20-

727 77 17
                                    

Lütfen vote ve yorum.
İyi okumalar:)
Luceronun otelini ayırdık ve orada kalıyor. Birkaç gündür Shawnla görüşmüyoruz. Ben de Luceroyla zaman geçiyorum.
O komik ve eğlenceli bana iyi geliyor.
Sürekli güldürüyor.
Ama çok yakın davranıyor.
Sanki o gün beni Shawnın yanına o göndermemiş gibiydi.
Ama fazla kurcuklamıyordum.
Zaten okulu dondurmuş olan aptalı görmüyordum. Ama artık devam etmeliydim. Etmeliydi.
Ayrıca kendimi bu yaptığım şey yüzünden sanki onunla oynamış gibi hissetmiştim. Kendimi...neyse işte öyle hissediyordum.
Luceronun sesiyle kendime geldim.
-"Mavişim kalk hadi yemek yiyelim bir yerlerde."onaylamaz bir şekilde kafamı salladım.
-"Ama-"
-"Hayır."dedim
Bana gülümseyip sarıldı. Bende ona sarıldım.
-"Lucero bak bugün git ben bugün iyi değilim. Sonra konuşalım mı?"
İsteksizce bana bakıp
-"O zaman..."dedi ve yüzünü bana yaklaştırdı. Santim kala bekledi ve yanağımdan öptü. Kalbim neredeyse
atmayı bırakacaktı.
Gözlerini bana çevirmeden hızlı adımlarla kapıya gidip arkasını dönmeden
-"Biliyor musun? Kalbim...o şu an duracak sanki."dedi ve kapıyı açıp gitti.
-"Benimde."dedim fısıldayarak. Sahile gitmeliydim.
Ya da bara. Fazlasıyla yorgun hissediyordum ama kendimi.
-"Of!"dedim sinirle ve dolaba yumruk attım.
-"Sen Shawnı ne yapacaksın?"dedim sıkıntıyla.
-"Ya da Lucero önemli biri mi oluyor?"dedim. Korkuyordum.
Shawnı öylece bırakıp gitmekten korkuyordum.
Onu kaybedip hiçbir şey yokmuş gibi davranmaktan onu unutmaktan.
Gözlerimden yine yaşlar akıyordu.
Evden çıkıp koşarak sahile gittim.
Yağmur yağıyordu. Her zamanki ağaca gidecektimki
Oradaydı!
Kalbim Luceronun beni öptüğündeki gibi hissizleşmişti. Tuğlaların arkasına geçip onu izledim.
İçiyordu. Yanına yavaş bir şekilde gittim. Kafasını kaldırıp baktı.
Sinirli bir şekilde
-"Hey sen bizi arkadaş falan mı sanıyorsun!?"aldırmadan yanına oturdum. Kolumdan tutup kendine döndürdü ve sinirle kaşlarını çattı.
Dinlemedim ve elindeki şişeyi çekip aldım.
Bana ters ters baktı ve
-"S*ktir git!"dedi.
-"Vay vay vay küfür ha?"gözlerini devirip tekrarladı.
-"S*ktir git."
Sağlığı mı şimdi küfür ettirmeyin bana! Sağlığımı düşünmeden içki şişesini elinden alıp kafama diktim. Bana bakıp
-"Gerçekten seni unutmaya çalışmak istiyorum. Ya da çalışmaya çalışmak.
Beni rahat bırak."
-"Biliyor musun? Bir kaç hafta sonra ameliyat oluyorum."kaşlarını gevşetip bana baktı.
-"Bu tehlikeli ama. Riski var."
-"Ben zaten ölü bir ruhum. Tek canlı şeyim bedenim."bir süre konuşmadan durdum. Sonra
-"Sen yokken bu böyle."
-"Ah lütfen her akşam size gelen bokum gibi çocuktan bahsediyoruz.
O var işte benim sidikli yüzümü ne yapacaksın?"
Sinirlendim. Zaten ota boka sinirleniyorum. Psikolojim bozuk bir de o var zaten.
-"Sen cidden salaksın. Düzgün konuş!"
-"Ne var? Bokum gibi yalan mı? Aaa sen ona laf söyletmezsin." dedi ve kalktı oturduğu yerden.
Korktum ve içimdeki ses beni ayaklandırdı.
Bu son olabilir. Kaybedebilirsin.
Yerden destek alıp koşarak yanına ulaştım. Kolundan tutup kendime çevirdim. Gözlerine baktım. Dudaklarımı dudaklarına bastırdım.
Gözlerimizden akan yaşların tadını hissettik.
-"Belki bizimki değişmeyecek sonlardandır. Ama sonda olsa bu tadı hep sevdim. Bunu yaptığında değişik duygular oluşuyor kalbimde. Senin için ölümü göze alabileceğimi anladım.
Bir kez daha söylüyorum bu duyguyu hissetmek için bunu her seferinde fırsat buldukça yapacağım."dedim
Sonra
-"Seni."dedim ve bir öpücük.
-"Çok."dedim ve bir öpücük.
-"Seviyorum mm."dedim ve hepsinden uzun bir öpücük. Ayrıldığımda
-"Bunu yaptığımda kendimi tarif edilmez garip hissediyorum. Sanki bir kuş yıllarca hapiste yeniden uçmaya başlamış gibi!"dedim ve bu sefer onun öpmesiyle mutluluğa geçiş yaptım.
Siz yine cevap bölümüne uzun mu kısa mı yazın ama dayanamadım attım.
:):)

sick// shawn mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin