35-

439 44 18
                                    

-"Shawn hadi yürüyelim biraz."
-"Çok üşeniyorum bebeğim."dedi ve beni kolumdan çekti. Üstüne düşerken bir çığlık kaçtı ağzımdan.
Göz göze gelince
-"Belki evde kalabiliriz."dedi elini bacağıma koyarak
-"Pis sapık!"güldü. Üstünden kalktım ve elinden çekiştirerek onu da kaldırdım.
1 hafta olmuştu eve döneli ve annem Almanyaya gitmişti. Biz gelmeden iki gün önce. Shawnla kalıyorduk.
Her ne kadar fesatça işler yapsakta arada tartışıyorduk.
Geçen gün elimdeki bardağı şakasına ona atıyor gibi yaptım. Gerçekten gidince alnı kesildi. Bağırdı ve gitti. Akşam eve dönüp özür dilemiş ve akşam film izleyerek barışmıştık. Ama genel olarak çok mutluyduk.
-"Aşkım?"
-"Efendim bebeğim?"dedi.
-"Hiç."dedim telefonunda YouTube taki videoların yorumlarına bakıyordum.
Bunlar beni çok üzüyordu. Shawna eş cinsel olduğu ile ilgili yorumlar atılıyordu.
-"Bunu kötü birşey olarak algılamak gerçekten berbat. Bu kötü birşey değil. Ayrıca böyle olan birçok insan var.Bu çok onur kırıcı."dedim. Bana sarıldı ve
-"Sana sahip olduğum için çok mutluyum."ben bunun huzuru ile kollarımı boynuna doladım ve kokusunu sanki son kez alıyormuş gibi çektim. Bacaklarım titriyordu. Kollarım ve tüm bedenim.Bir anda gözlerim kararmaya başlarken tırnaklarımı sırtına geçirdim ama ellerim tutmuyordu.
-"Shawny bana bir şeyler oluyor. Yardım et!"dedim
-"Alice?Alice neler oluyor?"
Her şey bulanıklaşmıştı. Kendimi sert soğuk zeminde hissedince gözlerimden akan yaşları silen Shawn ve onun ağlama sesi...
Yardım istiyordu. Bağırıyordu.
Benimde hareket etmem imkansız gibiydi. Ellerimde dudaklarını hissettim. Saçlarımı okşayan elleri.
-"Bebeğim sakın...sakın...seni seviyorum. Lanet olsun!Biri yardım etsin."dedi bilincim yavaşça kapanırken savaşıyordum hâlâ. Onu böyle bırakamazdım. Korkuyordum.
Ölmek istemiyordum onu böylece çaresiz bırakıp gitme fikri o kadar kötüydü ki...
Tüm gücümle
-"Seni...seviyorum..."dedim.
Ellerimle elini sıkarak.
Sonrası karanlığa teslim oluşum...

