"Hangi renkti?"
"Kırmızı ve mor karışımı."
"Hmmmm. Darbeleri nasıldı? Sert mi yumuşak mı?"
"Söylesem anlayacak mısın? Sanki hayatında hiç yaptın. Hep senin yerine ben yapıyordum. Kaç gecemi heba ettim senin için."
"Niye anlamayayım canım? Anlamak için illa yapmak mı gerekiyor? Hem ben doğru anı bekliyorum."
"Ne zaman Yağmur, mezara girince mi?"
Bir anda önce Güneş'in sonra benim kafama sağdan darbeler geldiğinde gülerek başımı ovaladım.
Benim aksime Güneş şaşkınca inlemiş ve bize vuran ikizime bakakalmıştı.
"Neden vuruyorsun durduk yere Damla Hira?"
"Benim salak ikizim seninle dalga geçiyor sen de saf saf konuşuyorsun kaç dakikadır. Sence Yağmur Mira neden Ufuk'un kardeşinin resim ödevine çizdiğiniz kızın elbisesinin desenlerinin rengini ve Ufuk'un onu fırçayla boyayış şeklini merak etsin?"
"Ne bileyim ben? Sordu anlatıyorum işte."
Gigi Güneş mırıl mırıl içine kaçan sesiyle söylendiğinde kahkaham daha da şiddetlendi ve kendimi yataktan atıp düştüğüm yerde bağdaş kurdum.
Maazallah yakınında durursam etimi morartırdı.
"Doğru düzgün ve işe yarar şeyler anlat. Naptınız Ufuklar'ın evinde?"
"Bir şey yapmadık. Kapıyı zaten bize kardeşi açtı. Tatlı bir kızdı. Annesi de evdeydi, onunla da tanıştım. Sonra salona geçip resim çizmeye başladık üçümüz. Annesi de bize yiyecek bir şeyler hazırladı."
"Ohooo daha birbirlerine hoşlandıklarını bile söylemeden aile ile tanışma aşamasına geçilmiş. Enişte hızlı çıktı."
"Saçmalama Damla! Annesi evdeymiş o gün tanışıverdik işte."
"Bu kadar mı? Başka bir şey olmadı mı? Ufuk'la seni aynı ortama sokmak için bütün zekamı kullandım ben. Bana kalmadı, o yüzden anonimin kim olduğuyla bulamıyorum. Sen gidip mor elbise çizip geri mi geldin? Yazık emeklerime."
"Ne yapsaydım Yağmur Mira? Kucağına mı atlasaydım çocuğun? Utançtan öldüm zaten hep domates gibi gezdim evde. Ama şey dedi."
Gigi Güneş dudağını ısırıp pembeleşmiş yanaklarıyla bize bakıp sustuğunda ikizimle göz göze gelip hemen ikimiz de kuzenimize yanaştık.
Damla yatakta ona iyice sırnaşıp koluna tutunduğunda ben de yerden kalkmadan bacaklarına sarıldım ve devam etmesi için araba önü köpeği gibi hızlıca başımı salladım.
"İşimiz bitince bana eve kadar eşlik etti. O esnada konuştuk biraz. Teşekkür etmek için kahve ısmarlamak istedi. Müsait olduğunda haber ver buluşalım dedi."
"Müsaitsin!"
"Müsaitsin!"
Damla ile aynı anda çığlığı basıp Güneş'in üzerine atladığımızda çok geçmeden kapımız açılmış ve annemler içeri damlamıştı.
"Ne bağırıyorsun Yağmur Hira?
"Yağmur Mira benim adım anne. Sen koydun."
Güneş'in üzerinden şok olmuş vaziyette kalkıp anneme döndüğümde annem çok garip bir şey söylemişim gibi dudak büzüp sırf bu aralar moda oldu diye yaptırdığı saçma tırnaklarına çevirdi bakışlarını.
Tırnakları çatala benziyordu.
Ama bunu ona söylersem onları bana saplardı.
Bunun yerine başka bir şey söylemeye karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış / Texting <𝓣𝓪𝓶𝓪𝓶𝓵𝓪𝓷𝓭ı>
Genç KurguEsin: Koskoca iki yıldır beni seviyorsun ve ben bunu fark etmedim mi? 0543**:Fark etmedin. 0543** :Fark etmeyeceksin. 0543**:Gözünün içine bakıyorum kalbimden taşan aşkı biraz da olsa hisset diye. 0543**:Yanındayken elim ayağıma dolaşıyor, ne yap...