Evde günlerdir oturuyorum. Sessizce geçiyor yaşamım. Arkadaşım Zoe gidip geliyordu. Okul tam gaz sıkıcılıkla devam ediyordu ama okuldan bile canımı çok sıkan birşey var Shawn...
Beni aramıyor gelmiyor hiç değilse bir mesaj atsa yapmıyor tam iki haftadır ondan haber alamıyorum. Ruhum sıkılıyor. Canım acıyordu.
Onu göremiyordum bile gerçekten çok kötü hissediyordum. Onunla konuşmak onunla yüz yüze gelmeyi özlemiştim.
Peki o seni özledi mi?"diye kafamın içinde yankılanan seslere cevap veremiyordum.
-"Hiçbir sorunun çıkışı yok!"diye bağırdım. Birden aklıma gelen şeyle ağlamaya başladım.
-"Ya birşey olduysa ona?"
-"Kime?"Zoe bana bakıyordu merakla.
-"Shawn yok aramıyor beni lanet olası telefon bir türlü çalmıyor!"boğazım yırtılırcasına bağırdım. Zoe bir adım geri çekildi.
-"Tamam sakin ol bebeğim. Sen ara onu."dedi olumsuzlukla kafamı salladım. Telefonu eline alıp numaraları tuşladı.
-"Al şunu!"
-"Hayır!"
-"Merhaba Shawn ben Zoe bir dakika..."dedi ve bana verdi.
-"Merhaba."dedi telefonun diğer ucundaki ses. Gülümsediğinde çıkan o ses kalbimi titretti. Gözümden düşen yaşın akmasına izin verdim.
-"Merhaba."dedim sesimin titrememesi için uğraştım. Bekledim sessizce onun sesine özlem çekiyormuşum. Bunu anlamıştım.
-"Peki prensesim bu aralar fazlasıyla yoğunum."aklıma gelen sohbetle kalbim buz tuttu. Aklımla yapmalıydım.
-"Biliyorum yoğun olduğunu."dedim sinirle.
-"Bir ara buluşmak isterim."
-"Tabi bende isterim."
-"O zaman yarın akşama ne dersin?"
-"Tamam."dedim oldukça soğuk bir şekilde. Bunu anlamış olmalıydı.
Telefonu kapatınca
-" Zoe gel buraya."dedim ona sıkıca sarıldım. Bir kahkaha atıp bana sarıldı. Gece bizde kaldı. Annem ben ve Zoe kızlar dedikodu kaynattık.
Geç oldukça gecenin kahkahaları azalıyor ve esnemeler fazlalaşıyordu.
Sonunda uyumuştuk. Kendimi gecenin huzuruna bırakmıştım.
---
-"Zoe ne giymeliyim sence?"
-"Bence şu siyah elbise ve kilotluçorapla o güzelim yeni botunu giymelisin."dediğini yapıp açık kumral saçlarımı düzleştirdim.
Mavi gözlerimi belirginleştirmek için sadece göz makyajı yaptım. Arabanın korna sesiyle Zoeyi öpüp evden çıktım. Annem işteydi. Shawn o güzel takım elbisesiyle etkileyiciydi.
-"Merhaba prenses."
-"Merhaba."dedim gözlerim soğuk kalbimse onun tersine heyecanla atıyordu. Onun gözlerine baktıkça kalbim...
-"Peki niye böyle soğuksun?"Ah kalbimin sesini duysan soğuksun dermiydin acaba?diye geçirdim içimden.
-"İhanete uğradı kalbim. Fırtınalar koparken içimde her zaman olduğu gibi yanımda değildin sen kırıldım."
-"Üzgünüm işlerim vardı arasaydın gelirdim. Kim yaptı ne oldu?"
-"Birini sevdim. "
-"Bu güzel birşey."keşke beni sevseydin. Keşke şuan dünyadan uzaklaşacak olsak sadece ikimizin dünyası olsa.
-"Neyse sen beni boşver var mı biri?"dedim.
-"Hayır."sinirle
-"Seni aradığımda çıkan kız kimdi peki o zaman!" Kahkaha atıp bana baktı.
-"Ay Alice gerçekten mi o benim çalışanım. Menejerim. Telefonuma bakmasını istedim çünkü işim vardı.
Albüm falan."
-"Oh be. Rahatladım."dedim.
Bana şaşkınca bakınca ne diyeceğimi bilemedim.
-"Saçmaladım."dedim
-"Be-bencede."dedi. Önüme döndüm sessizce gecenin karanlığına gömüldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sick// shawn mendes
FanfictionSessizliğin başladığı noktada fırtına gibi dönecek acı, Sonbaharda düşen sararmış yaprak gibi oradan oraya sürüklenecek aşk! Dünya dönmeye devam edecek sarsılmaz olduğunu sana ispatlamak için, Son kez esecek rüzgar seni bu şehirden uzaklaştıracak ka...