---
-"Anneciğim sence babam bana ne almıştır?" R harfini söyleyememesi onu tatlı gösteriyordu...
Bir anda çok yakışıklı bir genç belirdi.
Elinde sepet vardı. İçindeki çilek kokuları o kadar güzeldi ki. Diğer elinde papatyadan taç vardı. Çok güzel gülümsüyordu. Sarı saçları ve mavi gözleri olan kız koşarak babasına gitti ve sarıldı. Adam kızı kucağına aldı kızı ve etraflarında bir tur kahkahalarla güldüler. Bu o kadar güzel bir tabloyduki...
Genç kadın siyah saçlarını toplayıp göz yaşlarını saklamaya çalıştı.
Bu kadar güzel bir tabloda kötü olan şey ne olabilirdi ki.
Bir anda herşey tam tersine döndü adam elindeki sepeti yere fırlatıp giderken kadın yere çöküp ağlamaya başladı. Yüzünden ellerini ayırınca yüzünde daha az önce olamayan kırışıklıklar oluşmuştu. Mavi gözleri solgunlaşmıştı. Farklı bir görüntü...
Beyaz bir koltukta uzanmış ve tavanı izleyen kumral saçlı tıpkı annesi gibi mavi gözleri olan bir kız vardı. O kadar derin düşünüyorduki annesinin çığlıklarını duymuyordu ya da duymamazlıktan geliyordu. Annesine yardım etmek istiyordum ama hareket edemiyordum. Kadın duvara yaslanmış tırnaklarını boynunu parçalarcasına kaşıyordu.
Kıza kızgınlıkla dönmüştümki gözleri kapanmış elleri koltuktan sarkıyordu. Rengi cansızdı. Dudakları mosmordu.
Sanki soğuk bir buz dolabı gibiydi.
Göz yaşları akıyordu hissediyordum ama silemiyordum. Annesinin hıçkırıkları durmuştu. Bir anda gerçekler aklımda dolaşmaya başlamıştı.
O adam benim babamdı. O kadın annemdi. O kız bendim!
O aile bizdik!
Bizi bırakıp giden babamdı.
Bir anda o yeşilliklerin içine geri döndüm.
Rüzgar esiyordu. Çok sertti. Yapraklar yere düşüyordu. Yürüdüm. Ağlıyordum... yerde gördüğüm çileklere uzandım. Çileklerin yanındaki sepete baktım. Az önceki sepetti. Çileklere elimi uzatmıştımki elimden biri tuttu ve çekti.
-"Hey ne yapıyorsun?"
-"Seni buradan götürüyorum."dedi.
-"Neden?"dedim bana dönüp -"Mutsuzsun."
-"Seninle gelirsem mutlu mu olacağım?"
-"Belki."göz yaşlarımı silip elimin üstüne dudaklarını bastırdı.
Sonra saçlarımı okşadı. Huzur kokuyordu. Beni göğsüne yasladı. Rüzgar bana zarar verebilecekmiş gibi beni sarmaladı.
Beni bütün bu olanlardan koruyormuş gibiydi. Kollarının arasında olmak güvendi. Orada beni hiçbir şey üzemezdi. Bana zarar veremezdi.
-"Seni seviyorum..."diyen fısıltılar duyuyordum. Nereden geldiğine emin değildim. Başımı kaldırıp baktım. Görünmüyordu bir şey.
Tam kafamı geri koyacaken gitmişti.
Göz yaşları beni esir aldı. Koştum. Uzun süre rüzgar saçlarımı dağıtırken ben yere çöktüm.
Karşımda siyah botları ve siyah pantolonunu görünce kafamı kaldırdım. Sulu gözlerime bakıp
-"Bu kadar çabuk pes edeceğini bilmiyordum. Sevgimi kollarımdayken hissedemedin mi? Güveni? Onları hissedince seni bırakmak zorunda kalsam bile senin güvende olmanı sağlayacak tek şeydi.
O aşktı. O bir büyüydü."dedi. Yanıma geldi ve çenemden tutup başımı kaldırdı. Dudakları vişne gibiydi. O kadar güzel bir rengi vardı ki...
Dudaklarıma hafif bir öpücük kondurdu ve sarıldı.
-"Bir daha koşmak ya da kaçmak zorunda kalmayacaksın. Bu kollar hep senin için burada olacak. Her üzüldüğünde bunların arasına geleceksin. Küçük bir öpücük ile bütün yaran kabuk bağlayacak. Sonra fark edeceksinki bu bir bağımlılık ve ben senin uyuşturucunum. Bir bağımlılı olacaksın. Her seferinde beni içine çekeceksin. Bırakamayacaksın. Bir bakmışsın ki tükenmişsin ve seni tüketen benim. İşte o zaman vaz geçeceksin."saçlarıma bir öpücük bıraktı.
-"Bana eğer ki bağımlı kalırsan pes edeceksin."
-"Ben her türlü pes edeceğim."dedim.
Bir şey demeden beni kendine çekti ve sarıldı.
Canım yanıyordu...
Ama kimse fark etmiyordu.
Bir tek o vardı. Sevgisi ile beni sarmaladı. Korktum ve kaçtım...
Sonradan fark ettim ki onunla da olmuyor onsuz da...
Dediği gibi o bir uyuşturucuydu ve beni yiyip bitirecekti.
Yenik düşerek,
Ve pes edecekti.
Ama bir büyü vardı adı aşktı...
Gizli bir iksir gibiydi.
Fısıldadı kulağıma
-"Aşk bu seçemeyeceksin. Seni fark etmeden ele geçirecek ve sen idrak edemeden seni yerle bir edecek.
Sonra her şeyin bittiği anda sana gerçeği gösterecek... Tıpkı cennet gibi. Büyüde bu ya kendisini kötü bir zehir gibi gösterecek ama yıkılmadığını gördükçe o pes edecek.
Bana elini ver ve geçelim... bana güven ve seni seveyim... bana kalbini açta bende sana sığınayım... senin bana sığındığın gibi...yeniden yaşayalım. Sana zehir gibi gelen her şey aslında ilaç olacak. Sadece sabret ve bana aşkını ver. Üstesinden geleceğiz."

sick// shawn mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin