resmen kovduğunda babamın yüzünde tehlikeli bir sırıtış belirdi.
" Kahve mi içeceklermiş Mira? "
" Evet babacığım. "
" Ne güzel. Hadi kızım siz gidip kahve alın o zaman müdürünüze ve annene. Ben de müdür beye Esin'in kahveyi nasıl içmeyi sevdiğini anlatayım."
"Tabi babacığım."
Kollarından sürükleye sürükleye babam, annem ve müdür hariç herkesi odadan çıkardıktan sonra babama göz kırpıp kapıyı arkamızdan çektim.
"Cidden gidip birer bardak kahve mi içsek ya?"
/////////
"Hayır ben anlamıyorum ki neden adama 40 kere vurdun?"
"Kahvenin kırk yıllık hatrını anlattım karıcım."
Babam gayet sakin bir şekilde annemin yanağını eliyle sıkıştırıp konuştuğunda annem kaşlarını çatarak eline vurdu.
"Adam ne güzel öğretmenlerin nasıl affedeceğini anlatacaktı bana, senin yüzünden yavrucaklarımız disiplin cezası alacak!"
"Baş başa kahve eşliğinde mi anlatacaktı?!"
"Adam sizi düşünüp işinizden geri kalmayın istedi işte. Ne gerek vardı ki o kadar kalabalığa, ben tek başıma da anlattığı şeyleri anlayabilirdim. Adam iyilik yaptı yine size yaranamadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış / Texting <𝓣𝓪𝓶𝓪𝓶𝓵𝓪𝓷𝓭ı>
Teen FictionEsin: Koskoca iki yıldır beni seviyorsun ve ben bunu fark etmedim mi? 0543**:Fark etmedin. 0543** :Fark etmeyeceksin. 0543**:Gözünün içine bakıyorum kalbimden taşan aşkı biraz da olsa hisset diye. 0543**:Yanındayken elim ayağıma dolaşıyor, ne yap...